Türkiye 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasına kilitlenince, özellikle son iki aydır Kırşehir’de piyasalarda deyim yerinde ise yaprak kımıldamıyor. İşlerinin yüzde 70-80 oranında düştüğünden dert yanan Kırşehir Ahi Esnafı, evine ekmek götürmekte zorlanıyor.

Türkiye 16 Nisan’da yapılacak halk oylamasına kilitlenince, özellikle son iki aydır Kırşehir’de piyasalarda deyim yerinde ise yaprak kımıldamıyor.
İşlerinin yüzde 70-80 oranında düştüğünden dert yanan Kırşehir Ahi Esnafı, evine ekmek götürmekte zorlanıyor.
Can suyu olacak umuduyla KOSGEB’in verdiği faizsiz krediye başvuran esnafların bir çoğu da bu imkandan yararlanamamış.
Bir süredir ekonomi, artan enflasyonla birlikte adeta sos veriyor.
Tabi bu durum özellikle işsizliğin ve sanayinin olmadığı Kırşehir’i olumsuz yönde etkiliyor. Piyasalarda yaşanan büyük durgunluk küçük esnaf ve sanatkarı vurmuş durumda.
İşlerdeki durgunluğun yanı sıra vergi, sigorta primleri ve işyeri kiraları kötü gidişte önemli rol oynuyor. Piyasalar durgun, talep yok, insanlar mecbur olmadıkça alışveriş yapmıyor, yapamıyor.
Esnaflar gibi vatandaş borç batağında kredilerle ayakta durmaya çalışıyor, ekonomik durgunluk nedeniyle kimi esnaf kapısına kilit vururken, varlığını sürdüren esnaflar da zor günler geçiriyor.
Kırşehir’de görüştüğüm pek çok esnaf “Ekonomi diye bir şey yok, ticaret durmuş durumda. Herkes referanduma hazırlanıyor, başka bir şey yok. Seçim sonrasında olacakmış gibi her şey, referandum olsun bitsin o zaman göreceğiz ne olacak? KOSGEB’e başvurduk, neye göre değerlendiriyorlar bilmiyoruz, ama bize çıkmadı, borcumuz yok, çıkan arkadaşları da görüyoruz, etrafımızda onlar da bankaya takılıyorlar. Banka onay vermedi diye duyuyoruz. Kırşehir’de ekonomi çok kötü durumda, hiçbir esnafın durumunun da iyi olduğunu zannetmiyoruz. Çek geçmiyor, senet geçmiyor, kimse borcunu ödemeyince de bir tıkanıklık oluyor. Eskiden bir güven vardı, yakınlaşma vardı, onlar da kesildi. Bankalara baktığımızda bütün emekliler kredi çekme peşindeler, onların da haller harap göründüğü kadarıyla. Acı ama gerçek, ülkemiz daha da kötüye gidiyor” diyor.
Bir başka esnaf hemşehrimiz bankalardan dert yanıyor ve “50 bin lira için KOSGEB’e başvurdum, çıkmadı. Oysa bu kredinin herkese verileceği söyleniyordu. Ama çok az kişiye verildi.Onu alanların da bir çoğunun ödeyeceğini zannetmiyorum. Bankalar da vermek istemiyor herhalde. Son iki aydır işler iyice düştü. Referandumdan sonra açılır diye umut ediyoruz. Milletimiz ortama güvenemediği için yastık altına koyuyor. Elimiz, kolumuz bağlı bekliyoruz, krediye başvurduk, çıktı ama hala alamadık, her gittiğimizde bir hafta sonra diyorlar.”
Bu konuda Kırşehir Esnaf ve sanatkârlar Odası Birliği Başkanı Bahamettin Öztürk, defalarca siyasileri ve il yöneticilerine çağrıda yaparak bankaları deyim yerinde ise şikayet etti.
Hattı banka müdürleri ile Kırşehir il yöneticilerine bir araya getirdi, esnafın durumunu anlattı, esnafa 20 bin ve 40 bin TL çıkan kredilerin verilmediğinden dert yandı.
Banka müdürlerinin devlet güvencesinde verdiği halde dolaylı yönden para almanın yollarını aradığını anlatan Başkan Öztürk, “Biz bu bankaları bire bir ikaz ettik. Sayın Başbakan çıkıyor böyle böyle diyor. Yapmazsa bize bildirin diyor bazı banka müdürleri Sayın Başbakanın ve Cumhurbaşkanının dediklerinin tam tersini yapıyorlar. Esnafa 20 bin TL veriyoruz 20 binin karşılığında 50 tane belge istiyorlar. Kırşehir esnafı zaten şu durumda esnaf kefalet aracılığı ile 80 milyona yakın kredi vermişiz hiçbir esnafımızdan da alacağımız yok. Kırşehir esnafı ahilik terbiyesini almış kesinlikle bir yere borcu varsa kimse duymadan o yere borcunu ödemeye çalışan bir tolumuz. Ama esnaf zor durumlar yaşıyor. Ülke bir süreçten geçiyor bu süreci değerlendirmemiz lazım bankalar burada en büyük finansörlüğü yapan tefeciler faizciler falan derlerdi bu faizcilerden artık vazgeçtik. En büyük faizciliği en büyük finansörlüğü yapan bankalar bunlardan vazgeçsinler. Esnaf olmazsa onlar olmaz. 2000’li yıllarda çeki sendi kartı dönmüş esnaflar var onlar içinde sicil affı çıktı sıkıntı çıkarmalarına gerek yok yani biz elimizden geldiği kadar yardımcı oluyoruz” diyor.
Başkan Bahamettin Öztürk haklı değil mi?
Bankaların adamına göre faiz belirlediklerini de anlatan Başkan Öztürk "Esnaf zor durum yaşıyor. Bankalar bir defaya mahsus kredilerin faizlerini silmelidir. Tencere tava ile esnafa giden bankalar, şimdi esnafın yüzüne bakmıyor" diye dert yanıyor.
Başkan Öztürk, “Esnaf ve Sanatkarları Kredi ve Kefalet Kooperatifi olarak her zaman esnaf ve sanatkârın yanında yer aldık. 2016 yılı içinde esnafımıza 21 milyon kredi imkanı sağladık. Şuan esnafımıza dağıtılan toplam plasmanımız 70 milyon civarında. Esnaf olmazsa kimse olmaz. Devleti ayakta tutan esnaftır. Bankaların dizginlenmesi gerekir. Özel ya da devlet fark etmiyor. Bazı bankalara müfettişler geliyor. Müfettişlerden baskı gören banka yöneticileri ise esnafı perişan ediyor. Sorun sadece müfettiş değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne derse bankalar tersini yapıyor. Bankalar esnafın malını almaya çalışıyor. Özel de, devlet bankaları da zulüm ediyor. Banka müdürlerine ve bankalara acil yaptırım yapılması gerekiyor” diyor.
Bütün bu gelişmelerden sonra Kırşehir Milletvekili Salih Çetinkaya ve Ak Parti İl Başkanı Mustafa Kendirli, KOSGEB İl Müdürlüğü’nün organizesinde kredi programında yer alan Banka Müdürleri ile bir araya geldi.
Milletvekili Salih Çetinkaya “KOSGEB aracılığı ile küçük ve orta ölçekli işletmelere hükümetimiz tarafından verilen kredi ile ilgili sorunları bankalarımızın müdürleri ile masaya yatırdık. Sorunların ivedilikle giderilip esnafımıza can suyu olacak bu imkan dan bir an önce faydalanmaları konusunda görüş birliğine vardık’’ dedi.
KOSGEB İl Müdürü Hasan Akgümüş ise, 29 Mart 2017 tarihi itibariyle, kredi başvurusu yapan 1292 işletmeden, 373 işletme kredi kullanımının tamamladığını, 490 işletmeninde banka ön onay işlemleri devam ettiği ifade etti.
Şimdi halâ KOSGEB kredisi alma umudunda olan Kırşehir esnafı, buradan da eli boş dönerse Kırşehir’de kapısına kilit vuran esnafların sayısının nasıl hızla arttığını hep birlikte göreceğiz.
Tabi bazı banka müdürleri de çok sevdikleri müşterilerine KOSGEB kredileri yerine kendilerinin özel kredi vermek için çırpındıklarını duyuyorum.
İşte tam da bu sırada aklıma gelen bir esnaf fıkrası gibi.
Hani adamın biri esnaf, oğlunu yetiştiriyormuş:
“Oğlum müşteri elma ister de biz de yoksa, sen armut vereyim mi diycen. Veya omomatik isterse tursil vereyim mi” diyerek alternatif sunmasını istemiş.
O sırada dükkana bir müşteri girmiş ve “tuvalet kâğıdı var mı?” diye sormuş. Çocuk ta “zımpara kağıdı veriyim olmaz mı?” demiş.
Tıpkı bu esnaf gibi, bazı bankaların müdürleri ya da krediden sorumlu temsilcileri, bizim Ahi esnafına KOSGEB kredileri yerine özel faizli kredi vermeyi teklif eriyorlar.
Ha bizim esnaf KOSGEB kredilerini alsalar ne olacak, borcu borçla kapatan, işyeri kirasını, Bağ-Kur, ya da SGK primini ödeyemeyen, yanında çalıştırdığı insanların parasını veremeyen esnaf nereye kadar dayanabilir ki?
Artık Kırşehir’de herkesin beklentisi şu referandumun sonuçlanması. Aylardır referanduma kilitlenen ülkemiz ve siyasiler artık gerçek gündeme dönüp, ülkemizin ve insanlarımızın içinde bulunduğu sorunları çözmek için kolları sıvaması gerekiyor.
Şimdi referandum yapılacak, sonuca göre belki de bu yıl ülkemiz yeni bir seçime gidecek. Böyle bir durumda ekonominin nereye gideceğini ben hiç tahmin edemiyorum.
Her yılı seçimle geçiren Türkiye’nin ekonomisi buna ne derece dayanabilir orası da muamma…
Bugün görünen köy kılavuz istemez. Ahi esnafı batıyor, haberiniz olsun!..
Kırşehir’de insanlar hükümetten umudunu keserse, siyasilerden umudunu yitirirse, istikrara kavuşamazsa vay halimize vay!

***
Biraz da gülelim

Esnaf ol!!
Dursun; mesleği esnaf olan ve bundan her fırsatta gurur duyduğunu belirten arkadaşı Temel’le, güneşin neredeyse insanı kıpırdattığı bir günde, işlek bir caddede yürümektedirler…
Temel birden karşıdan gelen hatunu göstererek:
- İşte!!! Dünyanın en eski sanatlarından birini icraa edenlerden biri geliyor!” diye öne atılır.
Kadınla işi pişireceğinden emin olan Temel, oracıkta kimselere aldırmadan kadınla pazarlığa başlar.
Onca kalabalığın içinde kendisine bu kadar açık teklif edilen ve herkesin anlamlı gözlerinden utanmış olan kadın anlamazlıktan gelerek Temel’in suratına çantasını indirir, hatta hırsını alamaz bir daha indirir.
Olanlara bir anlam veremeyen ve çantanın menzilinden çıkan Temel tüm gücüyle kadının arkasından öfkeyle bağırır:
- Esnaf ol biraz, esnaf!!

***

Sevdiğim bir söz
“Ben zeki bir adam değilim, ama üç kâğıtçı birini nerede görsem tanırım!”