Yine bir kaldırım taşı üzerinde uyandım..İnanın hiç bir şey hatırlamıyorum..
Sanki bütün herşey dün gece puslu bir aynadan bakarcasına gizem dolu..
Yokuşun aşağısı kaldırımdan sonra kafamı kaldırınca göz ucuyla yavaş yavaş fark ediliyor..Tam sağda köşede mahallenin bakkalı Remzi efendi amca..
Sol tarafta ise çiçek pasajı ve Nazande hanım teyzenin kendi elleriyle bahçesinde büyütüp yetiştirdiği nergis vs..bir nevi tüm güzel çiçekleri ve her yeri saran mis kokusu..Hem de ne koku..Benim ağzım ise acı zifir bir tat da..adeta zehir kıvamında berbat bir halde..Niye neden dediğinizi duyar gibiyim..Dün akşam kim bilir hangi masada bana ne tür bir mecburi içkiler içirtilmiş..ve ben bunları hiç haz almadan sadece para için içmiştim..
Sonrasında da müşteriye içirdiğim kadar kazanç sağladığı için içmek zorunda kaldıklarım vs..sonuç ortada..Su bile içsem ay ığğ..inanın midem sıvı nevi hiç bişey istemez, katı yiyeceğe hasret misali kalmıştı..
Bu eski baba mahallesine acep nasıl gelmiştim..Ah ah diye içimi çektim umarsızca..
Hazır buraya gelmişken de acaba şöyle kenardan göz ucuyla izleyebilirmiydim..doğup büyüdüğüm anne,baba özlemi ve kardeş hasretiyle yandığım ailemi.."Of of.. imkansız gibi bir şeydi bu dediklerim sanki"..içimden ve bazende sesli dışımdan mırıldanıyordum..
İstanbul Taksim’in en şaşalı sokağından İstanbul Bayrampaşa’ya..
Benim işim gereği Taksim’de bir kulüpte her gece sabaha kadar her türden meslek grubundan binbir türlü erkek misafirlerin..masalarına kadar eşlik eder, onlar ile çalan müzik eşliğinde kavalyelik yapar.. yani aslında dans ediyorum..Ama şimdi evden uzakta yıllar önce kaçıp,korkup uğramadığım Bayrampaşa’dayım..
İş mevzusuna hiç dönmek istemesemde biraz daha anlatayım nerde kalmıştım..
Gece sabaha karşı iş biter,tüm benim gibi kader mahkumu kız arkadaş personeller baya da sarhoş vaziyette kulüpten çıkar..sabah ezanına doğru evlerimize tanıdık taksiler ile gönderiliriz..
Yalnız dün ne olmuştu da taksici Salih abi beni baba evime Bayrampaşa’ya getirmişti..
Kesin yine bir anne özlemi dolu anım da..ve bu özlem içime sığmadığın da..
bu bana ara ara oluyordu ve durdulamayacak seviyeye varınca..o an ki duygularınla istediğim de ısrarcı oluyordum..Taksici abi de bu sefer mutlak Annem deyip yalvarmalarıma dayanamamış ve direksiyonu bu yöne kırmıştı herhalde..Bundan başka açıklama da gelmiyor aklıma..
Neyse içimde ne olursa olsun bi huzur anneme kavuşma dürtüsü yine depreşmişti..
Annem çok vefâkar ve de cefâkar kadındı..Azmı yolarımı gözlemiş,beni türlü felâketlerden çekip almıştı..O benim dünyamdı..Nerde kalmıştım.. hala kaldırımdayım ,ağrıyan başımı ellerim ile sıkıştırıyor..bundan sonra ne yapmalıyım diye sorguluyordum kendi mi..
Dönmeyeceğim o lanet yere!..Elime telefonumu aldım ve aradım iş yerini..
İdris beye bu işi yapmayacağım,günahlarıma tövbe edeceğim artık yeter diyerek istifa ediyorum dedim..
Öyle böyle derken kalktım bir cesaretle ayağa..Ayağımda yüksek ökçeli kırmızı pabuçlarım ve üzerimde.. Yarı çıplak denecek derece de bir kısacık sahne kıyafeti vari bir elbise..Ama ben aslında bu halime de alıştım zor olsada..Lâkin bu çilekeş ve nasıl düştüğümü bilmediğim bu yola son verme vakti de geldi sanırım..Çünkü artık yıllarca bu sektörde çok yoruldum..Sanki yirmili yaşlar da değil de çabucak orta yaşın üstüne çıkmış gibiyim..Neyse şimdi anneme, baba ocağına mı geldim ben!..Ah içim kıpır kıpır..Yokuş aşağı yürüyorum ,topuklarımdan sesler yüksele yüksele..Bir ümit belki baba evimin önünden geçerim de anneciğimin gül yüzünü görürüm..ve belki biraz daha fazlasını da..
Evime doğru adımlarım ile yavaş yavaş yaklaştıkça.."Of of ".. yine ilk bu işe nasıl başladığım geldi aklıma..Bundan tam sekiz yıl önce yani ben daha çocuk yaşlarda iken;şimdi evime doğru attığım bu adımları o zamanlar,baya geri geri atardım evimden,ailemden, sorunlarımdan kaçarcasına..o zamanlar bu saçma haller çok anlamlı gelirdi ya.. düşünsenize daha onbeşyaşındasınız,lise talebesi ve ergenlik çağının da zirvesindesiniz..
Şimdi ki aklım olsaydı eğer hiç gidermiydim..O zamanlar havayidönemlerimiz mi desem..
dersler ağır geldikçeve ders çalışmak yerine  kısa yoldan para kazanmanın yollarını arardık..
ne çocukça değil mi..? İnsan düşünüyorda.. hayatların da ne zavallılıklar yaşamış, akıldan yoksun kadınların ve erkeklerin bulunduğu..ortamda çalışan yada müşteri fark etmeksizin önce, keyifli gelen ..çok değil bir ay sonra hele de kafanız içkiliyken imzalattıları boş kağıtlar..
ve borçlar ile çilekeş oyunlar sunulduğunu..size de bir ömür bedel ödetmeye gittiğini..amanAllahım..İyki ben o planları önceden anlamış.. Aldığım anne baba dualarındanmıdırbilimiyorum erken fark etmiştim.. O oyuna ,yalana çok çalışma arkadaşım düştü malesef..
tabi ben henüz o boş kağıtları imzalamadım ve imzalamaya da niyeti yok çok şükür..
Yanlız bu işe devam edersem sonum onlar gibi olcak diye de ödüm kopuyor..
..Şimdi bunlar aklıma geldikçe..gözlerim doluyor aileme olan özlemim burnumun direğini sızlatıyordu..Çok pişmanım vallahi de billahi de..
Anneciğimin sesine,soluğuna..bana nasihatlerine kulak çevirdiğime..ve yine canım emektâr babacığımın beni ve diğer kardeşlerimi okutmak gâyesiile,ne çok gece gündüz demeden iş seçmeden çalıştığını..sonrasın da bize dönüp yavrularım ben okuyamadım ..şimdi de bu ek işleri yapıyorum ki..evlatlarımokusunlar..önce vatana, millete..Sonraa kendi ayakları üzerin de durup kimselere muhtaç olmasınlar diye..Babacığım ne çok kelime sıralardı bu ve buna benzer sırf bize şevk olsun diye.. Ta ki dili,damağı kuruyuncaya kadar..
Şu an bana sorsalar tabi bu aklım ile "okurmusun"..
Tabiri câiz ise kalemi kağıdı öper koklarım ya.."nerde artık o günler"..Neyse baya baba evime yaklaştım..İlerden az mesafe kaldı.."annem değil mi o?"evet ta kendisi..
Canım anneciğim beli bükülmüş halde evde biriken çöpleri atmaya çıkmış..
Karşısına çıksam aramızda pek de mesafe kalmadı, alsam elinde ki bütün yükleri ..
sonrada sarılsam bırakmamacasına..Acaba çıksam mı!..Peki ne diyeceğim ,neler söyleyeceğim ona şimdi..bilmiyordum ya..ama artık iç sesime dayanamıyorum yenildim..
"Annem" dedim köşeyi döner dönmez ..bağır bağır usul usul bir koşma haliyle öyle bir boynuna atıldım ki..Benim bu denli sarılmama karşılık biraz beni iterek..
bir ara göz göze geldik ..o da ben de nasıl da şaşırmıştık..Annem öyle derin bir bakış ile bakıyordu ki bana.."Sevcan" dedi içli bir sesle..o ses yüreğimi yaktı da geçti..
Sen nasıl nerden çıktın deyip elinde ki bütün poşetleri birden yere hızlıca bıraktı..
"Oy kuzum yavrum annem"..Bu noktadan sonra ikimizde feryat fiğan ağlayışlar ve dolu dolugözyaşları..yok ağlama diyen ben..sus sen asıl kendine bak diyen annem..O an zaman durmuş ve birbirimize kenetlenmiştik..Bir an beni hafifçe geriye iterek kollarıyla yavrum sen döndün ve..bizi affettin demek öyle mi? 
Nasıl ne affı anneciğim..asıl siz beni affedin çocukluğuma verin ne olur..Bu bütün seneler boyunca size ve kendime çok ızdırap yaşattım dedim..Annem sanki hiç bisey olmamış ve beni bekler gibi..Bu gün burdasın değil mi? diyor..ahbi daha bakayım sana evlat ..seni ne çok özlemişim bakmalara doyamıyorum diyordu.. Oh çok şükür kuzum deyip bir daha sinesine sarmaz mı..Kınalı kuzum yemeğe kalırsın değil mi dedi? ve iki kere üst üste tekrar aynı cümleyi ..o da inanamıyordu tıpkı benim gibi şu an onun yanında olmama ..
evet canım annem kalmam mı..senin elinden taş olsa yerim, zehir olsa içerim..
Anneciğim benim ya..nasılda küçüklüğümüzden beri biz evlatlarını ayırt etmeksizin yüreğine soka soka severdi..diyceksiniz ki şimdi..Tüm anneler kuzum der belki diye haklısınız ama benim annemin bizi yöresel sevmeleri öyle yalın..öyle içtendir ki size anlatamam..Anneme yemeğe kalacağımı söyler söylemez..tamam o vakit babacığında gelir akşama..şurda ne kaldı.. Babam mı? Benim babam sağ mı? nasıl yani? İnan yavrum sağ bin şükür Rabbimize..Senin kaybolup gitmenden önce çıktıkları seferden hani sende biliyorsun ya zaten Koca Halil Baba teknesi alabora oldu..Fırtınadan bulunamamıştı ve bize de kayıp eşyalarını verip..dediler ya bu azgın dalgalardan ve sarp kayalardan kurtulamamıştır..
Sonrada aylarca dönmeyince ..daha sonra da sende gittin ya bizi bırakıp..Neyse kınalı kuzum Sevcanım..Babanı kayboldu dediklerinden tam altı ay sonra bir yerel tv’de..açık deniz koyunda..hafızasını kaybetmiş olarak kimsesiz kulübesinde kendine..yaşıt iki iylik sever adamla görüntülenmiş..Bizde koşarak kânalı önce aradık sonra haber yapılan yere gittik oradan da hastane. tedavi derken Halil'im iyleşti,kendine geldi ve herşeyi hatırladı..
Lakin yavrum sen yoktun bu sefer de..
Ben yıllarca seni ona yurtdışına okumaya tahsil görmeye gitti bey..burs kazanmış..
okulda derslerinin yüksek notlarıyla öğretmenleri aracı olup göndermiş dedim..Tabi telden ulaşılamayan bir bölge de sadece mesaj ile görüşülüyor vs..diye kardeşlerinin de yardımıyla tabiri câizse koca adamı masal söylercesine avuttum..Şimdi seni ona döndü diyeceğim, eğer sende istersen kızım.. ama tereddüt ediyorum yine de..bana doğru bi daha döndü diyebirim değil mi Sevcanım dedi..
Evet annem tabi ki..Annem ile duygulanarak hem ağlaşıyor arada birbirimizi öpüp koklaşıyor.. Bir yandan da akşam yemeği hazırlıyorduk..Hem de en sevdiğim etli yaprak yarmasını yapıyoruz..Akşam olmuş babacığım eve gelmiş ..fakat kapıyı annem açmadan önce beni yan odaya alarak dur bir kızım.. Önce ben dediğim gibi konuşayım sonra seni babana kavuşturayım dedi..Ben sabırla annemin babam ile konuşmasından sonra beni yan odadan çıkarmasını ya da bana seslenmesini bekliyordum..Lâkin durum annemin anlattığı gibi olmamış..BabamaSevcan döndü yurt dışı eğitiminden bey demesiyle.. Babam hangi Sevcan bizi bırakıp kulüpler de dansöz olan mı diye bir bağrış ile birlikte.. Bırak hanım yahu çocuk mu kandırıyorsun..Evet seni anlıyorum hanım anne yüreği dayanamadın tabi .. o gece hayatında pişman oldu döndü.. Sende beni yıllarca eğitim diye avuttun..İnan hanım ben her şeyin farkına varmıştım..polise mi gitmedim ..gazeteye ilan mı vermedim..ne yapmadım ki..
Senin ailecek çocuklar ile kurguladığın oyun Sevcan’ın o kötü durumunu bilmendense benim de işime geldi..Ben babayım içim çok yandı ama elimden ne gelir kaç kere taksim de ki o yere gittim kızım için.. Ama kapıya koydukları güvenlik onun reşit olduğunu rahatsız edilmemek istendiğini.. Kendi rızasıyla burda çalıştığına dair beni ya yüksek sele uyardı ya da güç gösterdi..
Şimdi mi aklı başına gelmişte ailesi olduğunu hatırlamış dedi..Bu sesler yan odaya doğru yankılanıyordu..BenimSevcan diye kızım yok bilesiniz deyince..Birden gözüm karardı üzüntüden bayılacak gibi oldum..Yan odadan nasıl göz yaşlarıyla çıktığımı bilmiyorum..
Babam ben ettim sen etme kurbanın olayım..çocukluğuma,gençliğime ver bağışla ne olur..
Babam beni karşısında dizlerine kapanmış ve yakarırken görünce..
Önce git git be dedi içi yana yana ..ben bu yanık çıkan iç sesini..ve acıyla gelen öfkenin sesini duyunca daha çok sarıldım dizlerine..Neredeyse bir saat yalvararak af dileyerek ayrılmadım ayaklarının ucundan..Sonunda babamın yufka yüreği dayanamadı ve kalk dedi..yeter yavrum bak annen ne güzel yemekler hazırlamış..Madem gerçekten pişmansın bütün bu yaşananlara ve yaşattıklarına o zaman benim de yeniden bir evladım oldu..Ben bu sözleri duyunca kulaklarıma inanamayarak..sevinç ile ve şişen gözlerimden akan yaşları silerek hafifçe doğruldum..Gerçekten mi babacığım beni affettin mi deyip daha sıkı sarıldım ayağa kalkıp..o da bana sarıldı ve dedi ki..Yavrum et tenden ayrılır mı hiç?.. Sen yaptın bir hata..seni bıraksam şimdi git desem senin yaptığından ne farkım kalır ki..
O yüzden bana şu nasihatı da söyledi ve dedi ki.."Siz çocuklar kaç yaşına gelirseniz gelin daima insan hayatı hataya açıktır..Biz büyükler ise hele de evlat sahibi isek o evlatları ruh beden den ayrılıncaya kadar..kaç yaşına gelirseniz gelin korumak gözetmek ile yükümlüyüz"..
Ben "Sevcan" o gün bugün oldu babacığımın hiç bir nasihatı aklımdan çıkmaz..
Şimdi evlendim çocuklarım var benim de..Her küçük büyük yaşanılan hayat engellerin de merhum sevgili babacığımın nasihatlı sözleri gelir aklıma..ve duygulanarak iyki sizin evladınız olarak dünyaya gelmişim diyorum..ve tüm sevdiklerimizin ama en çok anne ve babalarımızın kıymetini ne olur çokça bilelim..
Sevcan’ın hayatından bir alıntı..Saygılar efendim..