Bu yazı, okuyucularıma Gazze’de yaşananları unutmaması, soykırımın İsrail’ce bir daha tekrarlanmaması ve hafızaların diriliğinin asırlarca korunması için kaleme alınmıştır. İsrail’in abluka altına aldığı Gazze şeridinde 2 yıldır sürdürdüğü soykırımda yaşamını yitirenlerin sayısı 67,173’e ulaşmıştır. Bunların 20.179’u çocuk, 10.427’si kadın. 4,813’ü yaşlı canlardan oluşmuştur. Gazze’de 38 hastane bombalandı, 1701 Sağlıkçı katledildi. Yahudilerin uyguladığı abluka nedeni ile, 8 Ekim 2023 tarihinde saldırının başladığı günden itibaren Gazze halkı ilaç ve tıbbi teçhizata ulaşamamış, Yahudilerce yağdırılan hem yakan ve hem de yıkan napalm bombaları sağ kalanları yakmış ve yaralamış, şehitlerin ise cesetlerini tanınmaz hale getirmiştir. Gazze’lilerin evlerini başlarına yıkmışlar. Sağ kalıpta yaralananlar İlaçsızlıktan acıyla kıvrana kıvrana direnişe devam etmişler, bir adım geriye gitmemişlerdir. Şehit olmuşlar, şüheda şerbetini içmişler, ancak ülkelerini canla başla savunmuşlardır. Gazze’liler Yahudilerin iç yüzlerini, alçaklıklarını, lanetli bir millet olduklarını, bulundukları yerlerden ayrılmayıp kahramanca mücadele ederek, tüm dünyaya Yahudilerin ne kadar zalim millet olduğunu göstermişlerdir. Dünya halkları, Siyonistlerin dünya kurulduğundan beri Gazze’lilere uyguladıkları eşi benzeri görülmemiş işkence ve zulümlerini görmüşler, Hitler tarafından kendilerine uygulanan zulmün bin mislini Müslümanlara uyguladıklarını yaşamışlar, onlar için duydukları sempatiyi, kine ve nefrete dönüştürmüşlerdir.

ABD Başkanı Trump, İsrail meclisinde yaptığı konuşma öncesi ve sonrası dakikalarca alkışlandı, Trump ne dedi de bu kadar alkış aldı. Her Müslüman evladının Trump’ın sözlerini beynine kazıması ve ABD’nin ve İsrail’in adının her geçtiği ortamda O’nun yaptığı konuşmayı hatırlaması iktiza eder. Bu konuşmasında Trump; “Netenyahu bizden ne silah istediyse o silahları, Yahudilere verdik. Hatta Netenyahu ismini bilmediğim, duymadığım silahları istedi onlarında envanterimizde olduğunu öğrendim ve o silahları da Yahudilere verdim. Netenyahu’da bu silahları hakkıyla kullandı.” Derken o silahlarla 20.179 çocuğun, 10.427’si kadının ve toplamda 67.173 Gazzeli’nin katledildiğini büyük bir gururla, korkunç bir sevinçle haykırıyordu. Cenab-ı Allah (c.c.) Kur’anı Kerim’de; “Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin.” Buyururken, her emri gibi, bu emrinde de Allah (c.c.)’nin ne kadar haklı olduğu bir kez daha mucizevi olarak ortaya çıkmıştır.

Trump, soykırım suçu işleyen mahluk Netanyahu ve avanesinin Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından cezalandırılmaması, Mısırda barış anlaşmasının imzası sırasında orada bulunan devlet başkanlarının nezdinde itibar kazanması için diplomatik destek sağlama gayreti içerisine girmişse de Trump, Netenyahu’yu son dakika bu amaçla Mısır’a getirmek istemiş, bu amaçla Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’yi aramış O’da; “Buyursun gelsin” demiş ise de, başkan Recep Tayyip ERDOĞAN, Trump’ın bu girişimini öğrenince, İçişleri Başkanı’nı ve MİT Başkanı’nı görevlendirerek, onların toplantıya katılacak diğer devlet başkanlarını aramalarını, onlara Netenyahu gelirse, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’ye döneceğini,” zira, “bir savaş suçlusunun, binlerce insanın elinde kanı olan bir caninin, barış görüşmelerinde yerinin olamayacağını.” Söylemelerini istemiştir. Bu diplomasi hareketi ve dik duruş sonrasında Trump çark etmiş ve Netenyahu’yu çok istemesine rağmen, aklatamamıştır. O’nun soykırımcı olduğu Uluslararası Ceza Mahkemesinin tutuklama kararı ile zaten sabittir.

Gazze başta olmak üzere, bu gün Ortadoğu’da yaşanan bütün krizlerin temelinde Osmanlı İmparatorluğunun yenilmesi yatmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde, Arapların ve Filistinli’lerin çok büyük günahı vardır. Bu gün başlarına gelen soykırımın kendileri tarafından hazırlandığı da bir gerçektir. Zira bu gün ki, İsrail’in bulunduğu toprakların sahibi Araplardı. Ellerinde Osmanlı imparatorluğu’nun kendilerine verdiği tapuları vardı. Yahudiler çok büyük paralar vererek bu toprakları, paraya gözü doymaz Araplardan satın aldılar. Ve Filistin’e yerleştiler. Filistin’den toprak alınmasını uluslararası Siyonistler desteklediler, büyük paralar aktardılar. Orada İsrail Devletinin kurulmasını da İngilizler sağladılar. 1. dünya savaşı devam ederken. İngiltere ve Fransa tarafından sinsice hazırlanıp, sonra da İtalya ve Rusya’ya onaylatılan 28/05/1916 tarihli Sykes-Picot Anlaşmasının yaralarını tüm Ortadoğu ülkeleri halen yaşıyor. Bu konunun devamı Pazartesi günkü yazımda aziz okuyucularıma aktarılacaktır.