VURUN ABALIYA BU günlerde Kırşehir’de yaklaşık on dört bin vatandaşımızın geçtiğimiz yıllarda banka kredisi ile ev alanların maruz kaldığı cezalar konuşulmaktadır. Özellikle işçi, memur, emekli kesimi beklemediği bir anda Kırşehir Defterdarlığından gelen “ vergi borcunuzu görüşmek üzere  defterdarlığa gelmeniz gerekiyor” tebligatını posta kutusunda veya kapısını önünde buluyor.

VURUN ABALIYA

BU günlerde Kırşehir’de yaklaşık on dört bin vatandaşımızın geçtiğimiz yıllarda banka kredisi ile ev alanların maruz kaldığı cezalar konuşulmaktadır. Özellikle işçi, memur, emekli kesimi beklemediği bir anda Kırşehir Defterdarlığından gelen “ vergi borcunuzu görüşmek üzere  defterdarlığa gelmeniz gerekiyor” tebligatını posta kutusunda veya kapısını önünde buluyor.
Tabii ki  vatandaşlarımız başına gelecekten habersiz “benim ne vergi borcum var?” diyerek kafasında geçmişi irdeliyor, düşünüyor, taşınıyor ama aklına bir şey gelmiyor, uyku uyumadan sabahı ediyor, ertesi gün Kırşehir Defterdarlığının yolunu tutuyor, ilgili memurlarla konuştuktan sonra öğreniyor ki beş sene önce banka kredisi ile aldığı ev için eksik beyan da bulunulduğundan ana para, ceza ve faiz üçgeninden oluşan borçla karşılaşıyor.
Vatandaşa görüşmek için gün veriliyor, vatandaş o gün Kırşehir Defterdarlığı’na tekrar gidiyor bu kez uzlaşma için bir tarih veriliyor, vatandaş o tarihte tekrar Kırşehir Defterdarlığı’na gidiyor, uzlaşma kuruluna giriyor, kendisine ana para ve cezası söylendikten sonra cezanın bir bölümü siliniyor ve üst kata tarama servisine gidin diyorlar.
Vatandaş başına geleceklerden habersiz silinen cezaya sevinerek tarama bölümüne gidiyor. Orada kendisine geriye dönük faizler uygulanarak borç semeriyle sekseni bulunca yüzünde bir ekşime meydana geliyor ve bu parayı nasıl ödeyeceğini kara, kara düşünüyor.
Bu durum sadece Kırşehir’le ilgili değil, Türkiye genelinde olan bir uygulama olduğu gibi. Kırşehir Defterdarlığı’nda çalışıp ta banka kredisi ile ev alan memur arkadaşlarımızda aynı durumda olduklarını belirtmek istiyorum.
Yıllar önce banka kredisi ile ev alarak sevinen vatandaşımızın sevinci kursağında kalıyor, ev aldığına pişman oluyor. Bu durum Kırşehir Defterdarlığı’ndaki  yetkililere sorulduğunda “tapu da fiyat çok düşük gösterilmiş, siz tapuyu imzalarken fiyatına bakmadan mı imzalıyorsunuz?” gibi anlamsız, manasız cevap veriliyor.
Acaba okumuş, yazmış mürekkep yalamış olsun veya olmasın yüz bin liraya, yüz otuz bin liraya veya başka rakamlara ev alan  hangi vatandaşın aklına aldığı evin  tapusunda iki bin lira, beş bin lira yazdığı  gelir? Bunu düşünmek abest olur.
Bu durum belediye yetkililerine sorulduğunda inşaat halinde olan ve inşaatı tamamlanmamış, kat mülkiyeti tapusu alınmamış binaların kanunen arsa kabul edildiği, bu nedenle kat ittifakı tapularında arsa parası gösterildiği, binanın bittiği zaman müteahhitlerin en kısa sürede kat mülkiyeti tapularını  almalarını gerektiğini, bunun için belediye imar servisine müracaat ederek binanın bittiğini beyan edip,belediye yetkililerinin binayı kontrol ederek yapılması gereken işlerin yapıldığını tespit edip, belediyeye ödenmesi gereken harçlar ödendikten sonra olayın tapu ile müteahhitler  arasında olduğunu söylerken müteahhitler belediyeyi sorumlu tutuyor. Tapu Müdürlüğü şimdilik sessiz kalıyor.
Olan vatandaşa oluyor.

*         *        *
Bir diğer konu da  iki aydır ev telefonu ve internet faturasını ödemek için ödeme noktalarına gittiğimde bir lira fazla para aldılar. Bunun sebebini sorduğumda “burada işlem yapıyoruz ya ona para alıyoruz!” diyorlar.
Ne demeli bu uygulamaya!
Muhteremler ellerine faturayı alıyorlar, bilgisayar tuşlarına basıyorlar, dekontu çıkarıyor, parayı alıyor, üzerini veriyor, işlem adı altında bir lira fazla para alıyorlar ve vatandaş buna sessiz kalıyor.
Eğer bu uygulamayı Kırşehir Belediyesi yapsa vatandaş Belediye binasını yıkar, memura hakaret eder. Hani seçimlerde oy veriyor ya Belediye’yi satın aldığını düşünüyor!
Ne hikmetse buralara ses çıkarmıyorlar.
Vatandaş telefon ve internet kullanmasa o bayilikler açılabilir mi?
Burada vatandaşın tepkisini göstermesi gerekiyor. Gerekirse internet ve telefon hatlarını iptal ettirmelidirler, o şirketler vatandaşa muhtaç, vatandaş onlara değil bırakın onlar vatandaşa yalvarsınlar.
Evet, vurun bakalım abalıya!
Ne zamana kadar vuracaksınız, ne zamana kadar soyacaksınız, vatandaşın sırtından ne kadar para kazanacaksınız bilmiyorum. Bir Allah’ın kulu da bu abest duruma dur demiyor herkes halinden memnun.
Bankalar her türlü soyuyor, telefon firmaları bir başka türlü soyuyor, elektrik, doğal gaz okuma, açma kapama parası adı altında soyuyor. Utanmasalar ayak bastı parası alacaklar!
Nasıl olsa böylesine kuzu gibi bir toplumu bulamazsınız, soyabildiğiniz kadar soyun vatandaşı, vurun abalıya vurabildiğiniz kadar.