MÜFİT KURUTLUOĞLU

[caption id="attachment_25992" align="alignnone" width="640"]MÜFİT KURUTLUOĞLU MÜFİT KURUTLUOĞLU[/caption]

Her ne kadar teröre verdiğimiz şehitlere saygısızlık olur bahanesiyle resmî kutlamalar iptal edilmiş olsa da dört gün sonra Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 96'ncı yılını kutlayacağız, dört yıl sonra, 2020'de de 100'üncü yılını... Ama hiç kimse kalkıp “Bu Meclis Atatürk'ün kurduğu Meclis mi?” diye sormayacak.
Çünkü bu Meclis sokaktaki vatandaşın ana dertlerine köklü çareler bulamamış, liderlerin eteğine yapışıp halkın oylarını gaspederek kapağı Ankara'ya atmış, çoğunlukla bir daha memleketlerine dönmemiş olanların Meclis'i...
Bu Meclis hayatî kanunları bile doğru dürüst hazırlık yapmadan üç-beş parmak kaldırmayla çıkaran, ardından bu kanunlara ek yeni kanunlar, yeni yönetmelikler ortaya koyan, onbeşbine yakın kanunla her şeyi arap saçına çevirmiş, ülkeyi kanunsuzluklar memleketi yapmış bir Meclis...
Bu Meclis usulüne göre yemin etmediği için çalışmalara katılmadığı halde tüyü bitmedik yetimlerin hakkı olan milyarları her ay utanmadan alıp cebine indiren ve bir daha ortalarda görünmeyen bölücü sözde milletvekiline bile söz geçiremeyen bir Meclis...
Peki, hiç düşündünüz, ya da tarih kitaplarını açıp okudunuz mu bu Meclis nasıl kuruldu, nasıl çalıştı, nasıl bu günlere geldi?
Gerçekten 23 Nisan 1920'de açılan Meclis ile bu günkü Meclis arasında dağlar kadar fark bulunduğunu söylemek karamsarlık olmaz.
İlk Meclis 1920'de başlayıp eylemli olarak 21 Mayıs 1923 tarihine kadar sürdü, fakat hukuksal olarak İkinci Meclis'in işe başladığı 11 Ağustos 1923'e kadar görevini bırakmadı.
Birinci Meclis'te Kırşehir'i temsil edenlere bakıyoruz: Bekir (Kocaoğlu) Efendi, Cemalettin (Çelebi) Efendi, Cevdet (Seçkin) Bey, Müfit (Kurutluoğlu) Efendi, Rıza (Silsüpür) Bey, Sadık (Savtekin) Bey, Yahya Galip (Kargı) Bey...
Bunlardan “Müfit Hoca” olarak bilinen Müfit Efendi ile Rıza Bey İstanbul'daki Osmanlı Meclis-i Meb'usanı'nın işgal kuvvetleri tarafından dağıtılması üzerine Anadolu'ya kaçıp Ankara'da Millî Mücadele'ye katılmışlar ve ilk Meclis'te de Kırşehir'i temsil etmişlerdi.

 

[caption id="attachment_25991" align="alignnone" width="700"]kurutluoğlunun mezarı copy Birinci Büyük Millet Meclisi milletvekillerimizden Müfit Hoca (Kurutluoğlu) [/caption]

ile eşi Mihribanu Hanım'ın Âşıkpaşa Mezarlığı’ndaki kabirleri...

Bizim Yenice Mahalle'de birkaç ev ötesinden komşumuz olan, çocukken iki katlı konağının karşısındaki Hamidiye Camii'nde vaazlarını dinlemek, tek parti döneminin CHP'li son Belediye Başkanı Hacı Ahmet Baytok'un dükkânında yakından tanımak ve sohbetlerine katılmak onuruna eriştiğim Müfit Efendi 1958'de Kırşehir'de hayata gözlerini yumdu ve Âşıkpaşa Mezarlığı’nda eşi Mihribanu Hanım'la yan yana yatıyor. 2006'da türbe duvarına bitişik olan kendisi ve eşinin kabirlerinin çökmekte olduğunu yazmıştık; fakat kimse aldırmamış, sonunda yeğeni eski Belediye Başkanı Hakkı Göçen tamir ettirmişti de yok olmaktan kurtarmıştı. Allah ondan razı olsun.
Hamitli Rıza Bey'in acı âkıbetini ise biliyorsunuzdur. Hâlâ meçhuliyetini koruyan bir nedenle, büyük olasılıkla çekemeyenlerin oyunuyla Atatürk tarafından 1926 yılında astırıldı. Mezarının yerini bile bilen yok.
Cemalettin Efendi ise Hacı Bektaş dergâhının postnişinlerindendi. Kırşehir 1954 yılında siyasî nedenlerle ilçeliğe indirilip Hacıbektaş Nevşehir'e bağlanınca onun da Kırşehir'le bağları koparıldı.
Diğer milletvekillerinin zaten Kırşehir'le bağlantıları yoktu.
Birinci Meclis Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı'nı gerçekleştirdiği için önemi büyüktür, bu nedenle bu Meclis'e “Millî Mücadele Meclisi” demek yerinde olur.
Birinci Meclis kadar önemli olan İkinci Meclis ve Üçüncü Meclis de “Devrim Meclisleri” olarak görev yapmışlardır. Üçüncü Meclis'in de çalışma dönemi 1 Kasım 1931'de sona ermiştir.
Atatürk dönemini saymazsak son 96 yıl içinde görev yapan milletvekilleri Türk insanının dertlerine çare bulmak bir yana ne yazık ki kendileri toplum için yük olmuşlardır. Şu anda görev yapan Meclis'in durumu ortada... Halkın sözüm ona yarısının oylarını elde etmiş bir parti ülkeyi yönetmeye çalışıyor, millî iradeyi tam olarak temsil ettiği söylenemez.
Evet, bunun için de bu Meclis'e bakarak "Atatürk'ün kurduğu Meclis mi?” sorusunu sormak hiç de yersiz olmaz.
Mustafa Kemal'in “Allah'ın izniyle Nisan'ın 23'üncü günü Cuma namazından sonra Ankara'da Büyük Millet Meclisi toplanacaktır” çağrısı üzerine 115 üyenin katımıyla açılan ilk Meclis'in kuruluş işaretleri Amasya tamiminden sonra toplanan Erzurum ve Sivas kongrelerinde verilmişti.
“Amasya Mukarreratı” adı verilen ve 21 Haziran 1919'da imzalanan altı maddelik protokolde öz olarak “Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Her türlü etki ve denetimden âzade bir millî kurulun Anadolu'da vücuda getirilmesi lâzımdır” denilerek ilk işaret verildi.
Bunu 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi'ni açış konuşmasındaki “Geleceğe hâkim bir millî iradenin müdahaleden mâsun bir surette zuhuru ancak Anadolu'dan beklenmektedir. Bir millî şûranın vücudu payitaht İstanbul'un bütün aydınlarında sabit fikir haline gelmiştir” şeklindeki sözleri tamamladı.
Mustafa Kemal 24 Aralık 1919'da Ankara'ya ulaşmadan önceki son durağı olan Kırşehir'e gelişinde gençlerde gördüğü millî coşku karşısında Namık Kemal'in “Vatan Kasidesi”ndeki beytini değiştirip Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini / Bulunur kurtaracak baht-ı kara mâderini diyerek kararlılığını daha da pekiştirdi.
23 Nisan 1920 Cuma günü Anadolu bozkırının o zamanlar kasaba görünümündeki Ankarası bir başka coşkunluk, bir başka heyecanla dolup taşıyordu.
Hacıbayram Camii'nde kılınan Cuma namazından sonra dualar ve tekbir sesleri arasında İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin lokali olarak inşa edilen ilk Meclis binasına gelindi.
Berrak, güneşli, fakat soğukça bir Nisan gününde şeyhler, sarıklı, kalpaklı, fesli meb'uslar, her rütbeden kumandanlar Hacıbayram Camii'ni Meclis binasına bağlayan Karaoğlan Çarşısı'ndan geçerken çevrede toplanan halk tarafından coşkunca alkışlanıyordu.
Bursa Meb'usu Fehim Hoca Meclis'in önünde tekrar dualar okudu, bir yandan da tekbir getirilirken kurbanlar kesildi.
Bugün müze haline getirilmiş binada genel kurul salonu olarak kullanılan bölüme ilkokullardan getirilen sıralar, dikdörtgen şeklindeki salonun bir cephesine de kürsü yerleştirildi. Kahvehanelerden sağlanan asma gaz lâmbaları salonu aydınlatıyordu. Tören sırasında bir hocanın elindeki yeşil örtülü rahlede taşıdığı Kur'an-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif kürsünün üzerine konuldu. Yürüyüş sırasında taşınan, üzerinde âyetler yazılı sancak da kürsünün arkasına konularak dekor tamamlandı.
Artık Sinop Meb'usu Şerif Bey en yaşlı üye olarak kürsüdedir ve kaderin kendisine verdiği tarihî göreve başlamak üzeredir. Bu ihtiyar, sevimli millet temsilcisi ilk Meclis binasının loş, rutubetli ve iki odun sobasıyla ısıtılmaya çalışılan havasında aradan 96 yıl geçmesine rağmen bu gün de duyabilenler için duvarlarda hâlâ yankılanan tiz sesiyle “Bu büyük Meclis'in ikinci başkanı sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin içte ve dışta tam istiklâl için kaderini bizzat eline aldığını ve idare etmeye başladığını bütün cihana ilân ederek Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum” diye konuşmasını tamamladı.
O olağanüstü dönemin olağanüstü Meclis'i ilk günkü çalışmalarını mazbata encümeni seçimiyle bitirdi.
23 Nisan'la ilgili yazılarımıza devam edeceğiz.

KIRŞEHİR'İN İLK TELEFON REHBERİ

Bu hafta sizleri Kırşehir'in 57 yıl önce basılan, benden başka kimsede bulunmadığını sandığım ilk Telefon Rehberi ile tanıştırmak istedim.
1959 yılında Kırşehir Vilâyet Matbaası'nda bastırılan, 13.7x20.3 cm boyutunda, ince kartondan pembe kapaklı, ikinci hamur kâğıda basılmış, kapak hariç 13 yapraklı, yani arkalı önlü 26 sayfalı, üç sayfası boş, üçüncü sayfası lüzumlu telefonlara ayrılmış, diğer sayfalarında 138 abonenin numaralarına yer verilmiş ilk telefon rehberini incelerken Kırşehir'in yakın geçmişi gözlerinizin önünden akıp gidecektir.
Bu arada Kırşehir'de son Telefon Rehberi'nin 2001 yılında Türk Telekom tarafından hazırlanıp bastırıldığını, ilk rehberin bir misli boyutunda olduğunu, ilçeleri de kapsayan 126 sayfadan oluştuğunu ve her sayfası beş sütun olmak üzere binlerce numarayı kapsadığını da hatırlatırım.
İlk olarak A'dan J'ye kadar olan aboneleri verirken hepsi de rahmete kavuşmuş ilk telefon abonesi hemşehrilerimizi saygıyla anıyorum.

1959
PTT
KIRŞEHİR
TELEFON REHBERİ

lk telafon rehberi copy

1959 yılında basılan ilk Telefon Rehberimizin kapağı

----------------------------------

LÜZUMLU TELEFON
NUMARALARI

Yangın 00
Polis 143
Hastahane 17

A
Ahmet Artuk 75
Ahmet Analı 90
Ahmet Uğurlu Kardeşler 112
Akıp Aksaç 28
Akif Bıyıklı 101
Ali Gökbulut 33
Ali Osman Alsoy 106
Ali Köse ve Ortağı 113
Arif Başar 50
Askerlik Şubesi Başkanlığı 96
Askerlik Şubesi Başkanı Evi 141

B

Başar Oteli 38
Belediye Başkanlığı 57
Belediye Doktoru 123
Belediye Elektrik-Su İşleri 92
Birlik Ticarethanesi 21
Bekir Yastıman 145

 

C
Cumhuriyet Müddeiumumîliği 27
Cumhuriyet Müddeiumumîsi Evi 139
Celâl Bıyıklı 108
Cevat Coşkuntuna 117
Cumhuriyet İlkokulu 75
Cumhuriyetçi Millet Partisi 131
Çiftçi Malları Koruma başkanlığı 114

D
Daimî Encümen 136
Defterdarlık 121
Demokrat Parti 71
Devlet Hastahanesi 17
Dündar Anıldı 48

E
Ekinciler Yazıhanesi 136
Ekinciler Un Fabrikası 68
Ekrem Ultav 81
Erkek Sanat Enstitüsü 39
Emniyet Müdürü Makamı 118
Emniyet Müdürü Evi 119
Emniyet Merkez Karakolu 143
Emniyet Oteli 61
Elektrik Santralı 79
Esnaf Dernekleri Birliği 54
Esnaf Kefalet Kooperatifi 13
Etfaiye 100

F
Faik İnal 62

G
Gazi İlkokulu 69
Güven Oteli 19

H
Hakkı Sülükçü ve Ortağı 91
Halit Altınok 55
Halk Bankası 34
Hayri Çopuroğlu Yazıhanesi 78
Hayri Çopuroğlu Evi 30
Hayrettin Öner 95
Hazine Avukatları 125
Hüseyin Baktıroğlu 15
Hüseyin Yavuz 126
Hüseyin Çopuroğlu 59
Hidroelektrik Değirmencilik 46
Hüseyin Köşker 73

I İ J
İnhisarlar Müdürlüğü 41
İbrahim ve Ahmet Ülgen 84
İnönü İlkokulu 94
İsmail Yağız 42