Her yıl kadınlar günü sekiz Mart'ta kutlanır. Ne mutlu o kadınlara. Eşim ve kızlarım olmak üzere tüm kadınların günü kutlu olsun.

Kim zengindir biliyor musunuz? Çok parası olan değil, eve eli boş geldiğinde bile eşinin koşarak karşıladığı adam zengindir.

Güzellik asla sofraya konmaz. Tatlı dil, sadakat, eşi ile her konuda anlaşan kadın güzeldir. 

"Zeki kadınlar yükünü asla bir erkeğe taşıtmaz ve mutlu edilmeyi beklemezler. Mutlu edeceği kişiyi kendileri seçer ve asla pişman olmazlar."

Annelerimizi düşünüyorum. Köy yerinde hayvanlara bakar, tarlada tırmık çeker, plansız bir şekilde doğan çocuklara bakar, bir de devamlı aksiliği depreşen eşi olursa vay haline!

Harman yerine dökülen sapları saçar, öküzlerle ve at arabası ile sürülen dövenlere biner saatlerce sapları sürer, kaynata ve kayınvalideye hürmette kusur etmez, duyduğu sözlerde yaptığı işin mükâfatı olur.

"İnsanlar kaderleri yüzünden değil, yanlış tercihleri yüzünden mutsuz olurlar."

Evdeki kızın boyu biraz kabarınca tahsil yapması veya ekmeğini eline alması düşünülmez. "Hele kızı filan zengine verseydim" düşüncesi akıllardan çıkmaz ve verilir.

"Sevginin çok çabuk terk edildiği zamanlarda ortada sadece büyük pişmanlıklar kalır."

Kız bir iş sahibi olmadan başımızdan gitseydi düşüncesi ile verilince, gün gelir geçimsizlikler başlar. Sevgi saygı biter ve uzayıp giden ve bir türlü sonuçlanmayan ağız dalaşları sonucunda ayrılma düşünceleri ortaya çıkar. Şimdi ayıkla pirincin taşını.

Kadın geçinmek için ne çareler ararsa arasın, ne kadar fedakarlık yaparsa yapsın öyle an gelir ki bir türlü eşine yaranamaz. Kadın ben şöyle fedakarlıklar yaptım senin için dediği zaman erkek ve ailesinden tek bir söz söylenir. "Yapmasaydın!"

"Güçlü kadının dostu az, seyircisi ve düşmanı çok olur."

Bizim çocukluk yıllarımızda kadının hiç söz hakkı yoktu. Kaynata, kaynana ve eş otururlar yemek yerler, kadın onların yemesini bekler ve ayrı bir sofrada yerdi. Asla söz hakkı yoktu.

Evlerde bazen kayın valideler, bazen gelinler, bazen de kızlar geçimsizlik yaratırlar. Bunlara evdeki horantada dahil olunca seyret tozu dumanı.

"Allah kimseyi geçimsiz eşle, hayırsız evlatla, nankör insanla imtihan etmesin."

Eskiden kadınlar sadece tarlalarda çalışır, okula gönderilmez, cahil bırakılırdı.

Öyle bir kadının yetiştirdiği çocuklardan ne beklenir? Eş ve çocuklarına nasıl davranır?

Şimdi her meslekte çalışan kadınlarımız var. Ne mutlu onlara!

Dert ortağımız, evlerimizin temel taşı, çocuklarımızın annesi kadınları mutlu etmek için ne yapmamız gerektiğini şu söz güzel anlatıyor.

"Bir kadını mutlu etmek istiyorsan, dost gibi dertleş, baba gibi koru, adam gibi sev." Kadın annedir. Kadın eşinin can yoldaşıdır. Kadın çocukların önderidir.

"Anne, herkesin yerini tutabilen ama kimsenin onun yerini tutamadığı kişidir."

Kadına karşı; öfkeli iken dilini tutmayı bileceksin. sarf edilen sözler bir bıçaktan daha derin keser.

Sözün özü;

"Hayatınızda paylaşacağınız insanları iyi seçin.

İnsanın ucuzuna denk gelen bedelini ağır ödüyor."

Yüreğinde sevgi ve merhamet olanın; dili de, yüzü de, gülüşü de güzel olur. Yüce Allah tüm kadın ve eşlerini merhametten yoksun etmesin. Birbirine güzel göstersin.

Başımızın tacı olan kadınlarımızın günü kutlu, gönülleri şen, sağlıkları yerinde, günleri huzurlu geçsin inşallah.