Kanunlarımız ne kadar mükemmel olursa olsun, toplum ahlaksızsa, huzur ve sükûn temin edilemez. İstenildiği kadar cezalar ağırlaştırılsın, esnafımız da ahlak yoksa zamların önüne geçilemez. Terazi her zaman doğru tartmaz, insanlar sokakta birbirlerine saygısız davranmaya devam eder. Eğitimde ahlak ve maneviyatı temel olarak almadığımızdan yeni yetişen nesillerin hemen hemen tamamı tek kanatlı olacaktır. Tek kanatlı kuş nasıl uçamazsa, onlarda hayatta istediklerini temin edemezler. Psikolojik çöküntü yaşarlar. Kinlerini toplumdan ve devletten çıkarmaya kalkışırlar.

Eğitimin temel kurumu ailedir. Çocuk aile ocağında şekillenir, gelişir ve biçimlenir. Şayet, aile ahlaki değerlerden ve davranışlardan yoksunsa ve hatta orası çeşitli ahlaksızlıkların kol gezdiği bir yerse, orada biçimlenecek çocuğun ahlaklı olması beklenemez. Çocuk, mutlaka sevginin, muhabbetin çağladığı bir aile ortamında yetişmelidir. Sevgisiz yetişen çocuk, tüm kötülüklere açıktır. Aile ortamındaki çocuk, bireyler arası konuşmaları, davranışları ve bütün İletişimleri adeta bir sünger gibi emer ve benimser. Aile sevgiyle yoğurduğu çocuğa destek olmanın yanında, ona güven verir, güzel söz ve davranışlarla örnek olur. Aile fertleri dürüstçe İslami ve ahlaki bir dille konuşuyorlarsa, birbirlerine karşı sevgi, saygı, merhamet ve şefkat besliyorlarsa, sorumluluk duygusuyla hareket ediyorlarsa, çocuk da örnekleri gibi iyi insan olur. Anarşist olmaz, katil olmaz, hırsız olmaz, rüşvetçi olmaz, yolsuzluk yapmaz Allah'tan korkar.

İnternet, Facebook gibi sosyal medyalardan insanlara; hakaret, sövme ve iftira cürümleri işleniyor. Bu fiilleri işleyenler Allah katında büyük günah işlemiş olurlar. İnsanların namus şeref ve haysiyetine saldıranlar, ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 125/2 maddesinde yerini bulan hakaret ve sövme suçunu, iletişim araçlarıyla işlemiş olurlar. Öyle eylemde bulunanlar, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca bu suç, Türk Ceza Kanunu'nun 125/4 maddesi gereğince alenen işlendiğinden ceza yarı oranında artırılır. Şayet eylem iftira içeriyorsa, iftira atan Türk ceza kanunun 267. maddesini ihlalden yargılanır. Bu maddede: "Yetkili makamlara ihbar ve şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." Denilmiştir. Bu maddenin 2-3-4-5-6 ve 7. fıkralarında öngörülen nitelikli iftira suçları işlenirse, bu suçları işleyen kişi, 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

İnsanlara iftira atmayalım. Onlara hakaret etmeyelim, sövmeyelim, onların şeref ve vakarlarına saldırmayalım. Empati yapalım, bize hakaret edilse, iftira atılsa katlanır mıyız? Katlanmayız. O halde, biz de kimseye hakaret etmeyelim, iftira atmayalım.

Çocuklarımızı manen yetiştirelim, toplama iyi insanlar olarak faydalı hizmetler versin

Saygı ve sevgilerle…