SEÇİMLERE 10 gün kaldı. Kırşehir’de partiler ve adaylar seçim çalışmalarına yoğunluk verdiler.

SEÇİMLERE 10 gün kaldı.
Kırşehir’de partiler ve adaylar seçim çalışmalarına yoğunluk verdiler.
Geçen hafta HDP Genel Başkanı Selâhattin Demirtaş Kırşehir’e geldi. Demokrasiye inanan Kırşehir’e yakışmayan bir takım olaylar yaşansa da daha fazla büyümeden önlendi. Burada Kırşehir Emniyet Müdürlüğü’nün 40-50 kişiden oluşan genç bir grubu miting alanından uzak tutmuş olsaydı, sanırım hiçbir olay ve sıkıntı olmazdı diye düşünüyorum. Burada HDP’nin önde gelenlerinin olayların yaşanmaması için gösterdikleri çabayı da bir gazeteci olarak gördüm ve takdirle karşıladığımı da belirtmek isterim.
Ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP lideri Devlet Bahçeli Kırşehir’e geldiler ve Cacabey Meydanı’nda halka hitap ettiler
Kırşehir’de kime sorarsınız sorun herkes kendisine göre bir yorum yapacaktır.
Ama şunun şurası bir gerçek ki AK Parti’de geçen yıllara göre bir heyecan yok. Ciddi bir çalışma yok. Sanki onlar da bir milletvekilini kabul etmişler gibi görünüyor. İkinci sıra adayı Hacı Turan’ın çabası ve zorlamalarını görüyoruz, bunun neticesi sandığa ne kadar yansır onu de şimdiden kestirmek mümkün değil.
Kırşehir kurulduğu günden bu yana AK Parti iktidarının yanında oldu, her seçimde iki milletvekili verdi. Ama nedense seçtiğimiz vekiller birbiriyle barışık olmadığı için birinin yaptığına, diğeri köstek oldu. Hem onlar, hem Kırşehir kaybetti.
Kırşehir hele hele şu son dört yılda gözle görülür, elle tutulur ciddi bir yatırım ve hizmet alamadı. Ama bütün bunlara rağmen Kırşehir hep iktidardan yana, AK Parti’den yana oldu, oy verdi, destekledi. Tabi bunun en önemli nedeni de Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’ydi. Bahçeci çalıştı, hizmet üretti, halkın içinde oldu, onlarla kucaklaştı hem partisi birinci oldu, hem de partisinin gösterdiği kişiler milletvekili olarak Meclis’in yolunu tuttu.
Ama bugün artık bu durum gözükmüyor AK Parti’de. Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’yi sevenler, onu destekleyenler böyle düşünmüyor olmalı ki farklı sesler, farklı görüşler, farklı düşünceler gözlemliyoruz.
Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin hizmetleri, AK Parti’nin İl Başkanı Mustafa Kendirli’nin birlik ve beraberlik çabası ne kadar başarılı olacak hep birlikte göreceğiz.
AK Parti’nin en büyük sıkıntısı geçmiş seçimlerde aldığı “aşiret” oylarının bu seçimde HDP’ye gidecek olması. Eğer HDP’lilerin barajı aşmak için yaptığı çalışma oya yansırsa, hatırı sayılır bir oy alacağı kesin. Tabi bu oyların geleceği parti de AK Parti’nin olacağını bilmem anlatmamıza gerek var mı?
Halkın içinde olmayanlara, halka tepeden bakanlara, hizmet etmeyenlere artık seçmen hoşgörülü davranmıyor, hoş da karşılamıyor, “Yeter artık!” diyor.
AK Parti kurmayları bunu bildikleri için “aşiret” mensubu Tarım Bakanı Mehdi Eker’i dün Kırşehir’e getirdiler. Önce Lise Caddesi’nde esnaflarla açık havada kahvaltı yapan Bakan Eker, bu bölgede esnafları ziyaret etti, bir düğün salonunda vatandaşlara hitap etti. Ardından da Terme Oteli’nde besicilerle yemekli sohbet toplantısı yaptı. AK Parti’nin çalışmalarını anlattı ve destek istedi. Tabi eski Müftülük civarında çoğunluğu “aşiret”e mensup esnafları ziyaret etmeyi de unutmadı.
Kırşehir’de iddialı olan MHP’de ise şuan birlik ve beraberliğin en üst düzeyde olduğunu gözlemliyoruz. İl ve ilçe başkanları, Milletvekili adayları Prof. Dr. Yıldırım Türk ile Mustafa Erkal, milletvekili aday adayları tam bir birliktelik içinde çalışıyorlar. Gitmedik ev, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmıyorlar.
Tabi buna bir de AK Parti iktidarı döneminde kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan, ama sırf ülkücü ve MHP’li diye dışlanan, horlanan, ezilen, sürülenleri de ilave ederseniz, neden MHP’de canlılığın olduğunu görmüş olursunuz.
Bu birlik ve beraberlik, çalışma seçimin sonuna kadar sürerse MHP’nin Kırşehir’de başarılı çıkmaması için hiçbir neden yok.
Yine Kırşehir’de seçime iddialı hazırlanan bir CHP var. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği vaadler seçmenin ilgisini çekiyor. Kırşehir Milletvekili adayı Yılmaz Zengin de Kırşehir’de yıllardır partisini her ortamda en iyi şekilde temsil etmiş ve halkın destek verdiği bir isim. Ön seçimle belirlenen adaylar partide ciddi bir sıkıntı yaratmamışa benziyor.
İl Başkanlığını yıllardır yapan, Kırşehir’de her insanın iyi gününde kötü gününde olan Yılmaz Zengin’in nasıl bir seçim çalışması yaptığı, halkla nasıl buluşup ikna ettiğini pek bilemiyoruz. Basından kopuk çalıştığı için bu konuda fazla bir yorum yapamıyoruz. İnşallah partisinin oyunu arttırır ve 7 Haziran seçimlerinde milletvekili seçilir Kırşehir’i Meclis’te en iyi şekilde temsil eder.
Sonuç olarak Kırşehir’de seçime iddialı hazırlanan üç parti var. AK Parti, MHP ve CHP… Bunların 2014 seçimlerinde aldıkları oylara da kısaca hatırlatmakta yarar görüyorum.
Geçen yıl yapılan mahalli idareler seçimlerinde AK Parti Kırşehir’de birinci parti olmuştu. 54 bin 834 oy olarak yüzde 40.4 oy alan AK Parti’yi MHP yüzde 30.31 oy oranıyla izlemişti. MHP o seçimde 41 bin 510 oy toplamıştı. CHP ise yüzde 22’lik oy oranı ve 30 bin 135 oyla üçüncü olmuştu.
Fazla uzun lafa gerek yok. 7 Haziran seçimlerine şunun şurasında 10 günden az bir süre kaldı. Herkesin traşı önüne dökülecek.
Bakalım bu seçimde bu üç partinin alacağı oy oranı ne olacak? Kim kazanacak, kim başaracak hep birlikte göreceğiz.
Ne demiş Mevlana:
“Bir cümle yeter sözden anlayana, destan yazsan fark etmez lâftan anlamayana…”
Bizim dileğimiz hangi parti ve aday kazanırsa kazansın, kazananın Kırşehir olmasını diliyoruz.

--------------OOO---------------
Biraz da gülelim!

Borcun vadesi
İyi yürekli bir vezir, yoksul ve muhtaçlara devlet hazinesinden borç para veriyordu, borç alanlar:
“Bunu ne zaman geri ödeyeceğiz?” diye sorduklarında,
“Padişahımız ölünce ödersiniz” diye cevap veriyordu.
Bu duruma şahit olan birisi bir gün padişaha:
“Efendimiz, sizin veziriniz devletinizin hazinesinden muhtaçlara borç para veriyor, vadesini de sizin ölümünüze bağlıyor. Demek ki niyeti kötü, sizin bir an önce ölmenizi istiyor, siz ölünce de paraları zimmetine geçirecek” diye gammazladı.
Bu gammazlık üzerine padişah vezirinden şüphelenmeye başladı. Vezirini huzuruna çağırıp söylenenlerin doğruluk derecesini ve maksadının ne olduğunu sordu. Vezir sıradan bir vezir değildi. Zekâsı ve uyanıklığı dillere destandı. Padişahı yatıştıran ve yüreğini ferahlatan şu açıklamayı yaptı:
“Söylenenler doğrudur. Ben hazineden muhtaçlara borç para veriyor, vadesini de sizin ölümünüze bağlıyorum. Ama bunu sizin ölmenizi değil, tersine çok yaşamanızı istediğim için yapıyorum. Bilirsiniz ki, her borçluya borcunun vadesi kısa gelir, vade dolmasın diye dua eder. Bu demektir ki borçlarını siz ölünce verecek olanlar, borçlarının vadesi dolmasın diye sizin ölmemeniz için dua edeceklerdir. Allah katında en makbul dualardan biri de borç altındaki kullarının duasıdır. Benim de maksadım ömrünüzün uzunluğu, sağlık ve afiyetinizdir.”
--------------OOO---------------

Sevdiğim bir söz
“Sadece korkmamaya başladığımız zaman yaşamaya başlarız.”
Doroth Thompson