Altmışlı, yetmişli, seksenli yılları çok bilmem. Doksanları hatırlarım, doksanlı yılların kadınlarını… Sabahın alacakaranlığında, bir traktörün römorkünde tarlaya giden ırgatlık yapan kadınları bilirim. Sarı sıcağın altında akşama kadar çapa yapan; sebze toplayan, mercimek, nohut yolan emekçileri... Öğle paydosunda yufka ekmeğin arasına peynir, süzme yoğurt düren, karpuz ekmekle karınlarını doyuran gürbüz kadınları bilirim. Karınları azıcık doyunca çavuşun gür sesi "Haydi! De haydi! Yeter bu kadar dinlendiğiniz. Kalkın gayri!" sözü ile sıcakta ılımış suyu kana kana içen, sonra da beli, çapayı eline alıp işe koyulan işçimen kadınları bilirim.

                Kiminin karnında bebesi, kiminin yanında... Tarlada yavrusunu uyutan, ağaç arkasına saklanıp kuzusunu emziren, bir yandan beşik sallayıp bir yandan iş gören... Sızlanmayan sırtlanan... Dertlenmeyen derdi çileyi kucaklayan anaları bilirim.

                Ayaklarında kara lastik, bacaklarında çiçekli şalvar, sırtlarında rengi güneşten bozarmış penye bluz, başlarında oyalı yazma... Kavurucu sıcakta yüzleri kapkara kesilmiş. Dudakları kavrulmuş, ellerinin üstü çatır çatır çatlamış, içi ise nasır bağlamış yiğit kadınları bilirim.

                Koyun güttü, inek otlattı kadın. Süt sağdı; yoğurt, peynir, yağ yaptı kadın. Gübrelerden kasnak kesti, yapma yaptı kadın. Kovaları taşıdı, çuvalları sırtladı, ot çekti, saman doldurdu, tarla sürdü, ekin ekti kadın.

                Yıllar geçti, peki kadının hayatında neler değişti?

                Giydi beyaz önlüğü, taktı kulağına steteskopu, aldı eline neşteri... Doktor oldu kadın. Hastalara şifa dağıttı.

                Giydi eteğini ceketi, aldı eline tepeşiri, geçti kara tahtanın başına... Öğretmen oldu kadın. Eğitim verdi. Sevgiyi öğretti çocuklarımıza...

                Giydi tulumu, taktı bareti başına, aldı eline kumpası, istüpünü, geçti makinaların başına... Mühendis oldu kadın. Makina tasarladı, tamir yaptı, bakım yaptı...

                Giydi lacivert önlüğü, taktı başına bonesini, şapkasını, geçti tezgahın başına... İşçi oldu kadın… Çalıştı atölyede, fabrikada. Çırak oldu, kalfa oldu, usta oldu.

                Çalışma mekanları değişti. İş kıyafetleri değişti. Meslek adları değişti. Ama kadın hep çalıştı. Hep üretti. Alın teri döktü. Terledi. Yoruldu. Emeğini hiç esirgemedi  kadın.

                Yuvasını kuran dişi kuş oldu. Ana oldu yavrusunu sardı sarmaladı, büyüttü. Gelin oldu, büyüklerine hizmet etti. Kadın; fedakarlığı, cevahirliği, yamanlığı hiç bırakmadı. Kadın hayata hep sımsıkı sarıldı. Saçını süpürge etti. Süpürge çöplerinden yuva kurdu. Eşi için, çocukları için gecesini gündüzüne kattı.

                Kadın: Emektir. Kadın: Emekçidir. Adı, statüsü olan ya da olmayan tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum. Çalışmaya, üretmeye, mücadele etmeye devam... Kucak dolusu sevgilerimle...

                Ya toprak ol

                Ya da su

                Sakın ateş olma