İsrail’e çalışmak üzere gelen Afganlı, Pakistanlı ve Filistinli Müslümanları, Siyonist Yahudiler, sığınaklara almıyorlar, onları ölüme terk ediyorlar. Güya, insan hakları şampiyonu olduklarını her ortamda dillendiren batılı devletler, bu aşağılık hareketi gerçekleştiren Yahudileri kınamıyorlar. Aksine, onlara silah ve mühimmat yağdırıyorlar. Daha dün Afrika’da, Hindistan’da, Çin’de insanları ezen, sömüren batılı devletler, elbette ki İsrail’i kınayamazlar. Çünkü defoları var. Cezayir’de milyonlarca Müslümanı katleden Fransızlar mı? Hindistan’da, Çin’de milyonlarca insanı katleden İngilizler mi? Yahudileri kızgın fırınlarda yakıp yok eden Almanlar mı? Katil Yahudileri engelleyecek? Çünkü kendileri de katildirler, soykırım suçu işlemişlerdir. Yaptıkları zulmü unutmuş görünemezler, Yahudileri kınayacak sözü de bulamazlar.
Bunların yazıp, yürürlüğe koydukları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Yahudileri takbih ediyor. Ama batılı devletler, Yahudilerin soykırım suçu işlediğini kabul etmiyorlar. Gazze’de 55 bin Müslüman’ı kadı-çocuk demeden öldürdüler. Şimdi de, ayrımcılık yapıyorlar. Kendilerinden olmayan insanları sığınaklara bile almıyorlar. Dünya devletleri susuyor. Avrupa insan hakları Sözleşmesi’nin 14. Maddesinde: “ bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma; cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlık aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi bir başka duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin herkese sağlanmalıdır.” Deniliyor. Hristiyanlar ve Yahudiler ayrım yapıyorlar, Müslüman milletleri eziyorlar. Özgürlükler, sadece kendileri için hakmış gibi algılıyorlar. Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen insan hakları Bildirgesi’nin 2. Maddesinde: “Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir başka türden kanaat, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet doğurmuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetmeksizin, işbu beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir.” Denilmiştir. Ama bu bildirge, kağıt üzerinde insanlara haklar sağlıyor. Gerçekte ise, insanlık zalimlerin zulmü altında inliyor. Batılılar zalim olmadaydı, zulmü alkışlamasalardı. İsrail, Gazze’ye, Lübnan’a ve İran’a saldırabilir miydi? Batılılar, İsrail’e hem manen ve hem de madden destek oluyorlar. Gazze’deki zavallı insanların tepelerine İsrail’in bombalar yağdırmasını, silah ve mühimmat vermek sureti ile batılı devletler sağlıyorlar. İsrail, küresel emperyalizmin kiralık katili, bölgesel barış ve istikrarın amansız düşmanıdır. 13 Haziran 2025 tarihinde İsrail, İran’a saldırdı. Eğer batılı devlet ve ABD arkasında olmasaydı sağa sola çemkirebilir miydi? İran’a yapılan saldırı gösterdi ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tedbir ve teyakkuz halinde bulunması gereklidir. İçimizdeki bazı aymazlar, hala uyanmadılar. Yahudilerle dost oluyorlar, onları alkışlıyorlar. Hâlbuki Cenab-ı Allah; “Yahudileri ve Hristiyanları dost edinmeyin.” Buyuruyor.
Yahudiler Arz-ı Mevud (vaad edilmiş topraklar) ütopyasını gerçekleştirebilmek için savaşıyor. Tahrif edilmiş Tevrat’a göre hareket ediyorlar. İç ve dış güvenlik zafiyetini hükümet asgariye düşürmek için çabalıyor. İsrail’in aymazlığının nerelere ulaşacağını yaşayarak biz de hükümet de görüyor, Türkiye’nin ekonomik zorluklar içerisinde olduğunu da bizzat yaşayarak insanlarımız görüyor. Ancak, Gazze’de yaşananları da hep birlikte görüyoruz. İran ile A.B.D. anlaşmak üzere toplantılar yaparlarken İran’a birdenbire Yahudiler saldırdı. Bu durumdan ders çıkarmalıyız. Millet olarak başta idareciler olmak üzere kemer sıkmak mecburiyetindeyiz. Özgür yaşamak için milletçe fedakarlıklar yapmak zorundayız. Savunma sanayimiz göz kamaştırıyor, düşmanları çatlatıyor. Savunma sanayimize yardım etmek zorundayız. ABD ve İsrail’in İran’dan sonraki hedefi Türkiye’dir. Çünkü Yahudiler, Doğu Anadolu’daki bazı illerimiz ile, Güney Anadolu’daki illerimizi Arz-ı Mevud sınırları içerisinde görüyor ve işgal etmek istiyorlar. Netenyahu denilen katil, soykırımcı, “ben seçilerek gönderildim. Yehova beni
seçti. Bu nedenle vaad edilmiş toprakları kesinlikle alacağım.” Diyor. İran’ın çaresizliğini, aczini şu 6 günde gördük. Uçakları ve hava koruma sistemleri bulunmadığından İsrail, İran’ı 6 günde vurdu, kırdı. Sonra hiç hasar görmeden uçaklar üslerine döndü. Yıllardan beri büyük şeytan ABD, küçük şeytan İsrail bize saldıracak deyip duruyorlardı. Neden çevresindeki bütün Müslüman ülkeleri kendinize düşman ettiniz? Kendi ideolojini Müslüman devletlere teröristler marifetiyle sunmaya kalkıştınız? Bu nedenlerle, bak şimdi hiç dostunuz kalmadı. Haşd-ı Şabiler, Hizbullahlar yarattınız. Bu teröristler marifetiyle Sünni Müslümanları öldürttünüz? Hâlbuki ki, Müslüman ülkelerle pakt kurarak birleşseydiniz, bütün olsaydınız sana İsrail bu zulümleri yapabilir miydi? Allah yardımcın olsun. Ey İranlı kardeşlerimiz, sizlerin zafere erişmenizi canı gönülden diliyoruz.