İçerisinde bulunduğumuz hafta polis haftasıdır. Kırşehir’de de Polis Haftası münasebetiyle çeşitli etkinlikler, paneller düzenlenmektedir.

İçerisinde bulunduğumuz hafta polis haftasıdır. Kırşehir’de de Polis Haftası münasebetiyle çeşitli etkinlikler, paneller düzenlenmektedir. Polis haftası nedeniyle polis olmazsa asayiş olmaz, onlar bizim can güvenliğimizi sağlayan temel taşlarımızdır gibi standart sözler söylenecek, konuşmalar yapılacak, ulusal basında ve Kırşehir basınında yazılar yazılacaktır. Bu sözlerin altına imza atmamla birilikte bu standart yazıları yazmayarak polis teşkilatımıza, kayıpsız, acısız, üzüntüsüz nice yüz yetmiş bir yıllar dileyerek başka konuya değinmek istiyorum.
Çocuklarımızla evde otururken, Kırşehir’in cadde ve sokaklarında ellerinden tutup dolaşırken en ufak yaramazlıklarında “Bak polis çağırır, elini kolunu bağlatır hapse attırırım, seni polise söylerim, polis amcası şu yaramazlık yapıyor, beni çok üzüyor kızar mısın?” gibi sözler ederek polisi korkulması gereken bir korkuluk, bir öcü gibi göstermekteyiz, farkında olmadan yaptığımız bu hatadan akli selim şekilde polisin de aile reisi olduğunu, eşi, evi ve çocukları olduğunu, bizlerden birileri olduğu bilinciyle vazgeçmemiz gerekir. Zira benim çevremde yeğenim, yeğenim eşi polis olup, çocukluk arkadaşlarımdan polis olanlar olduğu gibi ailece görüştüğümüz polisler vardır. Kısaca polisin babamız, annemiz, ağabeyimiz, kardeşimiz, bacımız ve evladımız olduğunu rızkı için, ekmek parası için bu işi yaptıklarını idrak etmemiz gerekir. Çocuklarımızı polisle korkutarak dört bir tarafı düşmanla çevrilmiş, sabah evinden giderken akşam ne lazım, sizlere ne getireyim yerine, hakkınızı helal edin, akşama gelemeyebilirim diyerek evinden çıkan ve her gün şehit haberlerini aldığımız polislere daha küçük yaştan itibaren çocuklarımızı düşman olarak yetiştirmemeliyiz.
Polisin evinin, eşinin, çocuğunun ve ailesinin olduğunu rızkı peşinde koşarken vatanı ve milleti uğruna şehit olduklarını unutmamalıyız. Bakın televizyonlara, haberlere, son beş günde yirmiden fazla polisimiz şehit oldu.
Çocuklarımızı polislere karşı düşman yapmak anlayışından vazgeçmeniz, “Polisin sıcak bir dost eli olduğunu, sığınacak en güvenli teşkilat olduğunu” anlatmalıyız. Belki de polisle korkuttuğumuz çocuklarımız büyüdüklerinde kendileri de polislik mesleğini seçeceklerdir.
Yaaa! yukarıda şehit dedim da aklıma geldi.
Hani insan hak ve özgürlüklerinden dem vuran ülkeler var ya!
Yıllardır Türkiye üzerinde oyun üzerine oyun oynayan, plan üzerine plan yapan.
Terör örgütlerini kuran, besleyen büyüten.
Şehirlerimizde canlı bomba patlatan.
Askerimizin, polisimizin şehit olmalarına, insanlarımızın ölmelerine sebep olan,
Medeniyeti, çağdaşlığı, insanın yaşama hakkını kimselere bırakmayan camız derili Hıristiyan haçlı devletleri.
İşte o camız derili haçlı ülkelerinde meydana gelen terör olaylarına üzülmüyorum.
Neden üzülmüyorum?
Türkiye’yi bölmek, parçalamak için terör örgütlerini onlar kurmadılar mı?
Türkiye’yi kan gölüne çevirmediler mi?
Her gün onlarca insanımızın ölmesine, askerimizin, polisimin şehit olmasına sebep olmadılar mı?
İlimiz Kırşehir’e de onlarca asker ve polis şehitleri gelmedi mi?
Her yerde kargaşa çıkarmadılar mı?
Geziciler, çevreciler, yeşillikçiler, ağaççılar türetmediler mi?
Devletin tesislerini, okullarını, hastanelerini yaktırıp, yıktırmadılar mı?
O zaman neden üzüleyim Avrupa’da meydana gelen terör olaylarına?
Onların attıkları oklar kendilerine döndü mesele bu.
Mesele bu olunca;
Bu haçlı Avrupa devletlerinin teröre karşı veryansın etmelerine hakları var mı?
Acaba bu Hıristiyan devletleri teröre mi karşılar, terörün kendilerini vurmalarına mı karşılar?
Kurdukları, eğittikleri, besledikleri terör örgütleri kendilerini vurunca ağlayıp, sızlayıp, yas ilan edip, bayrakları yarıya indirecekler, Müslüman ve Türkler ölünce bayram ilan edecekler. Öyle mi ?
Bunların anaları güzel mi?
Bu nedenle; çiftte standart uygulayan Müslüman ve Türk düşmanı haçlı devletlerinde taş üstüne taş kalmasın, yakılıp yıkılsın hiç üzülmüyorum.
Yıllardır biz ağlıyoruz, birazda onlar, ağlasın.
Yıllardır bir yanıyoruz birazda onlar yansın.
Yıllardır biz evlat acısıyla yaşıyoruz birazda onlar yaşasın.
Yıllardır bizim cadde ve sokaklarımız yakılıp, yıkılıyor, bırakın biraz da onların cadde ve sokakları yansın.
Benim için hiç önemli değil.
İster bana kafa tasçı deyin, ister ırkçı deyin, ister hakkımda olumsuz düşünün hiç önemli değil Avrupa’da meydana gelen olaylarda; Müslüman kardeşlerimiz ve Türk Vatandaşlarımız ölmüyorsa üzülmüyorum, sizlere de üzülmeyin diyorum.