Şehrül Emin’in, Ekicioğlu’nun Basın Toplantısının ardından…
31 Mart seçimlerinde Kırşehir halkının büyük destek ve teveccühü ile ikinci kez Kırşehir Belediye Başkanı seçilen Selahattin Ekicioğlu, ikinci görev süresinin altıncı ayında basın mensuplarıyla Ağalar Konağı’nda bir araya gelerek yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı.
Bilindiği üzere geçtiğimiz hafta hem Ahilik Haftası ve Esnaf Bayramı’nı idrak ettik, hem de ünlü bozlakçımız Neşet Ertaş’ı vefatının yıldönümünde saygıyla andık.
Ticaret Bakanlığı’nın koordinesinde düzenlenen Ahilik Haftası kutlamaları beklenilen ilgiyi toplayamayınca yine sönük geçerken, Kırşehir Belediyesi’nin düzenlediği Neşet Ertaş Anma Programı’nın daha canlı ve yoğun katılımla geçmesi Kırşehir’de bazı tartışmaları da beraberinde getirdi.
Her iki etkinlik Başkan Ekicioğlu’nun düzenlediği basın toplantısında da gündeme geldi. Bazı basın mensupları etkinliklerin sönük geçmesinin nedenlerini Başkan Ekicioğlu’ndan öğrenmek isterken, toplantıya katılanlardan AHİ TV Yönetim Kurulu Başkanı sevgili meslektaşımız Hasan Eraslan, “Ahilik Haftası etkinlikleri bence yerelleştirilmeli ve bu işin organizasyonu Kırşehir Belediyesi’ne devredilmeli” diyerek bir öneride bulundu. Bu öneri tüm basın mensuplarınca da genel kabul gördü.
Kırşehir Belediyesi’ni borçlu devralan, hem borç ödeyip, hem de halkın istediği ve beklediği hizmetleri yerine getirdiği için ikinci kez Belediye Başkanı seçilen Selahattin Ekicioğlu halkın gönlünde yer bulmaktan duyduğu memnuniyeti dışa vururken, “Bizi ötekileştirip, yok sayanlar büyük yanılgı içindeler. Kırşehir’de hemşehrilerim bunu ikinci kez oylarıyla ortaya koydular ve yok sayanlara gereken dersi verdiler” diyerek oldukça anlamlı bir mesaj verdi.
Hatta şehir merkezinde devam eden çalışmaları sık sık yerinde takip ederken, halk fikirlerini almak isteyen Başkan Ekicioğlu’na “Başkanım sen her şeyi çok iyi yapıyorsun. Bize sormana gerek var mı?” diyerek kendisine verdiği desteği ve güveni ortaya koymaları oldukça anlamlı…
Kimsenin Kırşehir’e ve Kırşehir halkına söz söyletmeyeceğini her fırsatta dile getiren Ekicioğlu, kendisine yapılanlara değil de Kırşehir’e yapılmasına kızgın.
5,5 yıllık Belediye Başkanlığı döneminde İller Bankası’ndan herhangi bir kredi talebinde bulunmadıklarına vurgu yaparken, “Vermiyorlar, vermeyecekler. Bizim elimizi kolumuzu bağlayarak bizi başarısız kılmaya çalışıyorlar. Ama hepsi yanıldıklarını gördüler ve Kırşehir halkı buna sandıkta gereken dersi verdiler. Anlarlar mı? Elbette hayır. Ama biz yolumuza bakıyor ve işimizi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
İşte Başkan Ekicioğlu 5,5 yıllık görev süresinde yaşadıkları engellemeleri anlatırken, son olarak yaşadığı bir durumu anlattı ki insanın inanası gelmedi doğrusu…
MHP Kırşehir İl Başkanı Sayın Arif Kılıç’ın kendisinden Kındam’daki 23 Nisan Caddesi yolunun yapılmasını istediğini, ancak bu hizmeti 2025 yılı yatırım programına aldıkları için bütçelerinin olmadığını anlatan Başkan Ekicioğlu, “Biz yapacağımız tüm yatırım ve hizmetleri bir program dahilinde yapıyoruz. MHP İl Başkanımız Sayın Arif Kılıç bizden 23 Nisan Caddesi ile TOKİ arasındaki yolun yapılmasını talep etti. Biz de bu yolu yapacağız ama bütçemiz olmadığı için 2025 yılı yatırım programına aldığımızı söyledim. Bunun üzerine Sayın Başkan Arif Kılıç İller Bankası’ndan ödenek çıkartmaları halinde bu hizmeti yapıp yapmayacaklarını sordu. Ben de tabi ki ödenek çıkarsa neden yapmayalım dedim. Sağ olsun Başkan Arif Kılıç bu sözünü yerine getirdi, Milletvekili Sayın Necmettin Erkan da destek verdi. Biz de bu ödenekle Kındam’daki 23 Nisan Caddesi ile TOKİ arasındaki yol projemizi yaparak hayata geçirdik” dedi.
Yani demek oluyor ki bir ile hizmet gelmesi isteniyorsa nasıl böyle kısa sürede olabiliyormuş. İktidar, muhalefet birlikte bunu ne de güzel başarabiliyormuş.
Kötü mü olmuş?
Elbette güzel olmuş.
Yapılan hizmet Kırşehir halkına ise gerisi teferruattır bence.
Yani iktidar-muhalefet el ele verirse bazı hizmetleri nasıl da kısa sürede gerçekleştirilebiliyorum en güzel örneği bu olsa gerek.
Peki o halde Kırşehir’in onca bekleyen sorunlarını bu şekilde çözmek varken, neden bu yapılmıyor? Ya da yapılmak istenmiyor?
Şehrin uzun vadeli planlamasında ortak akıl yitik. Ahi Külliyesi’nin beklenen diğer etaplarının yapımı, Ahi Meydanı ile Cacabey Meydanı’nın birleştirilmesi, eski hastane alanı, eski üniversite yerleşkesi alanının ve stadyum alanının geleceği ve benzer kentsel acil sorunlarımızda şehir aklı nerede?
İşte önce Kırşehir Belediyesi’ne devredilip sonra belediye yönetimi el değiştirince özel işletmeciye kiralanan Aşıkpaşa Doğa Alanı için basınımız birlik olabildi mi? Eski Hükümet Konağı yerine yurt yapım kararı verilirken bile ortak tavır koyamadık. Neyse ki toplumsal baskıyla proje eski haline getirildi. Basında birkaç onurlu kalemle Belediye Başkanının defalarca mühürleyip halkı arkasına almasının baskılamasıyla sonuca gidildi.
Ah bu siyaset!
İşte Başkan Ekicioğlu üstüne basa basa anlattı, Kırşehir Çevre Yolu’nun yapımına başlanması için bugün 2-3 milyar lira gereken kamulaştırma işlemlerini dahice bir çalışmayla Belediye’nin kasasından ciddi bir rakam çıkmadan çözüp bakanlığa devreden Başkan Ekicioğlu bu hizmetleri Kırşehir için yapmıyor mu? Yapıyorsa o halde destek vermek gerekirken, neden ötekileştirip engel oluyor, onu ve koskoca bir Kırşehir Belediyesi’ni yok sayıyoruz ki?
Daha önce “Kamulaştırma bedelini Kırşehir Belediyesi ödesin, Çevre Yolunu biz yapalım!” diyenler şimdi Başkan Ekicioğlu’nun şahsında Kırşehir halkına nasıl hesap verecekler?
Elbette Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun bu memlekete güzel ve kalıcı hizmetleri var ki, bu millet kendisine güveniyor ve seviyor ki ikinci kez aynı makama hem de ilk seçimden daha çok oy vererek getiriyor.
Ama bu ilde iktidarın temsilcileri ve kurumları Başkan Ekicioğlu’nu ve makamını yok sayarak onu halk nezdinde başarısız kılmak için olsa gerek Belediye’nin düzenlediği hiçbir etkinliğe katılmıyorlar, katılanları tehdit ederek korkutup sindiriyorlar. Onlar da koltuk korkusu ile siniyorlar, baskıya boyun eğiyorlar!
Bu Kırşehir’e yakışıyor mu acaba? Tabi ki yakışmıyor.
Bugün iktidardaki AK Parti bunu yapıyor, biz bunu eleştiriyoruz, yarın bir başka parti iktidara gelir ve aynı tutumu gösterirse onu da eleştireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Bakın Kırşehir’de Başkan Ekicioğlu’nun güzel hizmetlerinin yanında iktidar partisinin Kırşehir Milletvekili ve İl Başkanı Kırşehir’de 400 yataklı yeni bir hastane yapılması, yeni Hükümet Konağının bitirilmesi gibi bazı yatırımları tasarruf tedbirlerine rağmen tamamlatmak için canla başla çalışıyorlar. Bunu kim nasıl inkâr edebilir ki?
Beni tanıyan ve bilen bilir ki ben doğruya doğru, eğriye eğri derim.
Zaten biz hep bu birlikte olamadığımız için kaybetmiyor muyuz?
“Küçük olsun benim olsun!” düşüncesi içinde olan bir il nasıl kalkınıp gelişebilir ki? Gelen hiçbir Valimizden mucize beklemeyelim. At bile sahibine göre duruş alır. Onca sorunlarımız dururken sonradan çıkma ve basını sadece şantaj aracı olarak kullanıp itibar suikastlarıyla düzgün insanları pusturup meydanın kendilerine kalacağını düşünen merdiven altındaki bir güruh ve bunlara uyanlar hiçbir şey elde edemeyecek ama memlekete patinaj yaptırdıkları yanlarına kalacak.
Maalesef Kırşehir’imizde durum böyle ne acı ki!..
Kurumlar bir yere çekiyor, basını bir yere çekiyor. Asgari müşterekte nedense Kırşehir için ortak bir noktada anlaşıp güç birliği yapamıyoruz. Yapıyor gibi gözüksek te bir süre sonra birbirimize çelme takmak, birbirimizin ayağına basmak için fırsat kovalıyoruz.
Sonuçta hepimiz kaybediyoruz.
Sayın Başkan Ekicioğlu’nun basın toplantısına birlikte katıldığım gazeteci-yazar meslektaşım Adnan Yılmaz’ın tarihte yaşanan bir olayı dışa vurup uyarması sanırım genç gazetecileri ve siyasetçilere de bir çeki düzen getirir diye düşünüyorum.
Ne demişti Adnan Yılmaz, “1950’li yıllarda Kırşehir’i bir Kırşehirliye kırdırıp ilçe yaptıranları hepimiz biliyoruz. Düşünün Kırşehir ilçe yapılırken dönemin Kırşehirli bir Adalet Bakanı çıkıyor ve kendi ilinin ilçe yapılmasını isteyebiliyor! Bu durum Kırşehir’in birlik ve beraberliğini sağlayamadığının en güzel örneğidir. Birlik derken sorunu atanmış seçilmişlerde aramayalım aynı düzen kendi yerel basımızda var” diyor Adnan Yılmaz dostum…
Üç kuruşluk çıkar ve menfaat için eğilip bükülenler, kalemlerini kentin ve ülkenin çıkarına değil kendi pozisyonuna göre kullananların manzarasıydı bu…
Kırşehir basınına dil uzatıp saldıranlar gibi kalemini satanlar dün vardı, bugün de var, yarın da olacak. Ama Kırşehir birlik ve beraberliğini sağlayamazsa hep Kırşehir ve Kırşehir halkı kaybeden olacaktır.
Ne diyordu Başkan Selahattin Ekicioğlu: “Ben bu memlekette doğdum, bu memlekette öleceğim. Bu memlekete güzel hizmetler getirirsem anılacağım, unutulmayacağım. Ama bu memlekete gelen atanmışlar, ya da atanıp belli makamları işgal edenler görev süresi bitince çekip gidecekler ve unutulacaklardır.”
O zaman yazımı şu soruyla bitirmek isterim:
Siyasi görüşü ne olursa olsun, makamı ve mevkii ne olursa olsun. Bıraktığınız eserlerle anılmak mı istersiniz, yoksa getiremediğiniz, hatta getirenlere engel olduğunuz için aldığınız beddualarla mı?