Kırşehir'de aday aday adayları bir bir arenaya çıkmaya başladı. Kırşehir'de bu seçim AK Parti ve MHP'de aday adayı patlamasını doruk noktaya çıkartacak gibi görünüyor… Kırşehir’de hal böyle iken, son siyasi çekişmelerin ipleri iyice gerilirken, iktidar partisinin oy kaybı korkusu panikleme sebebi olarak görülse de esas perdelenmesi istenilen gelişmeler halkın gözünden kaçmıyor.

Kırşehir'de aday aday adayları bir bir arenaya çıkmaya başladı. Kırşehir'de bu seçim AK Parti ve MHP'de aday adayı patlamasını doruk noktaya çıkartacak gibi görünüyor…

Kırşehir’de hal böyle iken, son siyasi çekişmelerin ipleri iyice gerilirken, iktidar partisinin oy kaybı korkusu panikleme sebebi olarak görülse de esas perdelenmesi istenilen gelişmeler halkın gözünden kaçmıyor. Dışarıda ve içerde başarısızlığın güme gönderilme çabaları başka gündemlere çekilerek yaklaşan seçimlerde oy avcılığının taktikleri, gerek iktidar olsun gerek muhalefet olsun kazanç hanelerine yazılmadığının farkına geçte olsa anlayacaklardır.

Anayasanın, kuzucu yazarlarından olan Sayın Kuzu’nun “İstersek biz anayasayı da kaldırırız” sözleri pek de yakışıklı bir tehdit olamadığı kendisi tarafından farkına varıldı mı bilmiyorum. Çıkıp kızgınlıkla söylenen bir sözdü özür diliyorum deseydi, hanesine artı puan getirirdi, fakat yapamadı üzücü. Kuzular evlerinde kuzu kuzu kendi kazançlarını hesaplarken, kar getirilerini yer olmadığı için kasa masraflarını minimuma indirmek niyetiyle boş ayakkabı kutularını kullanmaları, kendilerini çekemeyen muhalif güçlerin (bunlara paralel yapı diyorlar) küle bacalarında dumanla dışarıya işaret göndermeleri, başarılarını gölgelemediği gibi hırsla süratini artıran iktidarın vitesi salladığı görülüyor.
Bu ülkenin yükünü çeken ve iyice yıpranan alt sınıf olarak gördüğü emeklilerin durumunu gözetmeden, tarafına çekmek istediği kuruluşlarda çalışanlara yüklü zam verir iken, Putin’in cömertçe hükümete nispet yapar gibi açıldığı halka verdiği gazda % 6’lık indirimde gazladı kasaya gitti. Bu indirimin tüketiciye yansımayacağını baş vanacının ağzından duyan halk, hırsız yakalayan oğlanın babasına ünlemesine döndü. Hırsızı getir, gelmiyor bırak gitmiyor. Elin adamı bile, hükümetin verdiği % 3 zammın iki katını verdi. Yapılan gaz indirimin piyasaya yansımayacağını duyan halk bir şok daha geçirdi. Biz şoklara alışığız bu millet ne şoklar gördü. Yolsuzlukların artarak cini yakalaması bir başarı olsa da, ekin bicicilerini ikiye katlayan yığın yeri tarifçileri, inşallahtı gurupları takviyelerken maşallahçı guruplara hızla yetişmeye çalışmaları toplumun guruplaşarak ayrımcılığın temelinin atılmasına sebep olan bütün siyasilerin suçu olduğu unutulmamalı. Siyasi atışmaların mahalle kavgasına döndüğü ve hatta çocuk didişmeleri gibi, sen bizim mahalleden geçmez misin sana taş atarım misali, sen filanca şehre gidemezsin sen şuralardan geçemezsin diye tehditkar söylevler devlet adamına yakışır bir ifade değildir.
Eğer bir memleketin her hangi bir yerine gidilemiyorsa o sorunu çözmek iktidarın işidir. Bazı illerimizin yasa dışı örgütler tarafından işgal edilerek kurtarılmış bölgelere giremeyen kolluk kuvvetlerinin hakiki mermilere karşı sinek ilacı sıkması, çivisi çıkan iskeletin haşerelerden korumasına yardımcı olamayacağı bilincine varılamaması ayrı bir acı gerçektir. Bu koşullar çerçevesinde yaklaşan seçimler için atılacak salvoları miting meydanlarında dinlemeye artık tahammülü kalmayan halkın, dağıtılan nevalenin kokusuna geleceğini bilen sayın hatiplerin meydanlara döner tezgahları kurmaları, sadece aç nefisli insanların günlük beslenme çeşitlerini renklendirir. Karnını doyuranın, verilen fetvaya göre yüzde oranı düşük olur. Devlet adamlığı, dürüstlük, dogruluk ve sabırlı olmasını bilen, hiç bir zaman hak hukuk ve adalet çizgisinden uzaklaşmayan, şahsi menfaatlerini ikinci planda tutan meziyetli insanlar ister, hele hele içinde bulunduğumuz kritik zamanlar içerisinde bu vasıfları taşıyana daha çok ihtiyaç vardır. Tahrip edilen sistem ve mekanizmanın eskisinden daha iyi bir seviyeye gelmesi, zahmetli ve uzun zaman gerektirir. Yasamaya talip olan herhangi bir siyasi parti, iktidara geldiği zaman yasayla beraber yürütmeye inerse bu adi demokrasi olmadığı gibi, zaten davranışta demokratik olmaz. Üzümün üzüme bakarak kararması, hocanın yaptığını doğru algılayan cemaatin davranışı gibi kültürümüzün adeta bir parçası haline gelmiş, atasözleri gibi kabul edilen kelimeler birçok tecrübe ve deneylerden geçerek söylenmiştir.
Yaklaşan seçimlerden önce verilen dipsiz vaatlerin tesirinde kalacak toplum azaldıkça, siyasi hatiplerin işi hayli zorlaşıyor. Allah onlara vaat insaflığı, halka da sabır versin.