Türk Ordusu Irak’ta, Suriye’de terör örgütlerini imha etmek için uzun zamandır asker bulunduruyor.

“Bir elin parmağı kaldılar, ayakkabı numaralarını dahi biliyoruz” denen terör unsurları bir türlü bitirilemedi.

“İnlerine kadar gireceğiz” dedik, bombaladık. Bir türlü bitmiyorlar. Bana göre askerimizi bu ülkede bulundurmakla onları hedef tahtasına oturtuyoruz.

Ayakkabı numaralarına kadar bildiğimiz bu hainlerin kontrol noktalarımıza saldıracağının istihbaratını dahi yapamıyoruz ne yazık ki!..

Neymiş hava koşullarının kötülüğü nedeniyle görüş alanı sorunu varmış! Hava koşullardı hep böyle miydi? Güzel havalarda neden bu hainlerin inlerine gir(e)mediniz?

Peki onlar bu kötü hava koşullarında bizim askerlerimizi şehit edebiliyorlar?

Bir soru daha bu kadar askerimiz şehit edildikten sonra bilmem kaç tane teröristi öldürdünüz. Peki bu ana kuzuları şehit edilmeden önce neredeydiniz? İhalarımız ve sihalarımız ne işe yarıyor?

6+6 şehidimizin acıları dinmeden, Cuma günü 9 vatan evladımızı daha şehit daha verdik. Yani son 20 günde 21 evladımızı şehit verdik.

Eminim üç gün sonra hepsini unuturuz. Hamasi demeçlerle günü geçirir, sonra herkes normal hayatına döner. 6+6 şehidimizi vereli kaç gün oldu. Son 9 şehidimiz olmasa onları unutmuştuk bile.

En büyük söylemleri şehitlerimizin kanı yerde kalmayacakmış. Bin terörist öldürseniz şehit olan bu ana kuzularının bir tanesini getirebilir misiniz.

Şehitlik mertebesi ulaşılamaz bir şeymiş. Doğru da gerçekten kim böyle düşünüyorsa onlar da çocuklarını göndersinler Suriye’ye, Irak’a…

Eminim hepsinin çocukları askerliklerini kesinlikle bedelli, ya da tatil bölgelerinde yapmışlardır ellerine silah almadan.

Ama üzgünüm ne yazık ki. Bedelli askerlikle şehitlik mertebesine ulaşılamıyor.

Bir de insanlara alay ediliyor gibi şehidin ailesinin yaşadığı çadıra ısınmaları için 10 adet ısıtıcı göndermişler! Şimdi mi geldi aklınıza? Yazıklar olsun!

Şehitlerimizin ailelerinin yaşattıkları yerleri sosyal medyadan, haber bültenlerinden görüyoruz. Bir tane varlıklı bir aile çocuğu var mı?

Biz hiç kimsenin çocuğunun şehit olmasını istemiyoruz ama biraz hakkaniyetli olalım lütfen. Olan hep gariban çocuklarına oluyor.

Benim kafama takılan asıl konu her seçim öncesi bu tür terör olayların yoğunlaşması. Herkes aynı soruyor, “Neden bu terör olaylarını hep seçim öncesi yaşamak zorunda kalıyoruz?”

Yetkililer çıkıp bunu açıklasınlar lütfen. Bildikleri bir şeyler vardır herhalde. Bizi de bu konuda aydınlatıversinler. Yanlış düşünüyorsak, en azından onu da bilmiş olalım.

Sayılı kaldığını, ayakkabı numaralarını dahi bildiğimiz teröristleri bitiremedik bir türlü.

Bana sorarsanız sınırlarımızı güçlendirmek, gerekiyorsa Çin Seddi gibi setler çekmek, sınırlarımızı yolgeçen hanı olmaktan kurtarmak, daha mantıklı geliyor.

Teröristlerin, Iraklı’nın, Afganlı’nın, babasının evi gibi girdiği sınırları iyi kontrol edin. Yani sınır güvenliğini iyi sağlayın, askerlerimizi sınırda bekletin. Yanlış mı düşünüyorum?

Bir kere daha söylüyorum, bizi yönetenler ateş düştüğü yeri yakıyor. Sizin hamasi söylemleriniz başsağlığı dilekleriniz üç gün sonra unutuluveriyor ne yazık ki?

Ana kuzularımıza, ailelerine ve tüm ülkemize başsağlığı diliyorum. Nur içinde yatsınlar.