Son yazıma “Kırşehir Ahi Kentidir, Kırşehirliler duyarlıdır” diye başlamıştım… Öyle de. Ama ne yazık ki bazı esnafımsılar öyle satış politikaları uyguluyor ki kime sorsan bu mu “Ahi Esnafı” diyor! İşini hakkıyla yapanları, makul fiyatlara satış yapanları tenzih ederim.

Son yazıma “Kırşehir Ahi kentidir, Kırşehirliler duyarlıdır” diye başlamıştım…
Öyle de.
Ama ne yazık ki bazı esnafımsılar öyle satış politikaları uyguluyor ki kime sorsan bu mu “Ahi Esnafı” diyor!
İşini hakkıyla yapanları, makul fiyatlara satış yapanları tenzih ederim.
Lafım müşteriyi nasıl kandıracağını şaşırmış, fiyatları olması gereken fiyatın üç beş katına çıkarıp millete “yüzde elli indirim” etiketiyle yine çok çok yüksek fiyatlara satanlara, müşterinin kılık kıyafetine göre muamele edenlere, kovmaktan beter edenlere, tok satıcılara!
Öyle ki en son ismi lazım değil reklam olmayı hak etmeyen şehrimiz Atatürk Caddesi’nde bir mağazada yaşanan bir olay aynen şöyle:
Piyasa değeri en fazla 400 lira olabilecek bir ürün, sürekli müşterisi olan bir hemşerimize 135 liraya satılıyor. Arkadaşının üstünde o ürünü gören başka bir hemşerimiz de “Fiyatı uygunmuş benim de böyle bir şeye ihtiyacım var, gideyim bende alayım” diyerek bu çok kaliteli (!) mağazamızın yolunu tutar.
Gider hemen ürünü dener beğenir der ki “Baya indirim varmış 135 liraya düşmüş koşa koşa geldim valla!”
O esnada telefonla konuşan satış elemanı “Olur mu 600 lira etiket yarısı 300 liraya düşüyor!”
Hemen etikete bakan bu hemşerimiz gerçekten de etiketin 600 lira olduğunu görüp dehşetle “Ama şu şu kişiye 135 liraya vermişsiniz” elemanımız telaşla telefonu kapatır “Kimmiş, ne zaman almış, yok ya olur mu öyle şey” kemler kümler!..
Şaşırıp kalan hemşerimiz “Ne yani ben yalan mı söylüyorum, o kişi yalan mı söylüyor, arayıp soralım bakalım. Ben adım gibi eminim o fiyata aldığını söylediğine” derken aranır o kişi, telefonla konuşulur aynen doğrular, doğrularken de “Belki size o fiyata vermezler verin ben konuşayım” der.
İyice sinirlenen hemşerimiz dayanamaz “Tamam tanıdıklara indirim yapılır, yapılır da 170 lira fark mı olur, bu kadar kazık atılmaz neyse daha fazla uzatmaya gerek yok hayırlı işler (!) diyerek ve bir daha bedava verseler oradan alışveriş yapmam düşüncesiyle ayrılır mağazadan.
Bakın beş on lira değil, tam yüz altmış beş lira bir fark. Aynı ürünü bir müşteriye 135 liraya satarken de kar ediyorlar, 300 liraya satarken de!
Şimdi söyleyin bana bu dolandırıcılık değil de ne?
Yine şehrimiz Ankara Caddesi’nde bir mağaza var. Gelen müşteriyi baştan aşağı süzüp kılık kıyafetine göre ilgilenen! Üstünüz başınız yerindeyse ooo bir ilgi, bir alaka ama yok paspal görünüyorsanız üzgünüz yüzünüze bakmazlar!
Bu nasıl bir ticaret ahlakı Allah aşkına?
Ticaret ahlakını da geç bu nasıl insanlık!
Sonra “Esnaf kan ağlıyor”…
Kusura bakmayın da siz milleti böyle kandırmaya, çok afedersiniz kazıklamaya devam ettikçe daha çok ağlarsınız…
Örnekler çoğalır gider, gider de benim elim gitmiyor yazmaya. Konduramıyorum Ahiliğin doğduğu şehrime bu gibi olayları.
Ne iş yaparsa yapsın, hakkını verenlere helali hoş olsun, diğer türlüsünü Allah çıkaracak zaten…