Yazmak, bazen anlamsız oluyor duygusuna sürükleniyorum.Ruh halimden değil, yaşananlar karşısındaki çaresizliğimdendir.Yaşam öğreticidir. Ancak,yaşamın öğreticiliği öyle bir noktaya taşır ki, sizin dışınızdaki olaylar ve sonuçlar karşısında durmak ve susmak zorunda kalırsınız. Tıpkı benim içinde bulunduğum ruh halinde olduğum gibi. “Laf yetiştirmekten kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar“ tarafından yönetilmekten duyduğum utançtan dolayı suskunum.

Felaket; insanın çaresizliğini apaçık ortaya seriverir. Küçücük birer varlık olduğumuz gerçeğini felaketler insanın yüzüne vurur.Gücünüzün,azametinizin çaresizliğiyle yüzleşirsiniz. Tabii görmek isterseniz.Felaketi önleme şansımız olmayabilir. Ancak; felaket öncesi önlemlerle, felaket sonrası yapacaklarınızla acıları en aza indirebilirsiniz.Ancak, bunun için çağdaş akılla, bilime inanmak gerekir.

Kabile zihniyetiyle düşünerek sorunları çözme şansınız yoktur. 3800 yıl öncesinin kabile devleti Babil’deHammurabi kanunlarının bir maddesi şöyle der:

“Bir usta herhangi biri için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa; inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapanda öldürülür. “

Kabile dönemi yönetiminden daha geri bir zihniyet içerisinde yönetilmek siz değerli okuyucular için acıtıcı gelmiyor mu?

Enkazlara bakıyorum. Yüreğim burkularak, derin bir acıyla… Çaresizce, insanlığımdan utanarak bakıyorum.Ranta dayalı bir zihniyetin enkazına bakıyorum, bakıyoruz. İnsan yaşamının bu kadar ucuz olduğu bir ülkede yaşamanın ıstırabı beni huzursuz ediyor.

Bu coğrafyanın bereketli toprakları hiçbir bilimsel gerçeğe, uyarıya kulak asılmadan bir avuç rantçıya peşkeş çekildi, betonlara teslim edildi. Estetik hiçbir kaygı duymadan talan edilen, nefes alamaz hale getirilen kentler, felaketin tabutlarına dönüştü. Acı ve utanç iç içe… Parıldayan kentler karanlığa gömüldü, acılarına içine akıtarak.

Timsah gözyaşları bir süreliğine akacak rantçı, karanlık zihniyetlerden.Derin yaralar açanlar,bir süre sonra yaralarınızı TOKİ saracak müjdesini size verecekler büyük bir aymazlıkla, şaşırmayın. Sonrasında yeni rantın aracına dönüşecek o enkazlar. Bir süre sonra tabutluklar cilalanmış,boyalarla süslenmiş betonlar pazarlanacak çaresiz yığınlara…

Güvenilir binalar mı?

Güldürmeyin beni, hüzün yüklü günlerimde.Rantçılar için insan yaşamının ne değeri, ne de anlamı vardır.