Hazreti Ali'nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözü meşhurdur.

Bu söz ile insanlığın doğru ya da yanlışı sadece bilgi ve ilimle cehaletten kurtulmasının önemini bahsetmektedir.

Öğretmen; öğreten, yönlendiren, değerlendirme alışkanlığı kazandıran bir kılavuzdur. Bu nedenle geleceğin mimarı olan öğretmenler her öğrenci için ayrı bir değerdir. Çoğumuzun hiç unutmadığı ve şükranla andığı nice öğretmenler vardır.

"Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve en muhterem unsurlarıdır" diyen Atatürk'ün Millet Mektepleri başöğretmenliğini kabul ettikleri tarih olan 24 Kasım, 1981'den beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

Gerçekten de devletler,  öğretmene saygı gösterdikleri derecede yükselmişlerdir.

Bu yükselişte ancak iyi bir öğretmenin öğrencilerle olan iletişimine bağlıdır.

Neslimizin kaderini elinde bulunduranlar etkili/ yetkililerin şu söz kulağına küpe olmalı.

"Hayattaki en büyük mucize, küçükken iyi öğretmene rastlamaktır..."

Toplumsal eğitimin geleceği bu söze verilecek öneme bağlıdır.

Zira idari ve öğretmenlik sorumluluğu bunu gerektiriyor.

24 Kasım günü yıllardır Öğretmenler günü olarak kutlanıyor. Bu gün ile ilgili bazı itirazlar olduysa da genel olarak, Türk toplumu bu günü, Öğretmenler Günü olarak kabullendi. Her şeyden önce bu gün yerli ve milli bir gündür. Bu günü öğretmenler günü olarak kutlayan ülke Türkiye’dir.

Gönül isterdi ki bu günü, her yıl neşe ve huzur içinde kutlayalım. Ben günümüz ile ilgili kutlama yapamayacağım. Sadece anma yapabileceğim ve iyi niyet dileğinde bulunabileceğim.  Her yıl terör yüzünden en az bir öğretmenimizi şehit veriyoruz. Bu yıl da Ayşenur Alkan isimli öğretmenimizi kurban verdik. Üstelik 22 yaşında. Üstelik kimse ile bir siyasi gerginliği yok. Üstelik, sadece hizmet etmek gibi ulvî bir emeli var. Bir kaç gün önce böyle bir kayıp verdikten sonra "kutluyorum" sözü bende bir tuhaflık yaratacak. O yüzden bu sözü kullanmıyorum.

İlkokul öğretmenimden en son dersime giren öğretmenime kadar ne kadar öğretmenim varsa, hepsinin ellerinden öpüyorum.

Ölenlere rahmetler diliyorum. Hayatta olanlara huzur dolu bir ömür diliyorum. Hepsine saygı ve minnetlerimi arz ediyorum.

Not: (Bir öneri. Bu öneriye canı gönülden katılıyor ve en yakın zamanda gerçekleşmesini diliyorum.

Biz emekliye ayrılmış olan ÖĞRETMENLER olarak köy okullarımızda yeni atamalar yapılana kadar, şu anda kullanılamaz durumda olan köy okullarımızı eğitim öğretime hazırlamak için ÜCRETSİZ olarak bu göreve gönüllü olarak varız diyoruz.

Köylerimizin bilinçli olarak boşaltılarak üreten değil de tüketen, tarımda dışa bağımlı hale getirilen bu acı durumdan kurtarılmasına katkıda bulunmak ve eğitimsiz bir tek çocuğumuz kalmasın istiyoruz.

Köylerimiz yeniden çocuklarımızın okul şarkıları ile kuş cıvıltıları gibi sesleri ile şenlensin, köylerimizde kaderleriyle baş başa bıraktığımız aksakallı dedelerimiz ile beli bükülmüş gözü yaşlı nenelerimizin yeniden hayata ışıl ışıl bakmalarını görmek bizleri mutlu edecektir.

Ayrıca İlkokulların yeniden beş yıla çıkarılmasını, her köye ziraat mühendisi ve avukat atanmasını vs... böylece toplumsal koşulları iyi  yönde değiştirme faaliyeti olarak değerlendiriyoruz...)