Acılar, kederler, umutsuzluklar her insan oğlunun ve ilimizin yaşadığı gerçeklerdir. Bu yazdıklarıma mutluluğu da eklemek gerekir, fakat yazacağım konu ilimiz adına olacağı için ilimizin çok mutlu olduğu halleri çok az gördüğüm için eklemekte imtina ediyorum, kusura bakmayın.
Ben her ne kadar bu boz toprağın çocuğu olduğumu söylesem de, bana kendi menfaatleri için “yabancı” damgası vuran şerefsizler olsa da, bu memleketin çocuğuyum. Çünkü ben burada doğdum, burada büyüdüm ve burada yaşıyorum. Nasip olursa burada sevdiklerimin yanında toprakla buluşmak isterim.
“Kırşehir’de doğup Türkmen’im” diye övüncüm vardır. Kim ne derse desin, bana sahtekar, üç kağıtçı, sözünün eri değil demesinler de tek yabancı desinler. Nasıl olsa onlar da bir gün “yerli ve milli” derler.
Tabi doğruları yazdıkça, söyledikçe birilerine batmadıkça onların ayarlarını bozmadıkça beni kabul edeceklerdir. Bu yazdıklarımın tersi olursa işte o zaman her türlü yalan ve iftirayı beklemek gerekir diye düşünürüm.
Zaten Pir Ahi Evran’ın şehri Kırşehir ne kaybettiyse hasetlikten, çekememezlikten, yalan ve iftiradan kaybetmedi mi?
İşte bu şehrin kaybetmesinin en büyük nedeni tozlu havada avlanan uyanıkların şahsi menfaatleri, şehrin menfaatlerinden üstün görmeleridir dersem yanılmam diye düşünüyorum. Bu sözümü geriye dönük tarihleri inceleyen herkes görecek ve işlerine gelmese de mutlaka doğrulamak zorunda kalacaklardır.
Şehrimizin kalkınmamasının, cezalandırılmasının, kalkınması için yapılacak yatırımlara engel olunmasının her sebebi şahsi menfaat düşünceleri olmuştur. Bu tespit birilerinin işine gelmese de acı ama gerçektir.
Bu düşüncelere karşı savaşan şehrimizin değerli insanları bu şekilde ne yazık ki dışlanmış yok sayılmış, hatta toplum içerisinde şerefsiz düşünceli karaktersiz, namussuz insanlar tarafından çeşitli iftiralara maruz bırakılarak yok sayılmışlardır. Allah’ım her birinin sonunu iyi getirmesin!
Biz bu şehrin kazanımlar sağlamasında çok büyük öneme haiz etkinliği olan Ahilik Haftası’nı için yazalım derken; neler yazdık, neler…
Yazdıklarımız eğer birilerini acıttı ise gerçekten mutlu oldum. Demek ki doğru yazmışım.
Biz Kırşehir’i karşılıksız sevdik, seviyoruz. Çünkü biz böyle mutlu oluyoruz. Sizlerin de mutlu olduğunu tahmin edebiliyorum.
Haydi şimdi kırgınlık ve dargınlığı bir kenara bırakıp, beraber olacağımız insanları sevmesek te memleket sevdasına bir araya gelip bu ilin eksiklerini yapılmasını, istediklerimizi bir kez daha dillendirip sorunlarımızın çözümü, çoluk çocuklarımızın geleceği için bir araya gelip AHİLİK Kutlama Haftasında yani 14-20 EYLÜL tarihlerinde bir araya gelelim.
Bu şehrin her ferdine düşen görev, yaşadığı her yeri AL BAYRAĞIMIZLA donatmak olmalıdır. Bayrağımızın kutsallığı KIRŞEHİR’e ve insanımızın üzerine düşmeli bu etkinlikte ben de varım demeliyiz.
Belki de birilerine bu etkinlik bir hiç gelebilir, fakat ülkemizin bu kadar sıkıntı yaşadığı, insanımızın mutsuzluğu yüzünden okunduğu bu sıkıntılı günlerde güzel günler yaşamak adına çok bir şey yapmayacağız. Sadece en çok değer verdiğimiz, namusumuz, kutsalımız saydığımız, uğrunda şahadet şerbeti içilen, gazi olunan ölene kadar bekçisi olan bizlerin var oluşumuzun simgesi vatanımızın, insanlarımızın simgesi BAYRAĞIMIZI bu şehrin caddesinde, sokağında mahallelerinde dalgalanmasını sağlayıp bu şehrin bir olup, diri olduğunu birilerine mesaj olarak vermek bize düşen görevdir.
Şunu da yazmaya çekinmeyeceğim. Ülkemizde ve ilimizde bir bela hastalık sinsi bir şekilde devam ediyor. Birçok insana zararı söz konusu önemli olan bu hastalıktan bu musibetten ders çıkarmak.
Hani bunca yıl yapılan kutlamalarda yapılan etkinliklerde, kesilen abartılan faturalar var ya ha işte onlar birilerinin aklına gelsin, bu yıl o faturalar kesilemeyecek olmasından rahatsızlığınız olabilir! Acaba “Biz ne halt ettik?” diye düşünün, haksızlıklarınızı belki kullar engel olmadı, olamadı. Fakat Yaradanımız size öyle bir ders verdi ki inşallah bundan bazı dersler çıkarmışsınızdır.
Bu milletin alın teri ile kazanıp devletine ödemiş olduğu dolaylı veya direk vergilerden ödeme yapıldığını bilin, kul hakkından korkun. Kedinin fare beklediği gibi bekliyordunuz ya bakalım şimdi bu etkinliklerde nerede ne yapıyorsunuz gözüm arayacak!
Bizler her şeyi biliyoruz, gözlemliyoruz. Menfaatinizin olmayacağı bu etkinliklerde sizler bilmeseniz de bizler sizi tanıdığımız için gözlerimiz sizi arayacak ve menfaatinizin olmadığı KIRŞEHİR için değeri kağıt kalemle anlatılmayacak kadar önemli olan bu etkinliklerde buluşmak üzere sağlıkla kalın.