salih

7 Haziran seçimlerine yaklaşık 2,5 ay kaldı. Tüm partiler adaylarını belirlemek için çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor.

Kırşehir’de hangi partiler milletvekili çıkarabilir?
Partiler kimleri aday gösterir şu an net bir durum yok.
Kırşehir’de bir takım kişiler bir balon uçurup “Bizim partinin birinci sıra adayı şu, ikinci sıra adayı şu…” diye yaygara yapıyor.
“Kırşehir’de hangi adaylarla hangi parti kazanır?” sorusu herkesin kafasında en önemli soru işareti.
Yapılan mini anketlere ve araştırmalarına göre, Kırşehir’de seçilecek iki milletvekili için AK Parti ile MHP’nin şanslı olduğu ortaya çıkıyor.
Her ne kadar Ak Parti’nin İl Başkanı Mustafa Kendirli “Bizim oyumuz yüzde 49.7” diyerek iki milletvekilini kazandıklarını şimdiden ilân etse de bu cevap beni ve kimseyi tatmin etmiyor doğrusu…
Yine Mustafa Kendirli “iki milletvekilini kazanmak için sahaya bomba gibi gireceğiz” dese de sanırım biraz kendisi de 2-0’lık sonuca inanmıyor gibi… İçinde bir endişe olduğunu gözlemliyorum.
Çünkü “Türkiye’de bugün iktidar değişikliğini görüyor musunuz? Hayır! O zaman bizim Kırşehir’e daha güzel hizmet etmemiz için bizim de iki milletvekili ile ve yüksek bir oy oranıyla çıkmalıyız. Biz de bir Kayserili gibi düşünmeliyiz. Bakın onlara her dönem iktidarla birlikte oluyorlar, bakan ve hatta Cumhurbaşkanı çıkarıyorlar. Bizim de iktidardan yana olmalıyız” sözlerini kullanan Mustafa Kendirli iktidardan yana olmanın önemine dikkat çekiyor.
Yani her ne kadar dışarı vurmasa da AK Parti İl Başkanı Kendirli’nin bu dönemde Kırşehir’den iki milletvekilini kazanamayacakları endişesi içinde olduğunu gözlemliyorum.
Peki Mustafa Kendirli’ye hatırlatalım. Kırşehir bırakın geçmiş yılları da AK Parti’nin üç dönemdir iktidarına bir bakalım. Kırşehir üç dönemdir AK Parti’ye oy verdi, hepsinden de ikişer milletvekili, Belediye başkanlarını verdi. Peki Kırşehir AK Parti iktidarında bir bakan çıkarabildi mi? Sorunlarını çözebildi mi?
Birkaç kamu binası yapmakla, rutin yatırımlarla Kırşehir büyüdü mü, gelişti mi?
Elbette hayır? Tam tersine Kırşehir küçülmeye, göç vermeye devam etti.
MHP’deki aday sayısının fazlalığı AK Parti’lilerin canını sıkmışa benziyor. Hatta AK Partililer bunu dayatma olarak görecek kadar ileriye gidiyor. Neymiş efendim MHP’deki aday sayısının 26’ya ulaşmasını genel merkezin “gidin illerinizde aday olun!” diyerek yönlendirdiklerini ve aday olmaya zorladıklarını bile ileri sürebiliyorlar!
Bu sözlere kargalar bile güler sanırım.
Çünkü siyasete girmek istemeyen hiç kimseye genel merkezin “git ilinde aday olacaksın!” diyeceğine ihtimal vermiyorum.
Haa şu olabilir.
Kendini Genel Merkez yöneticilerine yakın gören insanlar aday adayı olarak ortaya çıkıp Kırşehir’e gelebilirler. “Niye aday oldun?” sorusuyla karşılaşınca da “Ya genel merkeze gittim, aday olabilirsin. Git çalış dediler!” diyebilirler. Bu demek değil ki genel merkez partililere “Aday adayı olacaksın!” diyerek bir baskı ve dayatma yapacaklarına inanmıyorum, kimsenin de inanacağına ihtimal vermiyorum.
Bu sözleri sarf edenler AK Partililerin yakıştırması, MHP’yi Kırşehir’de en büyük rakip olarak görmeleri olsa gerek.
Peki CHP’deki aday adayı sayısının azlığını AK Partililer neden görmez, neden yorumlamazlar ki?
Çünkü onlar Kırşehir’de CHP’nin kazanma şansının bulunmadığını bildikleri için MHP’ye yükleniyorlar.
CHP bu ay sonunda yapılacak ön seçime kilitlendi. Üç aday adayı üye ve delegelerin peşinde. Onların desteğini almak için yoğun bir çalışma yapıyorlar.
HDP de ülke barajını aşmak için Kırşehir’de yoğun bir çalışma içinde…
Yine yapılan araştırmalara göre MHP, AK Parti, CHP, BBP ve Saadet Partisi’nden oy alırken, AK Parti, HDP’ye gidebilecek oyları geri çevirme peşinde…
En çok oy kaybının yaşandığı gözüken CHP’de, ön seçim sonrası durumun biraz daha netleşmesi bekleniyor.
Geçen yılki yerel seçimlerde yüzde 40 oy alan AK Parti ile yüzde 30.3 oy alan MHP’deki aday adayı sayısının çokluğu da bu partilerin bu seçimde iddialı olduğunu ortaya koyuyor.
“7 Haziran seçimlerinde Kırşehir’de hangi partiler milletvekili çıkarabilir?” sorusuna Kırşehirliler “AKP ile MHP” şeklinde görüş bildirirlerken, “Partiler hangi adaylarla seçimi kazanır?” sorusuna bir çok yanıt veriyorlar.
İnsanların elbette siyasi bir görüşü var ve görüşleri doğrultusunda gönül verdikleri partilerine oylarını veriyorlar. Ama benim gördüğüm, takım tutar gibi parti tutmayanlar da büyük çoğunlukta…
Kırşehir’de insanların büyük bir kısmı artık partilerini değil, partilerin adaylarına bakıyor.
Bence de öyle. Partiden çok aday bizim için, Kırşehir için çok önemli.
Kırşehirlilere tepeden bakmayan, Kırşehir’i ve Kırşehirlileri seven, hizmet etme yeteneği bulunan, Meclis’te sık sık konuşarak Kırşehir’i en iyi şekilde temsil edecek, Kırşehirlilerin sorunlarına hakim, bilgisiyle, tecrübesiyle, bakan olabilecek özellikleri taşıyan kişilerin milletvekili olmasını istiyoruz.
Partiler de sırf aday göstermek için değil, “Kırşehir’de seçimi hangi adayla kazanırız” mantığıyla hareket edip adaylarını belirlerlerse daha çok oy toplayacaklarına ve seçimden zaferle çıkacaklarına inanıyorum.
Üç dönemdir AK Parti’yi destekleyerek oy verip milletvekili seçilenlerden sadece Mikâil Arslan’ın Kırşehir ve ilçelerine hizmet götürdüğünü, ondan sonra gelenlerin Kırşehir’e ciddi bir yatırım ve katkı sağlamadığı herkesin dilinde.
Ancak bu dönemde Kırşehir’de AK Parti’nin iki milletvekili çıkarma şansının bulunmadığı görüşü hakim.
MHP herkesin sevdiği, benimsediği adaylarla seçime girerse bir milletvekilini kazanacağını, hatta ikiyi bile zorlayacağı dillendiriliyor.
Tüm bu soruların cevabını adayların 7 Nisan’da açıklanmasıyla daha da netleşeceği görülüyor.
Ne diyelim kim, hangi parti kazanırsa kazansın, biz istiyoruz ki Kırşehir kazansın.

Biraz da gülelim!

Tazminat
Adamın biri, bir tazminat davası açmak istiyordu. Avukata müracaat etti ve dedi ki:
“Size durumu anlatayım, eğer bu tazminatı alabileceksem davayı açalım, yoksa hiç teşebbüs etmiyelim.”
Ve oturup bütün olayı anlattı. Avukat dikkatle dinledikten sonra:
“Ne duruyorsunuz? Yüzde yüz siz haklısınız. Karşınızdakinin suçluluğu o kadar açık ki, tutar yeri yok. Bir dakika bile kaybetmeden bu davayı açalım, muazzam bir tazminat alırız...”
Avukatın bu heyecanına karşılık, adam hiç ses çıkarmadan, dinleyip başını salladı:
“Hiç dava açmasanız daha iyi olur.”
“Neden ama?”
“Zira ben karşı tarafın durumunu anlattım.”

Sevdiğim bir söz!
Gölgelerden asla korkmayın. Bunlar yakın bir yerde bir ışık olduğu anlamına gelir.
Ruth Renkel