İkinci Dünya Savaşı öncesinden itibaren ABD’nin savaşa girmek için fırsat kolladığını, bahanenin de Pearlharbour baskını olduğunu ve Japonları da onların kışkırttığını düşünüyorum. Tıpkı 11 Eylül saldırıları gibi.

Bunun bence bir kaç sebebi var.

Birincisi savaşın çıkması, ABD'nin başta silah sanayi olmak üzere, bir çok alanda ihracata ihtiyaç duyması idi. Belki de daha önemlisi batılı ülkeleri hakimiyetine sokmak ve onları güvenlik şemsiyesi altına alma bahanesi ile batının liderliğine yükselmek.

Birinci Dünya Savaşı ABD’ye fazla bir kazanç sağlamamıştı. Diğer yandan Rusya'nın yeni düşman olarak ortaya çıkmasına müsaade ederek, batıyı gözlerine ışık tutulmuş tavşana döndürmek, Avrupa’da askeri üsleri konuşlandırmak için bulunmaz nimetti.

Diğer yandan hem Japonya'yı dize getirmek, hem bu müthiş üretken ülkeyi her ne bahasına olursa olsun yanına çekmek, hem alman bilgilerinin icadı olan ve üzerine kondukları atom bombasını denemek imkanı çok çekici gelmiş olmalı.

Hitler'en büyük hatası Rusya'ya saldırmak olarak tarif edilebilir. Saldırmak yerine doğu Avrupa'yı onlara bırakıp, Polonya, Avusturya, Çekoslovakya ile yetinebilseydi sanırım tarih başka türlü yazılabilirdi.

O takdirde belki de atom bombası Japonya'ya da değil Sovyet Rusya da denenirdi.11 Eylül olayları ile nasıl orta doğuya el koyup, Suudiler başta olmak üzere inanılmaz bedellerle her türlü silah satışı anlaşması yapmayı becerdi ise, şimdi de Ukrayna üzerinden tüm batıyı silahlandırdığı gibi bir de Rusya'yı ekonomik olarak çökertme çok cazip gelmiştir diye düşünüyorum. Hele bütün bunların bedelini karşılıksız, dolar basarak karşılama ve batıyı arkasından sürükleme becerisi şayanı takdir sayılabilinir.