Son zamanlarda Osmanlı seçiciliği başladı ve Osmanlıca dil öğrenme merakı empoze edilirken, Osmanlıca dilinin olup olmadığı bile sorulmuyor.

Esasında Osmanlı taraftarlığı, Cumhuriyetin ilanından sonra başlamış ve geçmiş seçimlerde de propaganda olarak hep kullanılmış. Sanki Osmanlı İslam dininin koruyuculuğu ve hamisi olarak gösterilmesi hep ön palanda tutulmuş.

Tarihçilerin ifadelerine, Osmanlıca bir dil yok yalnız Osmanlı Türkçesi diye ve herkesin anlayamadığı bir lisan var böyle bir dil olmadı imparatorluk döneminde.

Resmi yazışmaların farsça ve Arapça karışımı bir dil kullanılıyordu. Osmanlının Anadolu’da nasıl devlet kurduğu ve o günkü koşulların buna müsait olduğunu tarihler kaydetmiş. Selçukluların himayesinde çadır kurdukları yerden üç kıtaya yayılan ve şaşalı 200 yıl parlak bir devir geçiren imparatorluğun, Anadolu’da bıraktığı her hangi bir eser ve kültür yok, hanlar hamamlar ve bazı tarihi eserler Selçuklularda kalmadır.

Bunu şunun için yazma ihtiyacı duydum.  Osmanlı’yı imparatorluk derecesine getiren,  Anadolu’nun yoksul ve fakir halkıdır. Bazı siyasiler veya Osmanlı sevicileri, Osmanlıcayı öğrenelim ve öğretelim ki dedelerimizin mezar taşlarını okuyarak mezarları başlarında dua edelim diyorlar.

İnalcık hoca bir konferansında Osmanlıca öğrenmek isteyen bir gencin merakını şu sözlerle gidermeye çalışmış:

“Evlat senin dedenin mezarı olmadı ki sen onu bulasın. Çünkü dedenin hangi cephede öldüğü ve mezarının olup olmadığı bile belli değil, sen hangi mezar taşını bulup okuyacaksın. Sonra dedenin mezar taşı alacak veya yaptıracak parası mı oldu ki. O devirlerde mezar taşı saray çevresinde ve belli paşa, ağa, Türk olmayan saray yaltakçı ve devşirme paşalarının alabileceği lüks sayılan bir nesneydi.”

Evet Hoca çok doğru söylemiş fakat hala ısrarla ulu hakanlar üzerinde siyaset yapmaya devam eden zihniyet var. İstila ettiği ülkelerin hiç birinde Osmanlı lisani ve dili konuşulmadı.

İdari mantığı ve düşüncesi, sarayın aşırı israfını karşılamak için, aşür adı altında ağır vergilerle halkı fakirleştirip ümmetçi bir toplum yaratıp, geldiği son ana kadar varlığını idame ettirmeyi başarmış ve acı bir hüsranla, sisteminin yetiştirdiği deha bir askerle ömrü sona ermiştir.

Tavsiyem öğrenmek isteyenler tarihi birazcık okusun, okusun ki gerçekleri öğrensin. Tarihini bilmeyenin geleceğini düşünmesi ve planını ona ayarlaması mümkün değil, yoksa ümmet olarak başkalarının aklıyla yasamaya devam eder ve dünyada bihaber olarak ömrü sona erer.