Yedi Haziran ülkemiz için unutulması çok zor olacak bir hatıra olarak hafızalara kazındı. Kimilerine göre bu tarih zafer, kimilerine göre hüsran.

Yedi Haziran ülkemiz için unutulması çok zor olacak bir hatıra olarak hafızalara kazındı.
Kimilerine göre bu tarih zafer, kimilerine göre hüsran.
Kimimiz sevindik, kimimiz üzüntümüzden evden çıkamadık.
Kimi liderler zafer ilan ederken, birileri dersimizi aldık, mesajı iyi okuduk diyebildiler.
Kırşehir’de seçim sonuçlarının üç aşağı beş yukarı bu şekilde tecelli edeceği aylar öncesinde belliydi.
AK Parti’den Salih Çetinkaya ile MHP’den Prof. Dr. Yıldırım Türk Kırşehir’de kazanan isimler oldular. Cuma günü mazbatalarını alarak Meclis’e kaydını yaptıran Kırşehir milletvekillerimize hayırlı olmasını diliyorum. Başarılı hizmetlerle adını yazdırmalarını diliyorum.
Kırşehir Türkiye’nin aynasıdır. Kırşehir’de partiler ne sonuç alıyorsa tıpkısı, hemen hemen aynı sonuç çıkıyor. Bu Kırşehirlilerin demokrasiye ne kadar inandıklarının bir göstergesi olsa gerek.
Kırşehir demokrasi adına bu uğurda çekmediği cefa kalmamış, tarih ve kültür şehri, demokrasi gazisi bir şehrin adıdır.
Kırşehir inandığı kişiye sonuna kadar güvenini esirgemez, desteğini verir, ihanet edenleri, yalan ve palavralarla bu milleti uyutanlara da asla fırsat vermez.
Yıllardır “Kırşehir’e hizmet getiriyoruz” safsataları ile kandıranları da unutmayan Kırşehirliler bu sandıkta sanırım onlara gerekli dersleri vermiştir diye düşünüyorum.
7 Haziran seçimleri gerçekten hayati bir seçimdi. Adaletsiz bir seçim geçti deniyor toplumun büyük bir kesiminde… Birileri devletin tüm imkânlarını kullanarak gitmediği yer bırakmıyor, oluşturduğu medya tekellerinde saatlerce konuşuyor, devletin televizyonu TRT’den hiç eksilmiyor, birileri yine devletin tüm imkânlarıyla poşet dağıtıyor, birileri de seçimde ses yayın cihazı kurduramıyor, broşür bastırıp dağıttıramıyor. Halka kendisini anlatmak için imkân bulamıyor. Birileri de silahla, tehditle oy topluyor!
Yani bu kadar adil olmayan bir seçimde bu millet bütün bu yaşananları gözünün önüne getirmiş ve ders alması gerekenlere, kendisine tepeden bakanlara dur demesini bilmiştir.
Kırşehir’de seçim sürecini gördük ve yaşadık. İktidar partisi tüm imkânlarını seferber etmişti. Hele yıllardır partinin yönetimlerinde bulunanların hal ve hareketleri görülmeye değerdi. Anam anam ne şişkinlikti o… O ne kibir, o ne havaydı böyle! Sanki onlar Kırşehir’i yönetiyorlardı!
Çünkü her şeyin en iyisini onlar biliyor, onlar yapıyordu. Atamalardan tutun da, ihalelere kadar her şey onların iki dudağı arasında çıkan bir kararmış gibi algılanıyordu.
Bunlara bakınca insan ister istemez vay anam, vay dedirtiyordu!
Seçim sonuçlarının açıklanması ile bu şişkinlik, bu havadan eser kalmadı. Ben buradakileri bu her devrin insanlarını görünce üzülmüyor da değildim. Eğer bu dönemde AK Parti kurulacak koalisyon iktidarında olmasın, iddia ediyorum ki bunların hiçbirisi bu partide kalmayacak, hepsi yeni hükümetin partileri arasında saflarını yer alacaktır. Çünkü onların büyük kısmı yanar dönerlerden oluşuyordu. Bunları fazla araştırmaya gerek yok. Onların geldikleri yerlere bakmanız yeterli.
Milletin iradesi tek başına bir hükümete fırsat vermemiştir. Şimdi Kırşehir ve ülkemiz böyle bir tablodan koalisyon hükümetinin kurulmasını bekliyor.
Demokrasi denilen insanların kendi kendisini idare etmesi diye tabir ettiğimiz bu tablo acaba yıllarca kendilerinin tehdit altında olduğunu söyleyen dış mihrakların oyuncağı olan askerimi, polisimi, öğretmenimi, sivil günahsız insanların kanını akıtan Kandil bağlantılı hainler şimdi ağız değiştirip TÜRKİYE partisi olduklarını söylemeleri acaba inandırıcı olur mu? Bunun takdirini milletimizin takdirine ve sağduyusuna bırakıyorum.
Bu güzel ülkeme kim hainlik yapmışsa, buna çanak tutmuşsa tek kelime ile ŞEREFSİZDİR bu böyle biline.
Lider olmak çok zordur. Sözleri çok önemlidir. Seçmenin verdiği karneyi okumakta zorlanan, kendi egosundan başkasını dinlemeyen, “benim söylediklerim, yaptıklarım doğrudur” diyerek kapıları diyaloga kapatanlar tarih sayfalarında silinmeye mahkumdur.
Parti liderlerinin terörü destekleyenler hariç tek hedefi ÜLKEMİZİ bütün tehlikelerden koruyup kalkınması için çaba sarf etmek onun olmasa olmazıdır. Kendi egosunu tatmin etmek, “hep bu koltukta oturayım, suya sabuna dokunmadan, zorluk strateji benden uzak olsun yeter” diyemez. Bu seçmene İHANETTİR, bu seçmene SAYGISIZLIKTIR.
Başta ülkemin sanayicinin, esnaf, sanatkârı, çiftçinin, emeklinin vs tüm kesimin çözüm bekleyen onca sorunu sıkıntısı varken… Kandil bağlantılı ihanet şebekeleri ağzını açmış bekliyor. Onlara makam vererek sen geride kalmaya kalkamazsın. Çünkü şehidimin kanı sızlar
Olmasa olmazlarını ortaya koyarsın kam oyu ile paylaşırsın sen çözmek, sonuçlandırmak yerine kapını kapatıp “bana ne!” diyemezsin.
Ben bunu bir apartmanda, bir mahallede cenaze var kaldırılması gerekirken, yardım edilmesi gerekirken, kapılarını kapatan komşulara benzetiyorum.
Konuşmaktan imtina eden lideri, kapısını kapatan komşuyu hiçbir komşusu sevmez, onunla konuşmaz, onu dışlar. Bu duruma düşmek hiç kimse tarafından istenmez.
Devletin tepesinde diyalogsuzluk asla olamaz. Sizleri oraya o makama gönderen bütün seçmenin isteği sorunlar çözülsün, yaşamımız kolaylaşsın. İşsizler atama bekleyenler, ithalat, ihracat yapanlar, döviz mağdurları, bankalara borçlananlar sizden iyi, makul işler yapmanızı bekler.
Bulanık havayı kimse sevmez, bu ortamda esnaf sanatkar iş yapamaz, üretilen bütün mamuller satılmaz, ekonominin dönmeyen çarkı ALLAH esirgesin büyük kaosların başlangıcı olur.
Bütün bu tabloya baktığımızda nur topu gibi bir çocuk dünyaya geldi ÜLKEMİZİN düşmanlarını sevindirmeden, devlet otoritesini kaybetmeye fırsat vermeden seçmenin verdiği karneyi çok iyi değerlendirip tarih sayfasına kötü isimler yazdırmadan, Kandil bağlantılı dünün terör üyesi bugün TBMM’nin temsilcisi olanlara fırsat vermeden bu tablo çözülür temennisi ile…