ÖTEDEN bu yana, sürekli baskı ve dayatmalarla kutuplaştırılan bir toplumun, yandaşlar ve karşıtlar ekseninde ki dengelerinin muazzam bir yer değişimine uğradığını ve içe çekilen bir ülkenin tedirginliği ve huzursuzluğunun tırmanışa geçtiğini görmek mümkün. Kırşehir’de de Haziran ayı içerisinde mecliste yerlerini almaya hazırlanıyor şimdiden aday adayları.

ÖTEDEN bu yana, sürekli baskı ve dayatmalarla kutuplaştırılan bir toplumun, yandaşlar ve karşıtlar ekseninde ki dengelerinin muazzam bir yer değişimine uğradığını ve içe çekilen bir ülkenin tedirginliği ve huzursuzluğunun tırmanışa geçtiğini görmek mümkün.

Kırşehir’de de Haziran ayı içerisinde mecliste yerlerini almaya hazırlanıyor şimdiden aday adayları. Ve kesinleşen adaylıklarında yorgun, bitkin ve tüketilmiş bir toplumun umuduna has bir seçim tavrı koymalılar.
Burada en etkin tavır ülkenin götürülen çıkmazına dair bir tavır mı olacak, yoksa yine kravatlarını bağlayıp halka dönüp sırtlarını kaçarlar mı bilinmez. Yine de yıllardır gelen bu halkı satma hastalığı çok da kolay tedavi edilmese gerek. Adam tavrını, seçim sürecinde elbette köşe yazılarıma, gözlemlerime güncel bir biçimde not düşeceğim.
Ne zaman ki bir iktidar siyasal olarak sembol değişimine uğrasa, yalakaları da o oranda değişime uğrarlar. Makama, yetkiye, paraya, şöhrete ve kravata kavuşan toplumun böcek katmanından gelen sonradan görmelerin esaret ve raysızlıklarıyla bir ülkeyi koşmak, zulmü, kaosu, ayrışmayı, aşağılanmayı, karanlığı ve huzursuzluğu tetikleyen etkenler ki, vebali ağırdır, halkta bu koşulda egemenliği ve varlık gerçekliğiyle hesabını sormalı, diyetini ödetmelidir. Zira bu uğurda yüzüne tükürülesi ve birçok alanda istimal ve ahlaksızlıklarını dinlediğimiz onca asalak var ki, hiçbir zaman kalemime değdirmek istemedim, zira bu halka, bu ülkeye ve bu kente çektirdikleri ağrıyı, aşağılamayı makamı ilk yitirmelerinde yüzlerine tüküreceğim.
Kolay kazanılmamış bir ülkenin evladı olarak, onurum hep şunu emreder; halk için, hak için verilmiş kutsal mücadele elbet bir gün vicdani huzur ödülünü alacaktır. Satmadan, yalakası olmadan görgüsüzlerin, halkın omurgasına basmadan, kadına, çocuklara, barışa ve insan yaşamına saygı duyarak.
Ülke ciddi bir örselenmeden geçiyor. Yandaşlar ile zincirlendi bütün Anadolu. Halkın, ineğinden, koyunundan, tarlasından, tapanından bin bir güçlükle ortaya çıkardığı emeğine üşüştü kargalar. Kimi ara sokaklarda bir biri ardına öldü. Kaç ana yiten oğullarla devrildi. Emekli yüreğini mezarlardan topladı.
Memur sokak tezgahına soyundu. Yabancı bankalar kaç yüz bin metre kare toprağı ipotekledi. Akıllı tahtalar baş tacı, akıllı müdür ve müdüre öğretmenler aklı yetmezlerin altına alındı. Başta SGK kurumu olmak üzere bir çok kurumun yönergesi mevzuat ve kanunundan uzak alakasızlığa koşuyor, idare merkezleri hatip kuşatmaları ile dolu. Yerelden genele, sağlıkta, eğitimde, trafikte, vergide cezai yaptırımlar kasalara dolduruluyor, ardında daha fazla makam hastalığı hırsını çoğaltan yalakaları bırakarak. Bu ülkede bazıları çöplerde ekmek topluyor hala. Bu ülkede gelişen bu çağda, dayı yeğen ilişkileri en popüler ilişki olarak devam ediyor. Korkunun, sinmenin ve yalakalığın duvarları giderek yükseliyor. Yosun tutmuş dişleriyle “bey”lik kazanmışlarla yönetiliyoruz üstelik. Ne çok ölüm oldu, ne çok kayıp, ne çok intihar, ne çok işsizlik, ne çok bağıran baba, ölen ağaç, kapatılan aydın, düşürülen eğitim, tökezletilen bürokrasi ve yaramazların, aymazların sayısı da giderek yükseliyor. Böyle sıkışmış bir köşe de, uzatıp derdini, ağrısını bu ülkenin, bu halkın hangisini yazayım.
Şunu söylüyorum, Mustafa Kemal’e ve kazanılmış bir cumhuriyete kadar ilişmişse karanlık, satmışsa böyle bir kuşatma da onurunu, kişiliklerini, haysiyetlerini beş kuruşa, ihaleye, makama, korkuya perişanlar, bilin istedim ve kaldırıp başınızı bakın, bu halk sizin halkınız. Onurunuz, namusunuz, dininiz, imanınız.
Tedirgin ve huzursuzlar artık. Yitirmedikleri ne kaldı?
Bu halk kaygılı artık. Yoruldu ve tükendi.
Bu seçimde endişelerini sırtlayıp gelmiş bir halk ile karşı karşıyasınız. Yandaş ve yalakaların ülke siyasetindeki tirajı düşüyor.
Gayrı, ülkesine ve geleceğine sahip çıkacak bir halkın homurtusu geliyor. Bu ülkede Amerika’nın ve İngiliz istihbaratının bir diğer planı olan Ortadoğu’daki mevcutları zirvelerden götürme hazırlığı ne yazık ki başlıyor ve başlayacak.
Bu halk yorgun, ey muhalefette yorganın altına saklananlar! Sanmayın bu unutulası bir ağrı. Sanmayın vebal küçük bir ölçü. Sanmayın bu dünyanın öteki tarafında sizi atlarınızla, yatlarınızla, villalarınızla, makamınızla karşılarlar.
Her gecenin bir sabahı var. Bu kadar ağır ve acımasız bir şekilde, bu güzelim ülkeyi, bu sarılası halkı kaynar sulara atmayın. Bu seçimde hiç değil halkın tedirginlik ve huzursuzluğunu görün,
Halkınızı, vatanınızı hırsınız uğruna satmayın!..