Bak arkadaş sevmek illa ki karşıtını sevmek değildir. 
    Bu dünyada sevilmesi gereken onlarca şeyler olduğunu biliyoruz. Allah’ım kim neyi sevmişse yardımcısı olsun, sevgisini artırsın. 
    Benim derdim şu şehrimi, Kırşehir’i seviyor gözüküp te sevmeyen, şehrim adına yapılması gereken işlerde konuşmalara bakarak “Varol!  Çok teşekkür ederim! Tam da düşüncemizi konuştun!” diyerek avuçlarımızı patlatırcasına alkış tuttuğumuz, şehrimiz adına makam mevki tutmuş olanlar icraata gelince tıs olup yılan gibi kayanlara, hatta sesi soluğu kaybolanlar! 
    Çıkaranlara, utanmazlığı, aymazlığı yok sayanlara, yüzleri kızarmayanlara bir iki sözüm olacak. 
    Kırşehir demek tarih, kültür, ozan, 12. yüzyılda üniversitesi olan, meslek terbiyesi Ahilik, öz Türkçeci Aşıkpaşa, kin ve nefret değil kardeşlik ile Hacı Bektaş-ı Veli ve Yunus’un çilesi akıllara gelir. Fakat her örfümüz ananelerimiz yok olduğu gibi bu şehrin birçok değeri de yok edilmek istenmektedir.
    Çağa uygun kalkınma modellerinin Kırşehir’den uzak kalması yetkili etkili şehrim temsilcilerinin “Duymadım, görmedim, bilmiyorum!” diyerek üç maymunu oynamaları bu kadim, kültür ve evliyalar şehri Kırşehir’in bir bakıma şehrin kaderi ile oynanmasına etki etmiştir. 
    Biz ne istiyoruz? Bir kere bir Petlas gibi bir sanayi tesisinin olmasını, hatta daha da fazla olması için teşvik kapsamının yüksek tutulmasını, Kırşehir Organize Sanayi Bölgesi’nin sahasının zaman geçirilmeden ve hızla genişletilmesini, yüksek m2 arsaların oluşmasını, çevre yolumuz, demir yolumuz, hava alanı yolumuz, Aksaray bağlantı yolumuz, tarım ihtisas organize, hayvancılık organize bölgelerimiz oluşturulsun, özel sektörün lojistik depolarının olacağı alanlar, fen fakültesi diye adlandırdığımız Petlas’ın içerisinde ki alanın derhal ve hemen Petlas A.Ş.’ye devrinin gerçekleştirilmesi, (şimdi yeni bir isimle adlandırılıp özel üniversite kurulması istenen yer şayet olursa bu memlekete kalkınmasına sanayisine ağır bir darbe olur) 
    Ahi Evran Üniversitesi’nin yetişmiş piyasa şartlarına hakim kalite eleman yetiştirmesi, Yamula Barajı Sulama Projesi’nin hayata geçmesi, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çiftçiye destek açısından daha çok alım yapması, ilimize et entegre tesis kurulması, çiftçilerimize her desteğin verilmesi (mazot, tohum ekim desteklerinin ekmeden önce verilmesi hasat sonu elektrik parası tahsilatı vs vs vs ) 
Sorun çok, çözüm yok!..
    Kırşehir’in sorunlarını yıllardır dile getirenler, yazıp çizenler ne yazık ki yıllardır bir arpa boyu alamamışlardır.  
    Kırşehir’in oylarını almak için vaad üstüne vaad verenler, seçilip işbaşına geldikten sonra bunları unutanların bol keseden nutuk atıp Kırşehir’i sevdiklerini artık söylemeseler çok iyi olacaktır. Çünkü sevmek “ben seviyorum” demekle olmaz. Seviyorsak bu memleketin unvanı ile devletin koltuklarında oturuyor isek, memleket adına çalışmak zorundayız. 
    Bu yazı yayına girdiğinde 34 Ahilik Kültür Haftası’nı kutluyor olacağız. Onlarca badire atlatan esnafımız, sanayicimiz, vatandaşlarımız belki çözümlenmeyen sorunları hakkında çözüm duymak adına bu şehire gelecek devlet büyüklerimizden bir çok söz bekleyecek. Bu sözü verecek, bu şehre misafir olan devleti temsil eden devlet adamlarından gelecek.
    Çok mu zor gelir adaletsizliğine, işsizliğe, on kişi alınacak yere yüzlerce müracaat olmasına, üniversite mezunu işsizlerimizi bilmek, BAĞ-KUR primlerinin yüksekliği sebebi ile primlerini yatıramayan, yanında çalıştırdığı, kalfasının, elemanının bırakın SGK primlerini ödemeyi, maaşını bile ödeyemeyen esnafı duymak, görmek, hastalanan işyerini açamayan esnafımıza çözüm sunmak, özürlü çocuğuna “Sen vergi mükellefisin devlet çocuğuna destek vermez!” lafına çözüm bulmak. 
    Bu ülkede makam ağalığına son verilmedikçe, konuşması gereken ağızlar konuşmadıkça yani kısaca “kral çıplak” denmediği sürece döner oynarız, çalar oynarız!
    İşte can alıcı sözde burada gelir, sevmek lafla değil icraatla olur.