KIRŞEHİR’de havalar da, seçim atmosferi de iyice ısındı… 40 aday adaylı bir sürecin sonunda TBMM’ye göndereceğimiz iki vekil için partilerin birinci ve ikinci sıra adayına kamuoyu kilitlendi desek abartmayız… Fakirin sırtına kösgelen soyguncu, yasalarla vurgunculuğunu yasalaştıran dünyada Türkiye’den başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. Herhalde yoktur.

KIRŞEHİR’de havalar da, seçim atmosferi de iyice ısındı… 40 aday adaylı bir sürecin sonunda TBMM’ye göndereceğimiz iki vekil için partilerin birinci ve ikinci sıra adayına kamuoyu kilitlendi desek abartmayız…

Fakirin sırtına kösgelen soyguncu, yasalarla vurgunculuğunu yasalaştıran dünyada Türkiye’den başka bir ülke var mıdır bilmiyorum. Herhalde yoktur. Malına sahip olamayan köy ağasının kurt yiyen koyununu köylüye ödetmesi gibi bir şey… Sen ucuz hizmet sunacağım diye halkın parasıyla yapılan kurumun işletmesini al ve kaçak kullanılan elektriğin parasını kullanmayana ödettir ve fark edilince kolay aldığın parayı mahkeme kararıyla hak sahiplerine geri ver ve meblağsı yüksek olan paraları devlete herhangi bir şekilde yasa çıkarttır verdiğin paraları faizi ile birlikte zorbalıkla geri al. Hani adalet, hani hukuk böyle bir sistem olur mu ve sonrada sokağa dökülen ve itiraz eden halkı polise dövdür, sen hakkını arıyorsun diye. Kendilerine kıyaklık yapacak yasayı beş dakikadan geçiren sayın milletvekillerimiz, vurguncunun yasasını daha kısa sürede mecliste onaylatıp geçirerek soygun, hırsızlık ve vurgunu yasallaştırdı. Ne demişti birilerinin babası, keser döner sap döner bir gün gelir hesap döner, o zaman hesap vermek zorunda kalanlar ne cevap verirler merak ediyoruz. Ayyuka çıkan yolsuzluklar ve usulsüzlüklerin işaret ettiği kurumların başında sorumlu kişilerin yerini bırakıp istifa ettiği hiç görülmedi.

Herhalde yolsuzluk ve hırsızlıkların planlayıcısı yine paralel yapı. Çünkü vukua gelen olayları yapacak güce sahip olan başka bir yapı yok devletten başka. Yıllardır timsah göz yaşları dökerek milleti kandıran ağlamada sorumlu bakan, kendilerine özel yasaların çıkmasının şart ve hatta övünç ve gurur yasası olacağını, göğsünü kabarta kabarta milletle dalga geçer gibi itiraf ederek haklılıklarını savunuyor. Her ne şekilde olursa olsun, kim ne derse desin, Anadolu’da kurulan son Türk devletinin çivisi çıkmış ve iflasın esiğine gelebilecek bir anonim şirket konumuna sürüklenmiştir. Bütün birimlerinin işlemez hale gelmesinin suçlusunu dahi soramaz hale getirilmiştir özel yasalarla. Devlet kasaları istihdam amaçlı yerlere harcanmayıp lüksü özendirecek göz kamaştırıcı şatafatlı bina ve yollara harcanmıştır. Yolların elbette hızlı ulaşıma katkısı tartışılmaz fakat Türkiye bir Almanya veya Fransa değildir. Fransa’da bile Türkiye’deki kadar yol yoktur ama dünya ekonomisinde söz sahibi bir sanayisi vardır. Hükümetin en yüksek mertebesinde olanların laflarına artık millet itibar etmemektedir.

Bu çok acı ve kaygı verici bir gelişme. Bizi kandırdılar. Bizi yanlış yönlendirdiler demeye hakkı yoktur devlet başkanının. Halkı birileri kandırabilir bir parsadan çıkar yalanla dolanla çarkını döndürür, fakat bir devlet başkanının beni de kandırdılar, beni de yanlış yönlendirdiler deme hakki yoktur ve olamaz.

Avrupa ülkelerinde yanlış yapan devlet başkanlarını bile hiç tereddütsüz mahkeme önüne çıkarırlarken, bizde bir milletvekilinin yakınına bile yasalar uygulanmıyor. Bir zamanlar Ortadoğu’da söz sahibi olan ve ağırlığı ve gücü komşu devletlerinin sinirlerini bozan askeri birliğin içine düştüğü durum meydanda. En yakın müşterilerimiz ve din kardeşlerimizle ilişkilerimiz ortada. Daha hangi başarıdan bahsediliyor. Yakalanan kara veya ak ne olursa olsun, dolarların bile hesabı sorulmuyor ve yasalarla kapatılıyor. Hangi adaletten bahsedeceksin? Seçimler yaklaşırken havada kalan bütün sorular güme gidecek gibi görünüyor. Fakat değerlendirmesini halk sandıkta gösterecek, tabi kediler bağlanır barajlar normal elektrikleri hatta bırakırsa.