Dönüşüme, değişime ve gelişime açık olmak elbette mümkün. Ancak dengeler yerinden oynarken bir fikri, bir düşünceyi veya bir akımı sağlıklı bir zemine mi oturtuyoruz, yoksa mevcut en sağlam zeminler ile mi oynuyoruz, riskini tartışmak gerekir.

Dönüşüme, değişime ve gelişime açık olmak elbette mümkün. Ancak dengeler yerinden oynarken bir fikri, bir düşünceyi veya bir akımı sağlıklı bir zemine mi oturtuyoruz, yoksa mevcut en sağlam zeminler ile mi oynuyoruz, riskini tartışmak gerekir.
Bir dönüşümü topluma iletirken halkın mağduriyetlerini esir alırcasına bir sistemsel dayatmaya gitmek; de siz ne kadar güvenilir ve sağlıklı bir sistem kurarsanız kurun toplumsal travmaya neden olmuş, deformasyona uğramış bir sistem kurmuş olursunuz.
Bu sebeple, hangi parti, hangi unsur veya hangi siyasi lider bir sistem değişikliğine gitmek istese de, ben işin siyasal boyut ve tarafında değilim. Ülkenin çıkarları ve milli birlik için bunu kabul etmiyorum. Yeni bir oluşuma giden bir düzenin bu ülkeye fayda ve katkısı nedir ona bakıyorum.
Kırşehir’de yaşayan hepimiz biliyoruz,
Onlarca şehit haberleri,
Bombalı saldırılar,
Terör tırmanışları,
Dış ilişkilerle sorunlar,
FETÖ ile mücadele,
İç denetimlerde FETÖ yanlısı devlet adamlarının şaibeleri,
Ekonomik problemler,
İç ve dış piyasa da geriye düşüş,
Hukuk ve idare sorunları,
Aydınlatılamamış cinayetler,
Maden kaza ve ölümleri,
FETÖ karmaşası nedeni ile oluşan mağduriyetler, sisteme kurban gidenler, ülkenin giz ve sırlarını FETÖ’ye pazarlayanlar,
Suriye hudutlarında devam eden harekat tedirginliği,
Ülkeye akın eden göçmen dalgaları…
Şimdi bana ; ''ey gardaş, bu vatanı hep sen mi düşündün'' diyeceksiniz, elbet başkaları da düşündü. Ancak herkes kendinden sorumlu olduğu için, ben de kendinden sorumlu olarak düşünüyor ve yazıyorum.
Oysa asırlardır devam ettirilen inkâr düzenlerini, şu medeniyet asrında kimlerin devam ettirdiği açıkça ortadadır. Zira, kaçmak ve susmak, lanetli olmayı kabul etmek demektir.
Israrım şudur ki, aynı zamanda bu ülke, sol-sağ-İslam felsefesi ideolojisi bileşkeleri ile bir bütündür. Ancak bileşkeler, kuşatılmak istenen bir ulusun makas gibi açılması çabasında kullanılmaktadır.
Ayrışma, çatışma, yerinde sayma gerçeği, milli bütünlüğü geriye düşürmekte, Amerikan Emperyalizmini şahlandırmaktadır.
Sola ait bir harita, sağa dair bir coğrafya, İslam mücadelesine dönük bir toplum tipi mümkün değildir oysa, bunu sağlamazlar/sağlayamazlar. Bir arada yaşam ve ulus gerçeği tamda burada ortaya çıkmaktadır.
Bir ülke ve tüm dünyaya ulus olma gerçeğini öğretmiş Cumhuriyet rejimi bizleri şimdiye dek yaşatmışken, ortada yukarıda ardı ardına sıraladığım ülke sorunlar kabak gibi ortada iken nasıl '' EVET '' diyebilirim.
Elbette "HAYIR." Elbette unutmadım Mustafa Kemal'i, Cumhuriyeti, Çanakkale'yi…
Elbette "HAYIR." Aksine vebal, büyük bir ölçüdür.
Kırşehir’de insanlar nasıl düşünür, tercihini hangi yönde kullanır bilmem ama bugün vatanın ateşler içinde yanmasına dair boynunuzda taşıdığınız zulüm, Mustafa Kemal'in vebalidir, bilesiniz.