Kediler Nankör,

Tilkiler Kurnaz,

Yılanlar Sinsi.

Toplumların dilinde hayvanlar, sadece doğadaki canlılar değil, aynı zamanda insan karakterlerinin de simgesidir. Kedi, tilki ve yılan bu açıdan en sık başvurulan üç semboldür. Kedi denilince nankörlük, tilki denilince kurnazlık, yılan denilince sinsilik akla gelir. Bu benzetmeler elbette hayvanların doğasına haksızlık olabilir, fakat kültürel hafızada dıştan algılanan bilince yerleşmiş görüntü bu.

Nankörlük: Kedinin gölgesinde karekter bulur.

Kedilere yüklenen nankörlük, aslında insanın kendi beklentisinin yansımasıdır. Beslediği, büyüttüğü bir kediden sürekli minnet bekleyen insan, karşılığını göremediğinde “nankör” kelimesini bulur. Bu durum, insana da ayna tutar: Emeği görmezden gelen, iyiliği unutan, menfaati bitince sırt çeviren kişi de kedinin nankörlüğünü taşır.

Kurnazlık: Tilkinin ardına sığıntılanır.

Tilkiler masallarda ve halk hikâyelerinde daima kurnazdır. Bir adım önde olmayı, herkesi oyunuyla alt etmeyi bilir. İnsanlarda da bu yön karşımıza çıkar: Hep kendi çıkarını düşünen, başkasını tuzağa düşüren, aklı daha çok başkasını aldatmak için çalışan kişiler, tilkinin ruhunu kuşanmış gibidir.

Sinsilik: Yılanın duruşudur.

Yılanın sinsiliği, görünmezliği ve sessizce yaklaşmasından doğar. Açıkça düşmanlık etmez, ama zamanı geldiğinde zehrini bırakır. İnsandaki sinsi yön de böyledir: Sessiz duran ama içten içe zarar planlayan, dost görünen ama fırsatını bulunca arkadan vuran, en tehlikeli karakterlerden biridir.

Hepsi Bir Arada: İnsan Suretindeki Maskelerde gizlenir.

En ürkütücü olan, bu üç özelliğin tek kişide birleşmesidir. Hem nankör, hem kurnaz, hem sinsi…

Bu tip insanlar toplumda en çok güven kaybettiren kişilerdir. Çünkü onların yanında dostluk samimiyete değil, menfaate bağlıdır. Onların zekâsı doğruluğa değil, tuzağa çalışır. Onların sessizliği barışa değil, gizli bir hesaplaşmaya hizmet eder.

Kedi, tilki ve yılan doğalarında oldukları gibidir. Ne iseler odurlar. Ama insanda bu özellikler bir tercihtir. İnsan, iyiliği seçme özgürlüğüne sahipken nankörlüğe, kurnazlığa ve sinsiliğe sarılıyorsa, asıl tehlike işte oradadır.

Sonuç

Doğa masumdur, fakat insan masumiyetini ve iyiden yana güzelliklerini kaybediyor.

Onun için galiba en iyi yol,maskelere gizlenmeden, insanın kendi doğasının gereğini yaparak ilerlemesidir.