GECE sabaha varmaz olmuştu..
    Ne zor geçmişti bu akşamda..
    “Her gün” birbirine benzer artık..
    Hayır “hepsini” geçtim.. Artık “para” da kazanamıyoruz..
    Çünkü hayat “çok pahalı”, geçim çok zorlaşmıştı..
    Evet herkesin dilindeydi ya..
    Ekmek artık “aslanın midesini” de geçti diye..
    Yorulmak, bitmek bilmeyen “uzun” “vesaitli” ve bazen de “vesait olmadan” yollarda heder olmak..
    Ben mecburum bugün de “en az” bir kutu “kurabiye” satmaya..
    “Bir kutu” da neymiş demeyin sakın..
    Annemin “beş” günlük ekmek parası..
    Bazen de “dört” günlük ne biliyim..
    her gün “bir zam” geliyor artık yetişemiyoruz ki..
    Biz bide “ailecek” çalışıyoruz..
    Babam işçi “kömür” ocaklarında.. Annem temizliğe gidiyor..
    Şimdi ki tabiriyle ..”Gündelikçi”..
    Biz “sekiz” kardeşiz.. En küçük iki kardeşim hariç, hepimiz “ek işler” yapıyoruz..
    Son “iki” kardeşim çok küçükler.. Biri “dört” , diğeri “iki” yaşında..
    Hepimiz “çocuk” olmamıza rağmen çalışmak zorundayız..
    “Okula” da gidiyoz bir yandan, hatta çoğu zaman “uykusuz”.. “yarı aç, yarı tok”..
    Bu “sefalet” hayat önce babamı.. Sonra “annemi” sırayla hepimizi erkenden hayattan bezdirdi..
    Çok “üzülüyorlar” babam ve annem ..Konu açıldıkça da..
    Aslında “sekiz tane” çocuk biz istedik sayılmaz yavrularım.. der “boyunlarını” bükerlerdi..
    Doğruymuş, biliyor musunuz..” Annem” dört doğum yapmış.. “İlk” iki doğum “üçüz üçüz” olmuş..
    Sonra ki “iki” doğumda “tek tek”.. Gerçi öyle bile olsa “dört” doğum da az değil ki..
    Asıl sebebi parasızlığı da geçtim “cahillik”..
    Annemin ve babamın “okur yazarlığı” hiç yok..
    Onlara göre doktorun “erkeği” haram.. Zaten “özel” doktor için para da yok..
    “Çocukları” yani biz.. hep “kaza” sonucu istemeden olmuşuz..
    Hadi “hamilesin” diyelim aldırmak ise “büyük günah”..
    “Oydu, buydu” derken “şu çilekeş hayata” yaşamaya gelmişiz..” sekiz” kardeşim hepimiz birden..
    Tabi nasıl “yaşayacaksak” bide onu düşünselermiş ya..
    İşin bu yönünü sanırım kimse “akıl” edememiş..
    Benim ismim “Haydar”..
    Ben “ortanca çocuğum” ve “onbeş” yaşındayım..
    Benim “abilerim” ve benden küçük “kız ve erkek” kardeşlerim var..
    Bende diğer kardeşlerim de “okuldan sonra” mutlaka “seyyar satıcılık” ve benzeri bir iş mutlaka yapmaktayız..
    Sırf “inat” olsun bu “hayata” karşı.. diye ..”ders saatleri” sonrası “kurabiye” satıyorum, satıyoruz..
    Ve diyorum ki.. Siz “sevgili büyüklerime”.. “Köşe” başların da..
    “Seyyar” olarak “garip giyimli çocuklar” karşınıza çıkarsa ve ellerinde “kurabiye vs.. ürünler”..
    Ne olur “onları” “görmezden” gelmeyin..
    Alacağınız “bir kutu” kurabiye.. Bizim “bir haftalık” rızkımız..
    “Sefalet” alın yazısı olmamalı..
    Yaşam hepimize eşit paydayla davranmalı diye düşünen..
    “Bir garip çocuk”.. Saygılar..
SEFALET
    Adına yokluk, adına zorluk, adına sefalet demişler..
    Derdin nedir, niye bu haldesin diye hiç merak etmemişler..
    Şu koca “cihan” da rızık dağıtan “Yüce MEVLA”..
    Kimine az “kaşık” ile..
    Kimine çok “kepçe” ile “bol bol” vermiş..
    Adına da “imtihan” denmiş..