“Birbirlerinden farkları yok“ başlığına görünce, zannediyorum ki neler yazacağımı anlamışınızdır.

 Kimlerin farkları yok? 

1954 yılından itibaren Kırşehir’de kimler seçilmiş, kimler atanmış, kimler gelmiş, kimler gitmiş, seçilen, atanan siyasilerin amirlerin, sivil toplum örgütlerinin birbirlerinden farkları yok, hepsi aynı tas, aynı hamam, tabiri yerindeyse “al birini, vur ötekine.“

2022 yılının on birinci ayının ilk haftasına girdik. Bu süreç içerisinde “Kırşehir’e neler yapıldı?” diye geriye baktığımda kocaman bir “hiç” görüyorum.

Neden “hiç” görüyorum? Çünkü Kırşehir’de siyasiler Kırşehir için çalışmıyorlar, kendileri için çalışıyorlar. İktidar partisi teşkilatı yöneticileri Cumhurbaşkanı‘nın, Bakanların yanında oturarak poz verip, sosyal medyada paylaşmaktan başka hiçbir şey yapmıyorlar.

Birde mahalli seçimlerde Belediye Başkanlığını CHP kazanınca resmen iktidar partisi milletvekillerinin ve il yöneticilerinin ekmeğine yağ çalındı. Neden mi? Çünkü zaten bu kişilerde Kırşehir’e hizmet etme yeteneği ve kapasitesi yoktu, CHP‘nin belediyeyi kazanması arayıp, bulamadıkları bahane oldu. Körün istediği bir gözdü, Allah verdi iki göz!

Dönüp geriye baktığımızda eski hizmet binalarının ve okulların yıkılarak yenilerinin yapılmasını yatırım olarak gösterildiği Kırşehir’de şehrin tam ortasında Vilayet Konağı mı, yurt inşaatı mı, ne olduğu belli olmayan yıllardır atıl vaziyette duran ucube bir inşaat var. Bu inşaat özellikle iktidarda görev alan, seçilen, atanan siyasiler için utanç kaynağıdır. O nedenle helal süt emmiş, Kırşehir’le yatıp, Kırşehir’le kalkan, Kırşehir sevdalısı yiğitlerin çıkıp bu ucube binayı tamamlayarak Kırşehir’i bu utançtan kurtarması gerekiyor. Ama Kırşehir’de böylesine cesur, çalışkan, emeğini esirgemeyen, kurtarıcı yiğit siyasetçi var mı? Ben göremiyorum. Sizler görürseniz bana da söyleyin bu satırlarda yazarak teşekkür edeyim, diyeceğim ama diyemeyeceğim. Maalesef Kırşehir’de siyaset ayaklar altına düştü.

Yıllardır Kırşehir için çalışan milletvekilleri seçilmemiş, Kırşehir’de göç durmamış, işsizlik azalmamış, istihdama yönelik yatırımlar yapılmamış, çevre yolu tamamlanmamış,  Medetsiz köyüne yapılmakta olan jeotermal sera tesisi haricinde jeotermal alanında çalışmalar ileriye götürülememiş, turizm sektöründe gerekli adımlar atılmamış, Kırşehir’in çehresini değiştirecek hizmetler yapılmamıştır.

Organize Sanayi Bölgesi’nin Petlas Lastik Fabrikası istikametine doğru büyütülerek cazip hale getirilmesi için çalışmalar vardı, ne durumda henüz bir netlik yok.

Kırşehir’deki Organize Sanayi Bölgesi sinek avlarken ilçelere hangi amaçla Organize Sanayi Bölgeleri kuruluyor anlamadım.

İşte son olarak Kırşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin kiralayarak meyve kurutma tesisi kurduğu Karakurt’ta tesisler ne yazık ki verimli çalıştırılamayınca kaderine terk edildi. Birkaç yıldır çalıştırılmadığı için her geçen gün harabeye dönen tesislerin Kırşehir’e kazandırılmasında büyük emeği için  5 yıldızlı bir otelin ortaklarında Oğuz Altın adlı işadamı hemşehrimiz kiralama talebinde bulunmuş. 

Kırşehir Belediye Meclisi buranın 10+10 yıl olarak bu işletmeciye kiraya verilmesi için karar almış. Son kararı da Kırşehir İl Genel Meclisi verecek ve bu tesisin yeniden aktif hale gelerek, yeni yapılacak yatırımcılarla yeni istihdamlar da sağlanarak çalıştırılacaktı.

Bu da ne? AK Parti İl Başkanı’nın İl Genel Meclisi üyelerine buranın bu işletmeciye sanırım siyasi görüşünden dolayı verilmemesi konusunda talimat verdiği ve red oyu vermelerini istediği yönünde basına bazı haberler yansıdı.

Böyle bir karar, böyle bir tavır olur mu?

Kırşehir bir yandan yatırımcı bekliyor, diğer yandan birileri yatırımcılara zorluk çıkarıyor, hatta izin vermiyor? Bu nasıl bir zihniyet, bunu nasıl kabul edebiliriz ki?

Umarız AK Parti il yöneticileri ve İl Genel Meclisi üyeleri böyle bir yanlışın içinde olup, yatırımcılara köstek olmaz. Olurlarsa bunun siyasi bedelini de öderler.

Bu kafa ve mantık değil mi, Kırşehir’in böyle yerinde saydıran, hatta sürekli göç verip küçülten. Bir zamanlar 5 milletvekili çıkaran Kırşehir’e bugün iki milletvekili çıkarttıran.

Kırşehir’e yatırım yapılması için yatırımcıların ayağına kadar gidilemedi, Kırşehir ve Kırşehir insanı iyi anlatılamadı, Kırşehir Endüstri Meslek Lisesi’ne ve Ahi Evran Üniversitesi bünyesindeki Meslek Yüksek Okullarına Organize Sanayi Bölgesi’nin kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak için yeni bölümler açılamadı, arabası olmayan vatandaşların Organize Sanayi Bölgesine ulaşımının kolay sağlanması için belirli aralıklarla gidip gelmeleri için otobüs ve dolmuş seferleri konulmadı.

Bunlar yapılamadığı gibi birkaç memleket sevdalısı hemşehrimiz çıkıp başka illere yapabileceği yatırımları Kırşehir’e, yani memleketlerine yapmak istiyor, yaptığına, yapacağına pişman ediyoruz.

Ne dersek diyelim, ne yazarsak yazalım, ne yazık ki Kırşehir’de gelenin de, gidenin de birbirlerinden farkları yok.

Oysa Kırşehir medeniyetlere beşiklik etmiş, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında büyük rol oynamış Türk Dilinin ve Kültürünün başkenti konumunda olan ve ünü sınırlarımızı aşmış İslam Alimlerine, Alperenlere yataklık etmiş, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş kararı Kırşehir’de alınmış ve Türk Edebiyatının üç önemli eseri Kırşehir’de yazılmış, bundan dolayı araştırmacı tarihçi ve yazarlar Kırşehir için “Türk Dilinin Başkenti” deyimini kullandıkları kültür şehridir Kırşehir.

Büyük yaşamış, büyük düşünmüş Kırşehir 1954 yılından itibaren siyasilerin yanlış ve akıl almaz kararları yüzünden bir türlü kabuğunu kıramıyor, kalkınma ve gelişme kalıplarına giremiyor. Öyle olunca da eski kamu binalarının yıkılarak yenilerinin yapılması bizlere hizmet olarak gösteriliyor.

Kim ne derse desin, birileri sevmesin, eleştirsin, birileri hizmet etmesin hiç önemli değil. Kırşehir bizim sevdamız, Kırşehir bizim rüyamız, Kırşehir bizim davamız, Kırşehir bizim duamızdır. Kırşehir'i sahiplenmekten başka çaremiz ve Kırşehir’den başka gidecekyerimiz yok ancak kaderin cilvesinden midir, nedir? Geçmişten itibaren kimler seçildiyse, kimler atandıysa, kimler hangi göreve geldiyse Kırşehir’e hizmet edecek kapasiteleri olamadı maalesef.

Çünkü birbirlerinden farkları yok.