Sağlık alanında gerçekleştirdiği atılımlarla ilimizi sağlık turizmine hazırlayan Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, en önemli sağlık projelerinden biri olan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) Projesi kapsamında düzenlenecek olan Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entregratif Tıp Kongresine ev sahipliği yapacak. 17-19 Kasım 2022 tarihlerinde Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi gerçekleştirilecek olan kongre öncesi Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya kongreye davet amaçlı bir açıklama yaptı.

GETAT Projesi hakkında bilgiler veren Rektör Karakaya, üniversitemizin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından yürütülen bölgesel kalkınma ve ihtisaslaşma projesi çerçevesinde jeotermal ve tarım alanlarında pilot üniversite olduğu günden beri önemli çalışmalar yaptığını söyledi.

Çalışmalar kapsamında sağlık alanında üç pilot proje yürüten üniversitemizin projelerinden birisinin Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) projesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Vatan Karakaya, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu proje çerçevesinde GETAT Uygulama ve Araştırma Merkezi (AHİGETAM) açıldı ve 150 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemizde kupa, ozon, akupunktur, hirudoterapi ve fitoterapi gibi GETAT üniteleri açılarak sağlık hizmeti verilmeye başlandı.”

GETAT projesinin bazı hedefleri olduğunu da dile getiren Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, “Yerelde GETAT sağlık hizmeti sunumunu geliştirerek ulusal uluslararası düzeyde tanıtımını yapmak, GETAT bilimsel çalışma alanlarında ulusal ve uluslararası işbirliklerini artırarak ihtisaslaşmak amacıyla ilimizde 17-19 Kasım 2022 tarihlerinde Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entregratif Tıp kongresi düzenlenecektir.” dedi.

Kongrenin mottosunun “’İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a Doğadan Gelen Şifa” olarak belirlendiğini kaydeden Prof. Dr. Vatan Karakaya, kongrede geleneksel tıbbın yanı sıra İbn-i Sînâ’dan günümüze ulaşan tıp anlayışı ile Ahi Evran, Ahilik ve Tıp ilişkisinin de tematik olarak alanında yetkin konuşmacılar tarafından ele alınacağını sözlerine ekledi.

“Kendi medeniyetimizin yetiştirdiği, yaşadığı dönemlere damga vuran filozofları yeni nesillere tanıtmalıyız.” diyen Rektör Karakaya, “İbn-i Sînâ”nın bu filozofların arasında öne çıkan isimlerden biri olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Her yıl olduğu gibi geçtiğimiz Ağustos ayının üçüncü haftası “İbn-i Sînâ Haftası” olarak kutlandı. Batı dünyasında Avicenna olarak bilinen İbn-i Sînâ, batı bilim dünyasını yazdığı eserlerle etkileyerek önde gelen bilim insanlarının övgüsünü kazandı. Tıp alanında yazdığı kitaplar yıllarca Avrupa’da Tıp eğitiminde okutuldu. Öyle ki Avrupa tıp dünyası için önemli bir yere sahip olan Hipokrat ve Galen’i gölgeleyen müstesna bir hekim olarak adından bahsettirmiştir. 15. yüzyılda Avrupa’da

çizilmiş olan bir gravürde başına taç giymiş olarak ortada İbn-i Sînâ, sol tarafta Galen ve sağ tarafta Hipokrat yer almıştır. Bu gravür İbn-i Sînâ’nın tıp dünyasındaki etkisini gösteren bir eser olarak tarihe geçti.”

Hezarfen bir şahsiyet ve önemli bir değer olan, kardeşliği, cömertliği, yiğitliği, fedakârlığı, doğruluğu, dürüstlüğü, kaliteyi, üretimi, ahlâkı, sanatı ve bilimi esas alan Ahilik teşkilatının kurucusu âlim ve mutasavvıf Ahi Evran-ı Veli’nin bu topraklarda yaşadığını anlatan Rektör Prof. Dr. Vatan Karakaya, Ahi Evran-ı Veli’nin sadece Ahilik teşkilatının kurucusu olarak kalmadığını Felsefe, Tıp ve Kimya sahalarında da ilmi olan çok yönlü bir şahsiyet olduğunu belirtti. Bunun yanı sıra Osmanlı döneminde esnaf tabiplerin ahilik teşkilatına üye olduğu, eğitim modeli ve meslek ahlakı yönüyle ahi teşkilatından da ilham alındığını kaydeden Rektör Karakaya, “İçinde bulunduğumuz, insanî değerlerin geri plana düştüğü çağımızda, kaybolmaya yüz tutmuş kadim bilgileri ve kopmuş bağları bilim, sanat ve ahlak ışığında İbn-i Sina ve Ahi Evran’dan ilham alarak yeniden gündeme getirecek olan kongremizin özdeyişi bu nedenle “İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a, Doğadan Gelen Şifa” olarak belirlenmiştir.” dedi.

Anadolu’nun tarihin en eski dönemlerinden beri birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını, asırlar öncesinden günümüze miras kalan ve dünyada kabul gören Anadolu Tıbbının, bugünkü ifadesiyle geleneksel, tamamlayıcı ve entegratif tıp uygulamalarının kadim bir bilgi birikimi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Vatan Karakaya, binlerce yıllık kültür ve devlet geleneğine sahip medeniyetimizin; hastaların şifası ve koruyucu hekimlik için kurduğu güçlü müesseseleri ile kendine has bir tıp anlayışını ortaya koyduğunu ve insanlığın hizmetine sunduğunu belirterek “Bu gün üniversiteler olarak bizim yapmamız gereken bu kadim bilgiyi bilimsel bilgi ile buluşturarak yeniden insanlığın hizmetine sunmaktır.” dedi.

“Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi olarak kanıta dayalı, etkin ve güvenilir geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını geliştirmek ve bilimsel araştırmaları teşvik ederek, güncel tıp ile bütünleştirmek en büyük amacımızdır.” diyen Rektör Karakaya, gerçekleştirilecek kongrenin GETAT uygulamaları eksenli olarak alanında önemli çalışmaları olan Uluslararası ve Ulusal davetli konuşmacıları, bilimsel sunumları ve kursları içerdiğini ve 17 Kasım 2022 tarihinde başlayacak kongrede 30 bilimsel oturum, 12 kurs ve birçok sözlü ve yazılı bildiri sunulacağını kaydetti.

Konuşmasının sonunda Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, ülkemiz genelinde kutlanan Ahilik haftasında “İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a Doğadan Gelen Şifa” mottosu ile uluslararası GETAT kongresinin Kırşehir’de düzenleneceğini duyurmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade ederek kongrenin, ilimizin tarihine, kültürel ve gelişen bilimsel yönlerinin tanıtımına katkı sağlayacağına inandığını belirtti. (HABER MERKEZİ)