KIRŞEHİR’DE havalar güllük gülistanlık. Bahar artık geldi.

KIRŞEHİR’DE havalar güllük gülistanlık. Bahar artık geldi. İnsanlar dışarıya çıkmaya, güneşi ve havaya hissetmeye başladı. Ama insanlar tedirgin ve huzursuz. Ülkemiz iyiye gitmiyor.
Bu memlekette neler oluyor? Biz neredeyiz? Dostumuz kim, düşmanımız kim? Dünya siyasetinin hangi sayfasındayız? Bir yetkiliden açık açık bu çilekeş halka bir bilgi sunan yok. Otuz senedir istihbarat paylaştığımız müttefik dostumuz da şimdiye kadar terör konusunda nasıl bir bilgi paylaştık? Paylaştık ise askerimizin başına neden çuval geçirdiniz diye soran oldu mu? Allah aşkına birileri bir şeyler söylesin, söylesin de bizler de rahat bir nefes alalım hükümetimiz var diye. Çekiç güç himayesi altında malum örgütü besleyen ve silahlandıranlar şimdi de Suriye'nin bir kısmında kurulacak devletin kiminle ve nereyle birleştirilmesinin hesabını yapıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti bitti mi? Bitti ise yeni devletin adı ne? Bu ne biçim siyaset. Eğer yetmiş yedi milyon insan, beş yüz elit entelektüel aile için çalışıyor ve yaşıyor ise, yukarda yazılanları ben geri alıyorum.
Biz kimin için çalışıyoruz?
Türkiye'nin ne problemi vardı Suriye ile? Bunu diyalogla çözmek var iken biz neden sopaya sarılıp abanın altından göstermeye başladık? Peki, bu sopanın çıkması noktasına gelinir ise sopayı vuracağımız hedef kim? Sevr ve Lozan Anlaşmalarını kendi çıkarları için yorumlayan dostların samimiyetine nasıl güveniyorsunuz? Türkiye'nin sınırlarını hâlâ tanımayan bir devletle oturulan masada ne konuşulur bir türlü hafızam almıyor. Gerçi benim zekamın geriliği tanıyanlar tarafından bilinir. Fakat keskin zekalı hiç mi kimse kalmadı bu vatanda? Türkiye şimdiye kadar hangi oturduğu masada karlı çıktı? Hani sıfır problemle yola çıkılmıştı? Bir bakın sorunumuz olmayan komşumuz kalmadı sayenizde maşallah. PKK denen örgütü bu duruma getiren devletler şimdi de gerçek hedefe odaklanmış durumda.
Esas hedef Türkiye, var mı bunun aksini söyleyen! Aksini iddia edenler ortalık karışınca bulundukları makamlarda olmayacaklardır bunu unutmasınlar. Ortadoğu'nun eşsiz kralı Şah nerde? Irak'ın gerçek sahibi gibi davranan Saddam nereye gitti? Afrika'nın en güvenilir adamı Mübarek'in akıbeti belli değil. Kaddafi'nin sonunu hepimiz gördük. Kaddafi ki, Kıbrıs hadisesinde Türkiye'ye destek veren tek devlet adamı idi. Biz bunu bombalanmasına müsaade ederek ve hatta katılarak karşılık verdik. Güvenip ve bel bağlayacak eşsiz ve sağlam kuvvet ve dost Anadolu insanlarıdır. Sözlerimde yanlış anlaşılma olmasın hemen savaşalım, dövüşelim manası çıkarılmasın. Fakat dost olmaya çalıştığımız devletleri iyi tanıyalım. Kuzey Irak liderlerini eğer bu zamana kadar tanıyıp çözememiş iseniz buna söyleyecek bir söz bulmakta zorluk çekilmez mi? Adamların yalanı, aldatmaca sözleri veya çekindikleri falan yok, resmen söylüyorlar. Dünyada 22 devletin sınırları değişecek ve en zararlı da Türkiye çıkacak. Bu değişikliği yapan ekibin eşbaşkanı da Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı, inanmak istemiyorum fakat bizzat kendisi telaffuz ediyor hadi gel de inanma. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı’nı eşbaşkan tayin eden devletin ve yandaşlarının faaliyetine buyur.
Yıllarca terörle mücadelemizde bize güya yardım eden Amerika'nın, bu örgüte silah ve istihbarat aktardığı bizzat Genelkurmay Başkanı tarafından açıklandı. Peki, bunu yalanlayacak bir açıklama geldi mi dostumuza cık. Bu örgütün üst düzey yetkilileri nerde? Bizim de ortak, yani dost olduğumuz ülkeler PKK denen örgütün finans kaynaklarını İsviçre bankalarında sakladığını bilmeyen var mı? Bütün dostlarımız bu örgütü terör örgütü olarak tanıyor mu, evet. Peki, T.C. hükümeti bunları bilmiyor mu, yahut bunları bilmeyen bir çocuk gösterebilir misiniz? Peki, biz neyin mücadelesini yapıyoruz?
Bulunduğumuz coğrafya gerçekten çok problemli ve her an değişebilecek siyasi platform alanı. Günlük değil saatlik siyaset değiştiren liderlerin bol olduğu bir bölge. Her mevsimde kaygan ve buzlu… Bu bölgede hiçbir zaman terör örgütü yokluğu çekilmez. Biri batar bir diğeri çıkar. Burada dönen hesaplar Türkiye üzerine kurulur. Türkiye'yi dört tarafta kuşatıp bu ulusu Anadolu'dan atma planları yatar. Bu plan iki bin yıldır değişik kılıflarla önümüze sürülmüştür. Ağlamakla, yalvarmakla ulus ayakta duramaz. Her özgürlüğün bir faturası vardır. Biz bu faturayı yeteri kadar ödedik ve de öderiz. Otuz yılda otuz binden fazla insanımız öldü. Üç yüz milyardan fazla paramız gitti. Peki, bir devlet bu kadar parayı bulabiliyor da bir istihbarat ve haber alma örgütünü neden kuramıyor? Başkasının aleti ile gerdeğe girilmez. Kendi güvenliğini başkasının verdiği bilgilerle sağlamaya kalkarsan böyle didinir durursun. Sana bilgi aktaran devlet örgüte de istihbarat veriyorsa, veriyorsa değil bizzat verdiğini dünya alem bilir. O zaman biz nasıl ve neyin mücadelesini yapıyoruz? Türkiye üzerinde oynanmak istenen oyunu anlamak için Lozan ve Sevr Antlaşmalarını bir gözden geçirsinler. O zaman niyet ve fikirlerin değişmediğini görürler.