Geçtiğimiz hafta çarşamba günü "Kırşehir Çiğdem" gazetesinde "Bu Çocuklara Sahip Çıkalım" başlıklı yazımda Suriye'den gelerek Kırşehir'e yerleşen Türkmen çocuklarını gündeme getirmiş, Kırşehir Valiliğimizi, Belediye Başkanlığımızı, Milli Eğitim Müdürlüğümüzü, konuyla ilgili resmi kurumlarımızı, sivil toplum örgütleri ile iş adamlarımızı ve hayır sever insanlarımızı bu çocuklara sahip çıkmaya davet etmiş ve bu Türkmen çocuklarının kış mevsimine girdiğimiz, havaların soğuk olduğu günümüzde çevrede oturan duyarlı bir kaç kişinin verdiği eski spor ayakkabılarla, kabanlarla en az iki kilometre uzaklıkta bulunan Yüceer İlkokulu’na yürüyerek gittiklerini, okula gidip gelirken zaman, zaman köpeklerin kovaladıklarını, evlerinde zor şartlarda soğuk ortamda yaşamaya çalıştıklarını söylediklerine değinerek öncelikle bu Türkmen çocuklarına ücretsiz servis temin edilmesi, kışlık bot ve kaban alınması konusunda bir yazı kaleme almıştım.
Bu yazımdan bu güne kadar bir hafta geçmesine rağmen üzülerek belirtiyorum ki iki dönem Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanlığı görevinde bulunan ve yine yıllardır Kırşehir'de oda başkanlığını yürüten esnaf hemşehrimiz Kenan Kerimoğlu’ndan başka arayan soran olmadı.
Bu köşede sürekli olarak bazı konuları ısrarla belirtirim. Israrla belirttiğim konulardan birisi de yazılarımın okunmadığı ve ciddiye alınmadığıdır. Her zaman dediğim gibi kendimiz yazıp kendimiz okuyor, kendimiz çalıp, kendimiz oynuyor ve davulun sesini kimselere duyuramıyoruz.
Oysa ki kurulu düzenlerini, yuvalarını ABD denen zillet devletin işgali sonucunda kaybederek, atılan bombalardan babalarını kaybeden, ana vatanlarından, özyurtlarından kaçarak Kırşehir'e gelen bu Türkmen çocukları ve aileleri aramızda ezik, mahcup, dışlanmış, horlanmış, yalın ayakkabı, yırtık elbiselerle hayatlarını devam ettirmeye, yaşamaya, ayakta durmaya çalışıyorlar. Öylesine eziklik ve mahcuplar ki verdiğimiz selamı dahi çekinerek alıyorlar, sorduğumuz soruya korkarak, utanarak cevap veriyorlar.
Buradan bir daha Kırşehir Valiliğini, Belediye Başkanlığını, Milli Eğitim Müdürlüğünü, Sivil Toplum Örgütlerini, Şoförler Odası Başkanlığını, Esnaf Odaları ve Ticaret Odaları Başkanlıklarıyla iş adamlarımızı ve hayır sever vatandaşlarımızı en azından ayaklarına kışlık bot, üzerlerine kaban, okula güvenli şekilde gitmeleri için ücretsiz servis temin edilmesi ve sıcak bir ev ortamında yaşamaları için bu çocuklara sahip çıkmaya davet ediyorum.
Bu çocuklara yardımcı olmak isteyen vatandaşlarımıza ve kurumlarımıza annelerinin telefonlarını verebilirim.
* * *
Diğer bir kaç konu ise iki hafta önce salı günü ekstra yazdığım "Küfür Eden Teknik Direktör" başlıklı yazımda Osmaniyespor teknik direktörünün profesyonel bir insana yakışmayacak bir şekilde Kırşehirli taraftarlarına küfür ettiğini yazarak kınamış ve Osmaniyespor yetkililerinin gereğini yapmasını belirtmiştim.
Bugün de bu konuda iğneyi Kırşehir Belediyespor taraftarlarına batırmak istiyorum.
Eski bir Kırşehirsporlu futbolcu olmanın da verdiği sevgiyle her zaman olduğu gibi bu Pazar günü Kırşehir'de oynanan Kırşehir Belediyespor, Pazarspor karşılaşmasına gittim ve bu maçı yıllardır tanıdığım çok sevdiğim bir ağabeyim ve kızı ile birlikte seyrettim. Tribünlerin bazı bölümlerinde bayanlarda var ve bu bayanları görmeyen gözde yok. Ancak karşılaşma başladıktan sonra edep, adap, ahlak sorunu, hatta insanlık sorunu yaşayan bazı kendini bilmezler arkadaşımın kızının ve diğer bayanların yanında öylesine çirkin şekilde küfür ediyorlar ki insanım diyen herkesin utanması gerekir. Defalarca uyarılarda bulundum ama aldırış etmeden küfürler devam etti ve en sonunda arkadaşımın kızı isyan ederek "ayıp, ayıp siz nasıl insansınız burada bayanların olduğunu görerek küfür ediyorsunuz, yazıklar olsun sizlere. Sizlerin kendi kızı, bacısı veya eşi maç seyretmeye geldiğinde bu küfürler edilse razı olur musunuz?" deyince zatı muhteremin birisi de "Bayanlar da evde otursun, maça gelmesin! Burası tribün burada her şey olur!” dedi. Arkadaşımın kızı da "siz erkeklerin maç seyretme hakkı var da benim yok mu? Ben de gelip maç izleme hakkına sahibim ve sizin küfürlerinizi duymak zorunda değilim" dedi.
Şu zihniyete bakar mısınız "bayanlar da evde otursun, ne işi var maçta?"
ABD'de kadınlar ve erkekler laboratuvarda bir araya gelerek yoğun bir çalışma içerisine girerek yapay beyin üretiyorlar ve bu beyini uzaya gönderiyorlar bizler halen “bayanlar evde otursun, ne işi var maçta!” diyoruz.
O zaman o zata soralım. Futbol dahil tüm spor müsabakalarının sadece erkeklerin izleyeceğini sana kim söyledi? Bayanlar da insan değil mi, onların maçları seyretme hakkı yok mu sorusunu sormak gerekmez mi?
Rakip takımın hocası görevi gereği oyuncularına uyarılarda bulunmak, takımını yönetmek için kenarda duruyor, seyirci görevini yapmakta olan hocaya küfür ediyor. Bunun mantıklı hiç bir açıklaması yoktur.
Ekmek parası için görevini yapan o hocanın yerine sizler olsanız ne yaparsınız?
Nitekim Osmaniyespor hocasının küfür etmesine hep birlikte tepki gösterdik ve gazetemiz "Kırşehir Çiğdem”de gündeme getirdik, ama durduk yerde rakip takım hocasına küfür etmenin akılla ilgisi olmasa gerek.
Maçlarda ki bu küfür konusunda, bayanların rahatlıkla maç izlemesi ve daha fazla bayanın maçlara gelebilmesi için ve yasak olduğu halde tribünlerde sigara içilmesinin önüne geçilmesi için gerekli uyarıların yapılması, küfür edenlerin ve sahaya pet şişe atanların kollarından tutularak dışarıya çıkarılmaları için Kırşehir Valiliği’nin, Emniyet Müdürlüğü’nün, Kırşehir Belediyespor yetkililerinin, Gençlik Hizmetleri İl Müdürlüğü’nün, İl Sağlık Müdürlüğü’nün bir an önce harekete geçerek gereken tedbirlerin alınması, Kırşehir için, bayanlar için, sigara içmeyenler için sevap bir iş olacaktır.
Bir de maçın sonlarına doğru mikrofondan acayip ses çıkartarak taraftarı yarı argo tezahürat yaptıran görevliye ne dersiniz? Kimler bu kişilerin eline mikrofon veriyor, onun ve taraftarın yaptığı her kötü hareket Kırşehir'e, Kırşehirlilere mal oluyor ve ceza olarak geri dönüyor.
Gençlik Hizmetleri İl Müdürümüzden önemle rica ediyorum her kimse bu görevli elinden mikrofonu alın ve Kırşehir'i en iyi şekilde temsil edecek düzgün birisine verin.
Son olarak ilk önce "Kırşehir Çiğdem" gazetesindeki köşemde benim gündeme getirmeme daha sonra gazetemiz " Kırşehir Çiğdem”in “beleş tepe” olarak adlandırılan Kale’de maç seyredilmesinin önüne geçilsin şeklinde haber yapmasına rağmen bu pazarda hiç bir önlem alınmadı ve maşallah yüzlerce seyirci on lira vermemek için Kale’ye çıkarak maç izledi. Bu hoş bir durum değil.
Yıllardır “Kırşehir'de profesyonel liglerde oynayan takımız yok” diye Belediye Başkanına veryansın edeceksiniz, sonrasında ortaya şampiyonluğa oynayan bir takım çıkarılacak, ama para vermemek için Kale’den seyredilecek öyle mi?
Hadi oradan yok öyle. Kale’den maç seyreden o kişiler ne paraları nerelere veriyorlar düşünüyorlar mı? Bir paket sigaraya kaç lira veya akşama kadar kahvede oyun oynadıktan sonra kaç lira hesap ödüyorlar?
Beyler yazıktır, günahtır. Bu takım maçlara çıkıyor ama nasıl çıkıyor, ne zorluklardan, sıkıntılardan geçiliyor onun çilesi çeken bilir.
Lütfen elimizi cebimize atalım, cebimizdeki akrebi öldürelim ve bilet alarak takımımıza destek olalım.
İlimizi yönetenlere bir kez daha sesleniyorum alınacak emniyet tedbirleriyle Kale’den maç seyredilmesine, tribünlerden küfür edilmesine, sahaya pet şişe atılmasına ve sigara içilmesine müsaade etmeyiniz.
Nasıl ki fırsat bulduğumuz her fırsatta Kırşehir bizim diyoruz Kırşehir Belediyespor'da bizimdir. Onu için herkes elini taşın altına sokmalıdır.
Diğer türlüsü iki yüzlülük olur, çıkarcılık olur. İnşallah bu yazımız okunur sesimize kulak verilir diyorum, başka ne diye bilirim?