Asalet bin altın idi pul oldu Türlü türlü nedenlerle çul oldu İmanın yolu keseden geçeli yıl oldu Kimi kula kimi pula kul oldu Kim biliyor ilim ile irfanı Hamiyeti vicdanı vatanı Endamın güzel kesen dolu ise Sensin herkesin sultan. .

Asalet bin altın idi pul oldu
Türlü türlü nedenlerle çul oldu
İmanın yolu keseden geçeli yıl oldu
Kimi kula kimi pula kul oldu
Kim biliyor ilim ile irfanı
Hamiyeti vicdanı vatanı
Endamın güzel kesen dolu ise
Sensin herkesin sultan....
Yukarıda yazdıklarımız ister taktir edin isterseniz eleştirin günümüzü yansıttığını rahatlıkla söylememde hiçbir sakınca görmüyorum. İnsanların hayatlarını karartmak onların yaşamlarını zora sokarak kendilerine muhtaç etmek artık yaşanılan gerçekler oldu.
Bugün Kırşehir’de bütün bankalar alacaklarını tahsil etmeye kalksa hiç bir vatandaşın elinde mal mülk araba vs malvarlıkları kalmaz. Kalamaz çünkü her kez bankalara gırtlağına kadar borçlu desem yanılmam.
Neden? Çünkü insanlar aslını asaletlerini kaybetti, kaybettirildi.
Belki yazdıklarımdan hoşlanmayan eleştirenler olacak ama bunlar gerçeklerin ta kendisi.
Kırşehir’de insanlar dış görünümleri ile saygınlık kazanmaya çalışırken toplumumuz, bozulan ahlaki değerleri ile ne vatan sevgisi, ne de kutsal değerleri kaldı. Kimin kim olduğu bilinmez oldu. Maddiyat makam lüks yaşam için feda edilmeyecek, kutsal saydığımız değerlerimiz pula döndü.
Makam sahipleri kendisine gösterilmeyen iltifata karşı insanları küçük düşürmek, onları toplumda zora sokmak adına her şeyi mubah sayan hareketler yapmadan geri kalmaz oldu .
Hayatı bu kadar zora girmesi kimlere yarıyor, kimler menfaatleniyor, sizler bizden çok daha iyi biliyorsunuz .
Hani yirmi dört saat çalışan evinin çocuklarının geçimini temin için ömrü boyunca çalışıp, ömrünün sonunda BAĞ-KUR maaşına muhtaç yaşayan esnaf sanatkarlar onların beklentileri onlara kim nasıl yardımcı olacak onlar bu Ülkenin kalkınması işsizliğin azalması kendi sermayesi ile çalışıp ekonomiye katkı sağlayan kesim devletimizi idare eden siyasi iradede bunu gördü onun içinde ev hanımlarına kendi işini kurmaları adına sayamayacağımız destekler vermeye başladılar.
yanlarında olmaları gerekirken çeşitli adlar altında alınan vergi sigorta elektrik vs giderlerde artıştan başka bir katkı sunmadılar. Onların isteklerine imtina ile yaklaşmayanlar düşünmeden karar almaları günümüzün gerçekleri olmaktan öteye gitmedi, gidecek gibide gözükmüyor.
Kırşehir’de bakıyorum benim gibi esnaf ve sanatkarlarımıza kıvrandıklarını görünce üzülmüyor değilim. Hiç kimse ayağını yorganına göre uzatmadığı için hepsi sıkıntı içinde. Gerçi böyle olmayan da var. Çünkü iş yapamıyor, para kazanamıyor, girdiği işten ayrılıp başka iş te yapamıyor. Yanında çalıştıracak adam bulamıyor, bulsa haftalığı, ya da aylığını veremiyor. Günleri böyle sıkıntı ve stres içinde geçiyor.
İşte burada mevcut esnafı sanatkarı unuttular, onların hayat mücadelesinde esnaf ve sanatkarın lüks harcaması olmaz olamaz sadece mevcut hayatını sürdürebilmek adına harcaması kazancı olur. Onu da kazanabilirse.
İşte sözümüzün başında dediğimiz gibi zora sokulan hayat mücadelesinde onurlu ve gururlu yaşaya bilmek için aslını ve asaletini kaybetmeden çalışmak, onurlu yaşamını sürdürmek, asaletin giyimden kuşamdan geçmediğini bilmek, biz insanlara bağlı hayat ne kadar zor olsa da bir gün bitecek. Önemli olan “gök kubbede hoş bir seda bırakmak olduğunu bilmek zorundayız” diyor ve şu veciz sözle bitiriyorum.
ÇOK İNSANGÖRDÜM ÜSTÜNDE ABASI VAR İÇİNDE İNSAN YOK ÜSTÜNDE ABASIYOK AMA İÇİNDE İNSAN VAR…