Kamu malı dokunulmazdır. Kamu, hazine, belediye, vakıf ve dernek mallarına el uzatmak haramdır. Türkiye’de, yolsuzluk yapanların sayısı korkunç bir biçimde artıyor. Belediyelerde göreve gelenler, kamuda yüksek makamları işgal edenler, kamu mallarını çalmakta, rüşvet almakta, rüşvet vermekte, zimmetlerine mal geçirmekte tereddüt etmemektedirler. Bu haramzadeler gün be gün artıyor, toplumu manen ve madden çürütüyorlar. Kamu malını haksız yere boğazlarına geçirenler bilinmesine rağmen, siyasi partiler, hırsızlığı yapanlar kendi partilerinin ileri gelenlerinden ise, hırsızlık yapanı “bizdendir diyerek” koruyucu kanatları altına almakta hukuku çalıştırmamaktadırlar. Bunu gören bazı haydut karakterli insanlar, kanuni boşluklardan yararlanarak gayrimenkul mafyası oluşturarak, sahte belgeler düzenleyerek kamunun ve şahısların malına haksız yere el koymaktadırlar.

Elektrik ve suyu kaçak kullanmak, devletin tarımda, hayvancılıkta ve ticarette verdiği desteklerden amacı dışında yararlanmak, Çiftçinin malını tarlada bekleterek gerçek fiyatının altında tedarik etmek, fiyatlar artsın diye karaborsacılık ve stokculuk yapmak, ihtiyacı olmadığı halde sosyal yardım almak, ailesinden kalan maaşı alabilmek için resmiyette boşanıp, gerçekte birlikte yaşamaya devam etmek, naylon fatura ile vergi kaçırmak, sahte belgelerle mal beyanını düşük göstermek, engelli muafiyetinden yararlanarak alınan aracı maksadı dışında kullanmak, vergi imtiyazını istismar edip rant kapısına çevirmek, menfaati için insanları kullanmak haramdır, günahtır, ateşten gömlek demektir. Allah’ın (c.c.) lanetine müstahak olmaktır. Yüce peygamberimiz; “Kamu mallarından haksız kazanç sağlayanlar için kıyamet günü ancak cehennem azabı vardır!” Buyurmuşlardır.

Allah(c.c.), Bakara suresinin 188. ayetinde; ” Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin. Bile bile, günaha saparak, insanların mallarından bir kısmını yemeniz için onun bir parçasını yetkililere aktarmayın.” İnsanları idare etmek mevkiinde olanlar, kul hakkı yememek için son derece hassas davranmalıdırlar. İnsanlar sahip oldukları yetkiyi haksız bir şekilde, bir kişi için KULLANIRLARSA onu kayırmış olurlar. Kayırma toplumun manevi yapısını içten çürüterek onun bozulmasına sebep olan kötü alışkanlıklardan birisidir. Bir toplumda adam kayırma varsa o toplumda adalet yoktur. Peygamberimiz “Her hakkı sahibine veriniz.” buyurmuştur. “Adalet mülkün temelidir.” Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz, kaos olur.

Konu ile ilgili olarak dünyanın gördüğü en adil insanlardan birisi olan Hazret-i Ömer’in ve eşinin bir anekdotunu sizlere aktarmak istiyorum. Hazret-i Ömer halife iken, hanımı ile bir köye gider. Köylü kadınlar halifenin hanımına çeşitli hediyeler verirler, eve geldikleri zaman Hazret-i Ömer hanımına; “Bunları nereden aldın?” Der. Eşi; “Köylü kadınlar hediye ettiler.” Der. Bunun üzerine Hazret-i Ömer “Ben halife olmasaydım, sana bu hediyeler verilirmiydi?. Eskiden ben halife değilken sana niçin hediye vermiyorlardı?” Diyerek verilen hediyeleri eşinden alır, Beytü’l-mal’a (Hazineye) teslim eder. Devletlilere duyurulur. Cumanız mübarek olsun.