CUMHURİYETİMİZİN Kurucusu Büyük Önder Atatürk’ü kaybetmemizin üzerinde 77 yıl geçti. Kırşehir insanı Atası’na bağlı olarak.
CUMHURİYETİMİZİN Kurucusu Büyük Önder Atatürk’ü kaybetmemizin üzerinde 77 yıl geçti.Kırşehir insanı Atası’na bağlı olarak. O’nun sevgisiyle yaşadı hep…
Çünkü Kırşehirliler Atası’nın izinde, Cumhuriyetin izinde oldu hep…
Ne ve hangi koşullar içerisinde kurduğu ve bizlere emanet ettiği cumhuriyetin ne hallere geldiğini, yaşayıp da görmüş olsaydı acaba ne derdi, hep merak etmişimdir.
Kuran kursları haline getirilen okullardan nasıl bir eğitim verildiğini görebilseydi, zil takıp oynar mıydı yoksa bıraktığı cumhuriyetin temel taşlarını oluşturan kurumların yabancılara nasıl peşkeş çekildiğini görünce, o kurumları elden çıkaranları ipe bağlar oynatır mıydı.
Mezarlıklarda paketlenmiş hazır Yasin satıldığını görseydi, cehaletin kucağına bırakılan zavallı düşüncelere esir edilen insanların suçlusu olarak kimleri gösterirdi. Cennet gömleklerinin ticaretini yapan din tacirlerinin niçin ıslah edilemediğine üzülür müydü, yoksa oda bir yanmayan dualı kefen mi alırdı.
Kurduğu Meclis çatısı altında sahte dün tüccarı olarak yedi sülalene küfür eden milletvekillerini ne yapardı? Kendi isteği doğrultusunda giyinmeyen kadınlara “iffetsiz!” diyen valileri alkışlar mıydın?
Aramızdan ayrılışının 77´ci yılının sabah saatlerinde Anıtkabir’in yolunu tutanların yüzlerinde bir hüzün, gözlerinde yas vardı. Sanki herkes bir mucize bekliyor gibiydi, “kalk da bize yardım et” diye.
Ama o büyük insan ilkelerini koymuş yollarını ömrü yettiğince göstermiş, bu yolların nasıl bulunacağını ve çözümünün eğitimle halledeceğini anlamış ve kültür devrimini gerçekleştirmiş, gelinen nokta tarife uymuş mu?
Ne gezer yine eski tas, eski hamam. Çanakkale’de hezimetle ayrılan ve Lozan’da bir türlü mağlubiyeti kabullenemeyen ve hüsranla evlerine dönen Avrupalıların, yeni Cumhuriyete bir kuruş kredi vermedikleri gibi verecek olanlarında önüne set gerip mani olmuşlardır.
Dr. Rıza Nur’unda dahil olduğu heyetin Rusya’dan getirdiği on milyon liradan başka hiç bir parası olmayan Cumhuriyetin ilk hükümetinin yaptığı eserler şimdi nerede?
Atatürk zamanında on sene içerisinde yapılan hizmetlerin ve yapımına elli senede bile yapamayanların, arkasına sığınacak bahaneler nedir acaba.
Devlet olarak Nazilli Dokuma Tesisleri kimin sofrasına sunuldu. Ereğli Demir Çelik kimlerin elinde, Seydişehir alüminyum tesisleri ne oldu? Sümerbank nerelere gitti? Türk Telekom’un telini neden başkasının eline verdik?
Yukarıda saydığım kurumlar aynı zamanda birer okuldu, elaman yetiştiriyordu o zaman kurulan birçok fabrikanın tesisinde emekleri geçmiş ve birçoğunu da imkânsızlıklar içinde kurup faaliyete geçirmişlerdir. Memlekete sanatkâr ve eğitimci yetiştiren köy enstitülülerin kapanılışının ne kadar yanlış olduğunu yıllar sonra anladık, fakat atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Köy Enstitülerin kapanmasını, vereceği yardım ve Türkiye’yi NATO’ya alma şartını öne sürerek, Amerika’nın sebep olduğunu kaçımız biliriz?
Yazılacak pek çok şeyler var fakat hiç bir faydasının olmayacağına göre yazmanında bir anlam ve manası yok. Milletvekillerinin hangi koşullar altında görev yaptığını, şimdiki vekillerimiz biliyor mu acaba?
1950’den sonra yapılan bir demir yolu hattı var mıdır?
Tarım ülkesi olarak tanınan Türkiye’nin saman ithal etmesi, kalkınmışlığın neresinde? Teknolojinin eğitimini alsın diye yurt dışına gönderdiğimiz insanlar neden postu dışarı atınca, karnını doyuran ülkeyi unutuyor?
Bunların cevaplarını bu ülkeyi yönetenler versin, vermelidirler ama nerde. Halkın parasını çarpıp köşeyi dönen arkasına bakmadan soluğu yurt dışında alıyor.
Atam biz yine de karamsar değiliz, izinde gidenlerin sayısı bitmedi yerinde sen rahat uyu. Sizin bıraktığınız Cumhuriyeti yaşatacak sizi aratmayacak çok geçler yetişir bu topraklarda. İlkelerinizin devamını sürdürecek nesiller ilelebet devam edecektir.
AVŞARNAME
Duyduğun her fikri, beğenmesen bile besle ama kesme.
Her gördüğün ve senden yaşlı kimsenin, senin için bir cevher taşıdığını unutma tanı ve değerlendir.
Her merakın bir bedeli vardır, o bedeli ödemeyi göze alan hayatta başarıya ulaşır.
Cahili kendine adapte etmeye çalışma aklini kaydırırsın, kendini cahile uydurmaya çalışma hayatını kaydırırsın.
Her cahilin lafını çöpe atma, doğayı kirletirsin.
Hatada suçluyu aramaktan ısrar, hatayı çözümsüzlüğe götürür.
Başkasını yükseltmeye çalışmak, kendi değerinizi alçaltacak seviyede olmamalıdır.
Mürit olma, uçamayacaksan şeyh ol, seni uçuracak çok uçamayan müritler bulunur.
Minnetle makama oturan, dayanakla caddeye atılır.
Harama alışan gönül, aklıda yalana alıştırır.
Zirvedeyken övenin kadar, düşüncede o kadar sövenin olacağını unutma.
Vicdan uykuda iken, haram ana sütü kadar tatlı olur.
Başarının anahtarı: Zamanı ve mekânı, fırsatı ve imkânı iyi değerlendirmekle açılacağını unutmamak.
Başkasını enayi görmek insanın kendi enayiliğidir.
Çocuklara sevgi gösteren, yaşlılığında saygı görür.
Gençliğini zevki sefa ile geçirenler, yaşlılığını gözyaşıyla bitirir.