Bugün Kırşehir’le ilgili bir yazı yazacaktım ama geçtiğimiz Pazar günü İstanbul İstiklal Caddesinde meydana gelen terör olayı nedeniyle bir değişiklik yaparak Kırşehir’le ilgili yazımın yerine Türkiye üzerinde oynanan oyunlara değinmek istiyorum.

“Su uyur, düşman uyumaz“ diyenler ne güzel söylemişler.

Evet su uyudu, düşman uyumadı ve geçtiğimiz Pazar günü akşam saatlerinde İstanbul İstiklal Caddesi’nde uyumayan düşmanın organize ettiği terör olayında vatandaşlarımız öldü, çok sayıda vatandaşımız da yaralandı. Ülkemiz genelinde olduğu gibi bizde bu terör olaylarını Kırşehir’de televizyonda haberlerde öğrendik, üzüldük, kahrolduk.

Tabi uyumayan düşmanlar başta ABD olmak AB ülkeleri ve diğer haçlı devletleridir. Bu devletler Türkiye’de her türlü terör olaylarına destek verirler sonrada hiçbir şey olmamış gibi taziyelerde bulunarak üzüntülerini bildirirler. Özet olarak “Dost görünen düşmanlardır.“

Bakın ülkemizde meydana gelen terör olaylarının ABD, AB ve diğer haçlı devletleri tarafından yapıldığını anlatan,  yıllardır Türkiye’ de ajan olarak görev yapan ve sonra yaptığı bu görevden dolayı büyük vicdan azabı çeken bir Amerikalı ajan itiraflarını; “12 Eylül 1980 öncesinde Türkiye’de barış gönüllüsü olarak Sivas civarında görevlendirilmiştim. Açık söylüyorum görevim casusluktu. Sizin mezhep ve kan gütme davalarınızı çok iyi etüt ettik ve o civarın teknik haritasını çıkardık.

Türk insanı da bizi oraya gitmiş ve çocuklarına yabancı dil öğreten birileri sanıyordu. Bundan dolayı biz, onların misafirperverliklerini bile görmüştük. Yemeyip yedirdiler. Ama biz buna karşı neler yapıyorduk, görevimiz icabı aileler arasına girip, unutulmuş düşmanlıkları, kan davası ve mezhep ayrılıklarını körüklüyorduk.

Hâlbuki o düşmanlıklar çoktan unutulmuştu. Biz Ahmet Ağa’ya gidiyorduk ve “Yahu şu Mehmet Ağa’nın dedeleri de ne hain imiş, koç gibi dedene kıymışlar” deyip eski yaraları kaşıyıp kanatıyorduk. Daha sonra Mehmet Ağa’ya gidiyor ve “Şu ailede size az kalleşlik etmedi” diyor ve eski ateşi körüklüyorduk. Böylece Türkiye’de huzuru bozduk. Sivas ve çevresindeki hadiseleri başlattık. Pek çok masum çocuk ve kadının ölümüne sebep olduk. Daha sonra yaptığımız işin korkunç ve iğrençliğinden vicdan azabı duydum ve ülkemi terk ederek İsviçre’ye yerleştim. Evlenemiyorum evlenirsem çocuğum olacak. Hâlbuki ben yüzlerce masum çocuğun öldürülmesine sebep oldum. Bu yaptığım benim çocuğumun başına da gelebilir endişesiyle evlenemiyorum“ şeklinde anlatıyordu.”

Kırk yıldan fazla sürede ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgelerinde çok sayıda askerimiz, polisimiz ve sivil vatandaşlarımız şehit edildi,  öldürüldü,  yüzlerce askerimiz, polisimiz ve vatandaşlarımız yaralandı veya gazi oldu. Diğer şehirlerimizde zaman zaman acı ve üzücü olaylar meydana geldi son olarak geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’ da İstiklal Caddesi’nde patlama meydana gelerek vatandaşlarımızdan ölenler ve yaralananlar oldu.

Bütün bunların sebebi Türk Milletini ve onun sahip olduğu Anadolu coğrafyasını içine sindiremeyen, kabullenemeyen başta ABD, AB ülkeleri ve diğer devletlerdir. Bu devletler gönderdikleri ajanlarla içimize nifak sokarak bizi birbirimize düşürmekte, kardeşi kardeşe öldürtmektedir. Türkiye’nin kalkınmasını, ekonomik anlamda gelişmesini istemeyen haçlı zihniyetler içimizde satılmış bazı uşakları besleyerek, silah, mühimmat ve diğer lojistik destekleri vererek kışkırtmalarıyla her gün Türkiye’de olaylar çıkartıyorlar neticesinde insanlarımız ölüyor, sakat kalıyor ve dedikleri gibi başımızı kaldırtmıyorlar.

Bugün hedef Türkiye’dir. Haçlı zihniyetlerin amacı dünya coğrafyasında güçlü bir Türk devletini istemedikleri gibi Türkiye’nin elinde bulunan kaynaklara da sahip olmaktır. Şu an için en kıymetli maden petroldür. ABD, AB ülkeleri ve diğer haçlı devletlerinin öncelikli amacı özellikle Irak, Suriye gibi Ortadoğu ülkelerinin elinde bulundurduğu petrollere sahip olmaktır. Bunun için yıllar önce İsrail devletini kurarak ayaklarını sağlam basmaya başladılar. İsrail denince hemen parantez içerisinde belirteyim İsrail kendiliğinden devlet olan sınırları önceden var olan bir devlet değildir. İsrail şu an devlet olarak varlığını sürdürdüğü toprakları zaman içerisinde Filistin'den satın almış büyük bir toprak varlığına sahip olmuş ve sonucunda da Birleşmiş Milletler tarafından devlet olarak ilan edilmiştir. Devlet olarak ilan edilmesiyle ABD’nin ayağı yer tutmuş, bu bölgeye üst kurmuş, buradan Ortadoğu ülkelerini gözetlemiştir. Kısaca ABD ve diğer haçlı devletleri İsrail’i kendilerine maşa olarak kullanmaya başlamıştır.

İsrail’i devlet olarak ilan eden zihniyetin öncelikli hedefi Ortadoğu petrollerine sahip olmaktır. Ortadoğu petrollerine sahip olduktan sonra en önemli hedefleri Türkiye’dir.

Ayrıca; Amerikalı Yahudi bankacı ve iş adamı olan David Rockefeller’in bir söyleşide; “Atatürk yüzünden planlarımızı yarım yüz yıl ertelemek zorunda kaldık. Şu an yine uyguluyoruz Türkiye’yi bölmek için Türk Kürt savaşı çıkarmalıyız. Böylece kazanan İsrail olacaktır“ demesi de Türkiye üzerinde oynanan oyunların, terör olaylarının,  patlayan canlı bombaların sebebini açıkça göstermektedir.