Geçen Çarşamba günü Serik ile oynadığımız 4. karşılaşmadan da boynu bükük ayrıldık. Hazırlık maçlarında alınan sonuçları eleştiriyorduk ama o maçları arar olduk. 
Yapılan yorumlara bakıyorum, değişik değişik.

“Hoş geldin 3. Lig”
“Alınan futbolcuların çapı bu”
“2.haftada Teknik direktör değiştirilir mi?”
“İyi oynadık ama yenildik”
“Yok o niye oynamadı da bu niye oynadı”
“Yanlış oyuncu değişikliği yapıldı” vs. vs.
Doğru olan da var yanlış olan da. Bu konulara ufak ufak değinelim. 
Ne demek hoş geldin 3.lig daha sezonun başı. Bunu hep söylüyorum köprünün altından çok sular akacak daha. Doğru; hiç iyi başlamadık ama toparlanmak için önümüzde çok uzun bir süre var. Bu bir hayal değil. Bu işin içinde yıllarını harcayan ben, çok şeyler yaşadım. Sonu kötü de bitebilir. Bir şey diyemem ama erkenden pes etmeyelim.
Transferlerin boyutunu bilemiyorum. İyi mi kötü mü ama uzaktan izlediğim kadarıyla kariyeri güçlü oyuncular değil. Ancak her şey de kariyer ile çözülmüyor. Üstelik bir de bu işin ekonomik boyutu var. Para var da almadılar mı?
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Transfer sezon içinde yapılır sezon sonunda değil. Bunu da defalarca dile getirdim. Duyurmuş olayım. Şimdiden yeni yönetim bunu dikkate alsa iyi olur.
İkinci haftada Teknik direktör değiştirilir mi? Bu doğru. Hadi değiştirdin diyelim.  O zaman hocan hazır olmalı. İki maçtır sahaya Teknik direktörsüz çıkıyorsunuz. Bu futbolcular üzerinde olumsuz etki yapar. Futbolcu kendini sahada öksüz hisseder. Umutla kenar yönetime bakar bir şeyler bekler oradan. 
Bana göre Sinan ile yolları ayırmaya karar mı verdiniz, yeni hoca bulununcaya kadar onunla devam edebilirdiniz. O da memleket çocuğu bu kadar özveride bulunurdu diye düşünüyorum. Umarım ben bunları kaleme aldığım sırada bu sorun çözülmüş olur.
İki maçtır duyduğumuz iyi oynadık ama yenildik. Böyle şeyler yaşanabilir ama hep ayni şey olmaz. Sonra son maçta çok net bir skorla yenilmişsiniz. Bu nasıl iyi oynamak. Ya da aksayan bir şeyler var. Bu da büyük olasılıkla forvet hattında ve onlara gol pası servisi yapacak oyuncu eksikliğinde. Bu konulara neşteri vuracak olan da teknik ekiptir. Ayrıca Teknik direktör sorunu bir an önce çözülmelidir.
Aynı şeyleri tekrar ediyoruz ama aynı şeyleri duyunca tekrar etmek gerekiyor. 
Oynatılan oynatılmayan oyuncular meselesi. Bir daha tekrar edeyim. Bu konuda yorum yapabilmek için bütün çalışmaları, sporcuların son durumlarını birebir takip etmek gerekir. Oyuncu değişiklikleri de aynı şekilde. Yanlış değiştirildi, erken girdi, geç kalındı, o değil de bu girmeliydi gibi..
Bu yorumlardan doğru olan da vardır hepsi yanlış demiyorum ama bu işleri lütfen teknik ekibe bırakalım.
Aslında bu takımın başında işi bilen bir sportif direktör olmalı. Teknik ekiple iyi ilişkiler kurabilen, fikir alışverişinde bulunabilecek, akıl danışılacak bir adam şart. Ama nedense büyün yönetimler bu konuyu hep es geçiyorlar. 
Hafta sonu oynayacağımız Sarıyer maçının bir dönüm noktası olması dileğiyle bu konuyu kapatalım.
***
KANADA’DA SAĞLIK
Bizim ülkemizle kıyasladığımızda Kanada ile bizim aramızda dağlar var. “Kim iyi” derseniz bizim sağlık sistemiz katbekat üstün. Ama sağlıktaki bu üstün teknolojiyi biz halk yararına kullanmayı bilmiyoruz sanırım. Ya da her şey para gerektirdiği için paran varsa sağlık var bizde. Yani parası olana Türkiye’de sağlık süper yoksa işin zor. Kısa bir örnek. Kanada’da röntgen çektiriyorsunuz ancak iki günde sonuç alabiliyorsunuz. Ülkemizde siz röntgen odasından çıktığınızda sonuç doktorun bilgisayarına düşüyor. Ama her şeyi halk için yapabilsek ülkemiz sağlık açısından tam bir cennet.
Umarım cennette yaşamak şansını yakalarız.