Bu yazımda spordan başka bir şey yazmamaya kararlıydım. Oysa Mersin’de Polis Evi’ne yapılan hain ve kalleş saldırıyı yazımı hazırladığım sırada haberleri dinlerken üzülerek duydum ve girişi bununla yapmayı uygun gördüm.

Bu hain saldırıyı düzenleyen terör örgütüne, onları azmettiren hainlere lanet okuyor, en kısa surede faillerin bulunup gereken dersi almalarını ve en ağır şekilde cezalandırılmalarını temenni ediyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, şehit düşen bir polisimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Umarım başka kayıplarımız olmaz. Ülkemizin ve ailesinin başı sağ olsun.

***

7 Haziran seçimlerinden sonra Kasım’da yapılan seçimlere kadar tırmanan terör eylemlerini hatırladım. Durma noktasına gelen terör olayları bu ara sürede anormal bir tırmanış göstermişti. Sayısız kayıplarımız olmuştu. Bunu anımsayınca yine o günlere mi dönüyoruz endişesi sardı beni. Asıl endişem budur. Umarım o günleri tekrardan yaşamayız.

Bu ülke hepimizin ve hep bir arada kardeşçe yaşamayı öğrenmeliyiz.

Bir kez daha lanet olsun teröre ve destekçilerine.

Fiyasko

Milli takımımızın gecen hafta içi Lüksemburg ile oynadığı ve 3-3 berabere kaldığı maçtan sonra hafta sonu Faroe Adaları’na 2-1 yenildiği maça tanık olduk. Kelimenin tam anlamı ile iki fiyasko sonuç.

Şöyle bir savunma getirenler olabilir. Grup birincili garanti olunca gevşediler. Ben buna katılmıyorum. UEFA Uluslar Ligi’nde C liginden B ligine terfi ettik. Aman ne büyük bir başarı. Grupta oynadığımız takımlara bir bakar misiniz? Yok birde bu grupta birinci olmasaydınız.

Gelelim oynanan maçlara.

Lüksemburg’un eti ne budu ne ki! Sen sahanda 3 gol yiyor ve berabere kalıyorsun. Futbolda bunlar olağan şeyler diyebilirsiniz. Peki pesinden Faroe Adaları gibi minicik bir ülkeye yenilmeye utanmıyor musunuz?! Üzülemiyorum bile. Sadece sebep olanları kınıyorum.

Konumun ne olursa olsun, kadron üçüncü kadro bile olsa, bu takımlara fark atmalısın. “Yok birincilik garanti, üst lige çıktık, rehavete kapıldık, yedeklerle oynadık!” filan…

Geçin bunları! Bahane aramayın ve bu düştüğünüz rezil durum için hep birlikte çıkıp kamuoyundan özür dileyin.

Ayıptır ayıp!

Buca’da iyi sonuç

Kırşehirspor FK, son Bucaspor maçında deplasmanda berabere kaldı ve üç puan özlemini diğer haftalara bıraktı.

Bunu söylerken alınan beraberliği küçümsemiyorum. Bilakis, Buca gibi bir deplasmandan alınan bu 1 puanın çok kıymetli olduğunu gelecek haftalar için bir umut ışığı olduğunu sanıyorum.

Bizim puan cetvelindeki yerimizle Buca’nın yerini kıyaslayınca alınan 1 puanın önemi daha da artıyor.

Çarşamba oynadığımız kupa maçında sahadan 2-1 galibiyetle ayrıldık. Bu maç kolay görünüyordu ama zorlandık ve turu ancak uzatmalarda geçebildik. Rakibin uzun süre 10 kişi oynamasına rağmen maçı zor kazandık. Ancak kupa maçları her zaman değişkenlik gösterir. Kadro yapıları değişir, görmek istediğiniz futbolcuya forma verirsiniz, vs.

Bu kupa maçı, lig maçlarında alacağımız 3 puanlı maçların öncüsü olur umarım. Galip gelmemiz moral motivasyon ve takımın özgüvenini kazanması acısından da önemliydi. Umarım yanılmam.

Bunları neden anlatıyorum? Şimdi içeride Uşakspor ile oynayacağız. Uşakspor geçtiğimiz hafta kendi sahasında Kocaelispor’a 0-3 yenildi. Puan cetvelinde de sondan ikinci durumdalar. Buradan bakınca hafta sonu işimiz kolay gibi görünebilir. Ama futbolda hiç bir şeyin garantisi yok ve rehavet hüsran getirir.

İşte Milli Takım örneği. Faroe Adaları’na yenilmek. 100 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. O nedenle ise ciddi sarılıp, hafta sonu oynayacağımız Uşakspor maçında 3 puan özlemine son verelim. Ben buna inanıyorum.

Maçları izleyenlerden ve aldığım duyumlardan takımın iyi olduğunu düşünmekteyim.

***

Her maçta takım kadrosunu inceliyorum. Futbolcuları tanımıyorum. Ama benim derdim kimin oynadığı, kimin oynamadığı değil. Benim merakım kendi öz çocuklarımız.

Sezon başı 4 gencimiz antrenmanlara çıkıyordu ve bu beni gerçekten çok mutlu ediyordu. GeÇen sezonda da Şenol Sürüm kadroya giriyor, ara sıra az dolsa oynatılıyordu. Bu benim için ayrı bir keyifti.

Bu sezon bakıyorum Şenol sadece 1 maçta vardı. Diğer maçlarda yok. Bu da beni üzüyor. Bir de Eser ve Ömer vardı altyapıdan sezon başı antrenmanlara çıkan. Onların akıbeti ne oldu çok merak ediyorum. Bu iki gencimiz de kaliteli gelecek vaad eden çocuklarımızdı. Yok edildilerse üzülürüm.

Ve tekrar edelim takımımızın geleceği bizim bu gençlerimizde. Lütfen bu çocukları göz ardı etmeyelim.

Uşakspor maçını 3 puanla kapatmak dileğiyle hoşçakalın!