Bildiğiniz gibi dünya güçlü devletlerin tekelinde olan ve onların evimizdeki hal ve hareketlerimize kadar dizayn ettiği bir düzen içinde bu devletlerin gölgelerinde yaşamaya gayret ediyor maalesef.

Oysa güçlü olmak ezici üstünlükten çok ezilenin hakkını savunan olması icap etmesi gerekir; ezilen toplumlar kendi haklarını her platformda arayan iradenin hakkını aramasını bekler ki yalnız olmadığını bilsinler ister. Bugün Ortadoğu da dökülen kanların müsebbipleri istedikleri gibi at koştururken, ne yazık ki onların yaptıklarına sessiz kalarak bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen bir zümrenin de varlığı unutulmamalı.

Baskıyla ve şiddetle insanlara zulmederek toprakları haksız yere elde ettikten sonra, sırasıyla bütün coğrafyayı elde etmek için saldıracak olan bu vampirler zamanla tıpkı Kurt’un ağzına kan bulaştığında kanın tadının yeniden koyun sürüsüne saldırmaya ve sürüyü parçalayıp daha sonrasında da zayıf gördüğü koyunları ve kuzulara acımadan karnı tok olmasına rağmen sırf sürüye ve sürüyü güden çobanın malına zarar vermek için talan ederek boğup, boğup bırakıp gidecektir.

Bırakıp giderken de sürü ve sürüyü güden çobanda bir tedirginlik yaşanmasını sağlayarak gidecektir. İşte kan ile beslenen devşirmeler zamanla her yere zarar vereceklerdir.

Peki insanlar kendilerine yapılan haksızlıklar karşısında neden sessiz kalmayı ve nedenlerini sorgulamaya gerek duymazlar? Bana göre beyinler teknolojinin de hayatımıza girmesiyle birlikte eğitim ve okumaya karşı oluşan antipati, ekonomik koşullar ve üretmekten çok tüketen nesillerin gelişmesiyle beraber düz düşünen ve tek bir pencereden dünyayı izleyen sorgulamaktan çok günü yaşayan insanlar yüzünden yapılanı görmemekte.

Zihinleri tembelleşen toplumun insanları süper güç dediğimiz devletler tarafından Üretmeye “cesaret etmiyorlar demiyorum” gerek yok, nasıl olsa birileri bizim yerimize üretiyor diye düşündüklerini düşünüyorum. Oysa yapılanı sorgulayanlar dünyanın sanayisini ve ekonomisini elinde bulunduran ülkeler. Onlar aslında gözümüzde büyüttüğümüz kadar güçlü değiller!

 Onları süper güç yapan, biat kültürüyle yetişmiş egemenliklerini kabul ederek üstün olduklarını içine sindiren korkakların boyun büküp itaat etmelerinin sebep olduğunu unutulmamalıyız. Eğer sizler yaşadığınız topraklar üzerinde gerek sanayi açısından olsun gerekse tarımsal açıdan olsun birçok imkânı yaşadığınız vatanın imkanlarını içerisinde barındırdığını bildiğiniz halde üretmek yerine onların size kendi menfaatlerini korumak adına size sunduğu teklife evet derseniz bu ülkenize ve halkınıza yapmış olduğunuz saygısızlık ve düşmanlık anlamına gelir.

Bir zamanlar uçak üretirken ve ürettiklerinizi dış piyasada pazarlarken size sırf dış piyasada rakip istemedikleri için size sunulan teklifi cazip görüp kapatma cüretinde bulunuyorsanız bu ülkenin ekonomisine vurulmuş büyük bir darbedir. Bugün üretilen TOG ve SİHA’lar bizim gurumuz oldular. Bugün isim yapmış söz sahibi olmuş vaziyette olan bu marka değerlerimiz bizim de neleri aslında yapabilecek mühendisinden, teknisyenine kadar birçok eğitimli insanımızın olduğunu bize gösterir.

Onun için ne olduğundan ziyade neden ve niçin’leri önemli. Yapılanların ve yapılmak istenenleri gördürsek aslında bazı şeylerin gerçek amacına ulaşmanın çok kolay olduğunu görürüz, yeterki sorgulayın ve değişik yollardan olayın temeline inerek araştırıp okuyun ve sorgulayın.. Sevgilerle