Öyle zamanlardayız ki sadece vakit öldürüyoruz ve kötüye, olumsuz olana rağbet artıyor.

"Uzunca bir süre maske takarsan altındaki kişiliği de unutursun" sözünün gerçekleştiği bir zaman.

Canımız sıkılıyor.

Düşünmemiz, konuşmamız gereken ama ihmal ettiğimiz çok şey var.

Yeni fikirler, yeni çözümler, yeni planlar, programlar, politikalar gündemde olmalı ve biriken sorunların nasıl çözüleceğinin konuşulması gerekliğinin önemi anlaşılmalı.

Maalesef uyanmama inadı sarmalında, değirmen taşı misali olduğumuz yerde dönüp duruyoruz.

Düşünmemiz, konuşmamız gereken ama ihmal ettiğimiz çok şey var.

Örneğin;

*Cevaplarını gösterilen soruları bile boş bırakan öğrenciler.

         *Özel okulda  bitmez tükenmez bir şımarıklık ve duygularını çoktan kaybetmiş öğrenciler.

*Öğretmenine koridorda çarpıp yere düşüren ve dönüp özür bile dilemeyen sonrasında yoluna devam eden insandan ne beklenir?

Haliyle gidişat böyle olursa elbette olumsuzluklar ayrık otu arsızlığında çoğalır...

Piyasa ahlaksız,

Toptancı ahlaksız,

Perakendeci ahlaksız,

Müşteri çaresiz olur...

Gerçi;

İşverene sorsan işçi arsız,

işçiye sorsan işveren arsız.

Her şeyi çalışma ve ticaret ahlakının yokluğuyla açıklayıp içini öfke ve kırgınlıkla arındırmaya çalışanlardan geçilmez oldu.

Ancak;

"Eğitim gerçeklerin öğretilmesi değildir, düşünmek için aklın eğitilmesidir."

Cümledeki inançla;

İnsan ve iktisat ilişkisini konuşmanın zamanı gelip geçtiğini bilmeli zira asıl olanı gözden kaçırıyoruz.

İnsan ilişkilerini...

İnsanla para arasındaki ilişkiyi,

İnsanla itibar,

İnsanla iktidar vs ...

         İnsanla insan bağını konuşuyor muyuz?

Çocuklarımıza ne oluyor, ne olacak diye sorguluyor muyuz?

Mantık ve bilinç gelişmedikçe, sahte olanın hâkimiyeti mutlak suretle devam edecektir.

Sadece;

Biraz düşünme.

Biraz sorma.

Biraz itiraz.

Canımız sıkılıyor.

Düşünmemiz, konuşmamız gereken ama ihmal ettiğimiz çok şey var.