Küresel ısınmaya bağlanan Seyfe gölü korumasının asıl nedeninin insan kaynaklı olduğu yapılan incelemeler sonucunda bilim insanlarınca kanıtlanmıştır.

Devlet Su İşlerinin açmış olduğu devasa kanal ki uzunluğu 30 km genişliği 15 metre derinliği yer yer 10 metreyi bulan ve göle civardaki su kaynaklarından gelen yeraltı sularını göle ulaşmadan alıp civar köyler üzerinden dereye akıtmaktadır. Yetkililerin dediği gibi‘ göldeki su seviyesinin kontrol edilmesi değil civardaki özellikle Kızıldağyeniyapan köyünün alanı içerisinde kalan ve sular yükselince suyun ortasında kalan tarlaları kurtarmak için açılmış siyasi bir kanaldır maalesef.

Orada kurtarılacak 50 -100 dönüm tarla için civardaki on binlerce dönüm arazi ve on milyonlarca ev sahipliği yapan göl tehlikeye atılmış ve kurutulmuştur.

YineSeyfe Köyü’nde çıkan tatlı su kaynakları yaklaşık 5 km uzunluğunda ve 10 km genişliğinde bir havza içerisinde kendine özgü bitki örtüsü geliştirerek mera alanları ve adacıklarla Göçmen kuşlara evsahipliği yapıyordu. Seyfe Köyü’nün hemen altında yer alan tatlısu barajı ile yine buraya özgü binlerce yıl meydana gelmiş bitki örtüsü sayesinde kartpostalları andıran nefis güzellikleriyle insanları büyüleyen bir görsele sahipti. Buradan akan sulargöle ulaşana kadar Çeşitli bahçeleri kavaklık, söğütlük,elma ve benzeri canlandırmak suretiyle bir cazibe merkezi halindeydi.

Göl etrafında eskiden o kadar büyük sazlık ve Kamışlık alan vardı ki Horla köyden Kızıldağyeniyapan köyüne kadar çok geniş bir alan kamış ve sazlar kaplı idi. İçerisinde on binlerce kuşu barındıran bir bitki örtüsü vardı.

Göl suyunun sodalı ve tuzlu olması nedeniyle başta flamingo allı Turnalar olmak üzere pelikanlar yaban ördeklerinin her cinsi angıtlar, sakarmekelervb yüzlerce çeşit ve on binlerce sayıda Ev sahipliği yapabilecek kapasitesi var idi.

Ancak Mucur Belediyesi Seyfe’de su kaynaklarına çok yakın mesafede yaklaşık 150 metre derinliğinde derinkuyu sondajları açarak devasa üstelik asbestli borularla 17 km mesafedeki Mucur’a içme suyu aldılar. Bu da yukarıda bahsettiğim yeşilliklerin doğal güzelliğin sebebi olan suyun kurumasına neden oldu.

Hepimiz suçluyuz. Suyu hoyratça kullandık. Pancar ektik, yonca ektik, mısır ektik oysaki kuru tarım yapılmalıydı. Bizlerde sondaj vurarak yeraltı suyunu bilinçsizce emdik. Meyve bahçelerimiz kavaklık Söğütlü alanlarımız sazlı Kamışlık alanlarımız hepsi kurudu. Kuşlar bahar aylarında gelip kışın yağan yağmur kar sularının oluşturduğu ortamda yuva yaptılar halende yapıyorlar ama haziran ayı geldiğinde göl kuruyor ve susuz kalıyorlar. yavruları ölüyor kaçabilen uçabilen kurtuluyor ama geriye kalan insan eliyle öldürülüyor maalesef.

Köylüler artık pancar benzeri sulu tarımı tercih etmiyorlar. Kuyular zaten çok az kullanılıyor idi durdurdular büyük oranda.

Ancak tüm kuyuların çektiği suların onlarca katı fazla su çeken mucur belediyesinin kuyuları henüz kapatılmadı. 1996’dan beri su almaları yasak olan Seyfe Sulak alan birinci derece sit havzasından defalarca söz vermelerine rağmen su çekmeye devam etmektedirler. Hep Seneye su almayı bırakacağız sözleri vererek oyalamakta kendilerince kurnazlık yapmaktadırlar. Oysa doğa bunu affetmiyor misliyle acısını bizlerden çıkartıyor.

Öncülük yapması gereken mucur belediyesi Kırşehir Valiliği Belediyesi Boztepe ilçe yönetim ve Belediye Başkanlığı üzerlerine düşen görevi yerine hakkıyla getirmemektedirler. Köylüler her türlü fedakârlığa hazırdır.

Siyasi otoriteler isterlerse Yamula Barajı‘ndan takviye su getirerek milyonlarca dönüm alanı kapsayan Seyfe Gölü -Malya Havzası Sulu tarım yaptırarak hem yöre çiftçisinin üreticisinin çok çeşitli ve çok fazla ürün elde etmesini sağlayabilirler hem de gölü kurtararak kuş cennetimizi hayata geçirirler. Bu mümkün. Çünkü günümüz teknolojisinde Kızılırmak‘ta 30 km mesafedeki Seyfe Gölü’ne su çekmesi çok kolay ve ucuz olur. Yeterki izin versinler köylüler yapar bu işi.

Seyfe Gölü altın bir tepside inci tanesidir. Onu korur ve yaşatırsak çok zengin bir hazineye sahip oluruz. Ama yaşatmazsak cezasını hepimiz çekeriz.O yüzden diyorum ki kaybedecek zamanımız yok gerekli tedbirler derhal alınmalı küresel ısınmanın getirdiği verimsizliğin önüne geçmelidir hemen şimdi.

Hemen şimdi, çünkü yarın çok geç olabilir. Allah esirgesin Irak’a Suriye’ye rahatta Filistin’e dönebiliriz. Toprağımıza taşımıza suyumuza ağacımıza sahip çıkmalıyız.

Yoksa ülkemizin çocukları geleceğimizsin evlatlarımız aynı bugün Türkiye’ye iltica etmek zorunda kalan Suriye, Irak,Afgan ve benzeri ülke durumuna düşerler.