Dünyada en zor mücadele, yasa dışı terör guruplarıyla yapılan mücadeledir. Hele bu guruplar kendilerini egemen güç zannedip dünyanın jandarmalığını üstleniyor görüntüsü altındaki bazı devletler tarafından destekleniyorsa (hep böyle olmuştur) daha zor bir mücadeledir.

Dünyada en zor mücadele, yasa dışı terör guruplarıyla yapılan mücadeledir. Hele bu guruplar kendilerini egemen güç zannedip dünyanın jandarmalığını üstleniyor görüntüsü altındaki bazı devletler tarafından destekleniyorsa (hep böyle olmuştur) daha zor bir mücadeledir. Doğu ve batı Bizans imparatorluğunun kokuşmuş temsilcileri sayılan Avrupa ülkeleri resmen hiç çekinmeden terör gruplarını hem kurmuş, hem de istediği gibi kullanmışlardır. Bu alışkanlıklarını halen devam ettiriyorlar. Batı ülkelerinin içerisinde bu işi en iyi yapan İngilizler ne zaman Asya ve Uzakdoğu ülkelerini istilaya başladıkları tarihten itibaren hep din ayırımcılığını ve bilhassa mezhep kavgalarını, kendilerinden önce istila etmek istedikleri ülkelere sokarlar.
İslamiyet için savaştığı söylenen, ancak Müslümanları katleden IŞİD terör örgütüne mezhep ve din aldatmacası ile Kırşehir’den de birçok gencimiz katıldığı biliniyor. Ne yazık ki dinin kullanılmasına izin veren toplumumuz, kendi gençlerini ve topraklarını kaybetme uğruna yanlışlara giriyor.
Zamanın ve ortamın olgunlaşmasını beklerken, eğitip ve donattığı guruplara silah satışını ve yardımlarınıdeğişik yöntemlerle devreye sokarlar. İngiliztaktiğinin ve kargaşanın en iyi çalıştığı ülkeler İslam ülkeleridir. Etrafınıza bir bakın, nerde İslam ülkesi ve ucuz enerji kaynakları var, orda bunlar başköşededir. Kendilerini gelişmiş ülke olarak lanse ederek hayranlık duyguları aşıladığı toplumları, iliklerine kadar sömürürler. Peki, sömürülmeye müsait ülkeler bunu bilmiyorlar mı, evet halk mezheplere ve Allah için savaştığına inandırılmışsa kararan dünyalarında gerçekleri görme şansları yoktur. İslam ülkelerinin tuzaklara çabuk düşmesinin sebeplerinden en önemlisi cehalettir. Cahil toplumu yönlendirmek ve idare etmek kolay olduğu için siyasetçilerinin de işine geliyor. Ne zamana kadar? Süngü kendilerine döndüğü ana kadar. Türkiye’nin son FETÖ olayı ilk karşılaştığı olay değildir. Menemen olayı da henüz tam olarak aydınlatılmasa da FETÖ benzeri bir ayaklanmadır. Buna benzer ayaklanmalar olacaktır, hiç kimsenin şüphesi olmasın. Devlet içerisinde milli gelirin adil dağıtılmaması ve toplum içerisinde gelir seviyesi uçurumu düzelmediği müddetçe sürtüşmelerin arkası kesilmez. İş ve aş dengesinin ayarı, hükümetin asıl görevi olması gerekir. Yandaşdesteklemek ve ayrımcılığa göz yummak ve hatta köşe taşları benim istediğimrenkte olsun ısrarı, hiç bir zaman sağlıklı yönetime müsaade etmez. Minnet duygularıyla ağanın hizmetine giren memur veya amir istenileni yapmaya mecburdur. Son yapılanmaya adı karışanların devletle ilişiğikesilirken, boşalan yerlere benzer örgütlerin yerleştirilme kaygısı var halk arasında. Masum görüntülü ve devamlı kontrol altında yapılan ev toplantıları, bilmem hangi hayvanları koruma dernekleri veya toplum yararınaymış gibi gayet masum görünüşlü dernek ve örgütlerin ne hale geldiğini ve neler yapılmakistendiğini hep beraber gördük ve yaşadık. Ortadoğu’da yaşanan savaş bir mezhep savaşıdır. Bu savaşın uzantısı Emeviler’e kadar dayanır. İlk Suriye olayıeğer bölgede bulunan ülkelerin bir araya gelip halline çalışılsaydı belki önlenmiş olurdu, fakat kasıtlı olarak devlet kurumlarının yanlış yönlendirilmesi bu şansı kaçırmıştır. İnsanları kendi inançlarıyla baş başa bırakmayarak istenilen kurallara yönlendirmek ve doğrular böyledir diyerek baskı uygulayarak gelinen ortam yaşananlardır. Bırak insanlar doğruyu kendisi bulsun, taşa mı tapıyor, toprağı mı tapıyor, ataşe mi tapıyor topluma zararı yoksa varsın kendini nasıl rahat hissediyorsa ve nasıl mutlu oluyorsa mutlu olduğuyaşamı kendisi seçsin.
Bu savaş nasıl durur veya durdurulur. Ortadoğu’nun ve İslam ülkelerinin en büyük ve diğerlerine nazaran daha modern ve zengin olan üç devletin bir araya gelerek anlaşması ve ortak bir dinin nasıl uygulanması gerektiğini belli kurallara bağlaması, tam olarak icrası mümkün olmasa da küçük ayrıntıların halliyle belki önlenebilir, Türkiye, İran, Suudi Arabistan… Tabi bunların aynı masa etrafında toplanmasına müsaade ederler ise. Ama mutlaka oturulması gerekir, yoksa insanlar ölmeye ve yetim büyüyen çocukların büyüyerek devlet idaresinde görev almaya başlamasıyla, geçmişte yaşadığı olayların etkisiyle intikam alma duyguları tekrar uyanır ve bu kavgaların sonu gelmez.