Tarihin her döneminde kralların saltanat sürmesi için köleler can vermiştir. Birileri sarayında kuş tüyü yataklarda yatıp altın tabaklardan, kristal kadehlerden yiyip içerken bir tek kuş sütünün eksik olduğu kral sofralarında kahkahalar atarak çatlayana kadar yerken öbür yanda garip gureba kuru ekmeğine şükrederek ömür tüketmiştir.

Kral da, köle de, işçi de, çiftçi de, işadamı da, hizmetçi de aynı Tanrı’nın kulu değil mi? Yüce Yaradan tüm insanları aynı donanımda yaratmadı mı? Herkese aynı aklı, gözü, kulağı, eli, kolu, bedeni vermedi mi? “Kulun kula üstünlüğü yoktur! Üstünlük ancak takva iledir.” demedi mi?

Peki, o halde neden her dönemde guruplar, sınıflar oldu? Yönetenler ile halkın arasındaki makas neden bu kadar açıldı?

Soy-sop, para-pul, makam-mevki bunlar gelip geçici değerler değil mi? Bana ne senin malından mülkünden! Bana ne senin makamından! Ne kadar insansın bana onu göster. Beni ilgilendiren senin ahlakın, senin adaletin, senin insanlığın, senin tamahkârlığın, senin yöneticiliğin…

Tarihe bir göz attığımızda bulunduğu makamı kaybetmek istemeyenler: “Din elden gidiyor ahali! İman elden gidiyor! Vatan elden gidiyor, bayrak elden gidiyor!..” diye kendi insanını birbirine kırdırmadı mı? Halk birbirini boğazlarken katlederken onlar tahtlarından seyretmedi mi? Ölen onca masum insanın kanı üzerinden zaferlerini ilan etmediler mi? Müslüman Müslümanı katletmedi mi? Kardeş kardeşi katletmedi mi?

Onlar çok gerilerde kaldı değil mi? Biz tarihten ders aldık ve bu tarz provokasyonlara bir daha gelmeyeceğiz.

İnşallah. Ben de buna inanmak istiyorum. İstiyorum istemesine de ne yazık ki izlediğim sahneler korkularımın sebepsiz olmadığını gösteriyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyet’tir. Cumhuriyet, halkın özgür iradesi ile yöneticisini seçmesi demektir. Halkın, yönetimde söz sahibi olması demektir. Halkın, egemenliğini elinde tutması demektir. Benim aklım var, fikrim var, iradem var, o halde beni yönetecek insanlara da ben karar verebilirim: Demokrasi bu demektir. Vatandaş olmak, vatandaş yerine konmak demektir.

Seçime iki üç gün kaldı. Tüm Demokratik ülkelerde olduğu gibi halk yöneticisini seçecek, kendini temsil edecek vekilleri seçecek. Seçen de seçilen de üzerine düşen görevi yapacak. Ne kadar güzel değil mi?

Lütfen galeyana gelmeyelim. Bizi bize kırdırmak isteyenlerin fakına basmayalım. Aklıselim ile hareket edelim. Gençlerimizi, çocuklarımızı öne sürüp kendi çıkarlarını korumaya çalışan insanların oyununa gelmeyelim. Masum gözyaşları akıtmalarına izin vermeyelim. Anaların ciğerlerinin yanmasına müsaade etmeyelim.

Sakin olalım. Laflara değil icraatlara bakalım. Hak ve adaletin mutlaka yerini bulacağına inanalım. Vatandaşlık görevimiz yapalım. Halkın iradesine saygı gösterelim.

Ya toprak ol

Ya da su

Sakın ateş olma