Değerli okuyucularımız, herkese dua ve selam ile yazıma başlıyorum.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde 2001 yılında yola çıkan AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerinden bugüne 22 yıl boyunca iktidarını sürdürerek, bugünlere gelmiştir. Başlarda iyi bir performans ve ileriye dönük iyi bir vizyon sergiledi. Fakat ne zaman ki, ilk önce insan ve insana dair yaralara pansuman olma yolundaki heyecanlı, bitmez ve tükenmez enerjisi, maalesef deklarasyona uğrayıp, kişisel itibar ve gösterişe kayan bir vizyona dönüşmesi, AK Parti yönetiminin parlayan yıldızını sıfıra çekerek, millet nezdinde itibar kaybetmesine neden oldu.

Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana Gazi Meclisimiz, TBMM, hükümet sistemi ile yönetilmiş, yıpranmış, yorulmuş fakat yeni takviye anayasalarıyla güçlendirilip, kurtuluş savaşı boyunca dışta emperyalizme ve ulusal bağımsızlığa kavuşma, içte de saltanata karşı savaşlar vermiştir. Ama gene de millet egemenliğini elinden almamış, Meclis hükümet sistemiyle yola devam ederek, uğruna mücadele verdiği savaş ile saltanata hayır diyerek, Meclis’in şan ve şerefine helal getirmemiştir.

Ama gel gör ki bugün yıllarca ulusal bağımsızlığımızın kazanılması için AMASYA GENELGESİ (TAMİMİ)

ULUSUN BAĞIMSIZLIĞINI, ULUSUN AZİM VE KARARI KURTARACAKTIR

TBMM’nin aldığı ilk kararlarda da EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.

TBMM’nin üstünde hiçbir güç yoktur.

TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.

İşte Cumhuriyetimizin şanlı, şerefli Meclisimizin olmazsa olmazlarından, uğruna savaşlar verdiğimiz, ulusal egemenliğimiz, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi; Türkiye'de 16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan başkanlık tipi hükümet sistemi, kişisel egemenliğe (saltanata) geri dönüş sağlayarak, verdiğimiz mücadele ve Meclis'in itibarına, ulusal egemenliğe, bağımsız kurum ve kuruluşlarımıza ters bir sisteme geçilmesi, bugünkü Türkiye’nin dökülmesi, yara, bere içinde sancılarıyla kıvranıp durması, iyileştirici reformlara gidememesinin en önemli etkeni başkanlık sistemine geçiştir.

Şan ve şerefli Türkiye'min 84 milyon insanı ve ülkemizin yönetimine talip olma yolunda mücadele veren değerli siyasi partilerimiz:

Biz ülkemize, vatanımıza, devletimize, bayrağımıza karşı değiliz. Biz ülkemize yanlış politikalar uygulayan, insanlarımızın yarınlarını çalan zihniyetlerin düşmanıyız. Hiç kimse haktan üstün değildir. Hiçbir yönetimde vatandan daha önemli değildir. Vatan ve milletin selameti için bin parti feda olsun, ama ulusal egemenliğimiz asıl sahiplerine iade edilerek, tarihimize ve Cumhuriyetimize yakışmayan ters olan saltanat egemenliğini, millete dönüş yaparak, Meclis’in itibarını iade edelim.

Saygı ve sevgilerimle.