Şehit haberleri, terör olayları. Bizler bu acı haberlere üzülürken karşımıza şimdi de otobüs kazası çıktı.

Şehit haberleri, terör olayları. Bizler bu acı haberlere üzülürken karşımıza şimdi de otobüs kazası çıktı. Gün geçmiyor ki Kırşehir’de üzücü olaylar yaşanmasın, gözümüzden yaş çıkmasın. Sanki Kırşehir’in üzerinde karabulutlar, karabasanlar dolaşıyor.
Yıllardır şehirler arası ulaşım alanında Kırşehir’e hizmet eden ilimizin bir köklü firmasına ait yolcu otobüsü sebebi kar ve gizli buzlanma olarak gösterilen kazada devrilerek yedi vatandaşımız hayatını kaybetmiş, yirmi yedi vatandaşımızda yaralanmıştır.
Kırşehir üzülmesin, Kırşehir ağlamasında kimler ağlasın?
Bir gün olmasa, öbür gün şehit haberi, kaza haberi. Hayatını kaybedenler akrabamız, tanıdığımız, arkadaşımız, alışveriş yaptığımız esnafımız ve okula giden öğrencilerimiz. Nasıl üzülmesin, nasıl ağlamasın Kırşehir?
Burada kazada devrilen otobüsün şoförüne, firmasına suçlayıcı söylemlerde bulunmak haddimiz değil. Kırşehir’e ait köklü iki otobüs firmalarımız çalıştırdıkları personelle, sigortasıyla, vergisiyle yemeğiyle onlarca kişi çalıştırarak istihdama katkıda bulunmakta olup, ilimize okullar, camiler yaptırmışlar, Ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine gıda, giyecek yardımı yaparak yardımına koşmuşlardır. Kırşehirspor’a sahip çıkarak başkanlığını yapmışlar, deplasmana otobüs vermişlerdir. Tüm bunlara eyvallah diyor, inkâr etmiyoruz.
Ancak ilimizin iki köklü firmaları otobüslerinde modernizasyona gitmeyi, yenilemeyi, tecrübeli şoför, kaliteli personel çalıştırmayı, kaliteli hizmet vermeyi hiç düşünmediler. “Bizim güvencemizdesiniz” dediler, kendileri hiç güven vermediler, Kırşehirli hemşerilerine değer vererek kaliteli hizmet yerine kazanmanın, daha çok kazanmanın hesabını yaptılar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu, Osman Gazi’nin kayın babası Kırşehirli Şeyh Edebalı’nın “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” sözüne aykırı hareket ettiler. Ahiliğin başkenti olan Kırşehir’de Ahiliğin temel prensiplerine uymadılar.
Yıllardır eski arabalarla hizmet vermeye çalıştılar, otobüsler yolda arızalandı, yandı umursamadılar, çalıştırdıkları şoförlerin yaşam tarzını, konuşma üslubunu, kültürünü, ahlakını, alkol kullanıp kullanmadığını araştırmadılar. Sokakta gezenleri muavin yaptılar.
Son birkaç yıldır olmuyor ama geçmiş yıllarda otobüste boş koltuk yokken dahi aralara ayakta yolcu alarak vatandaşı sıkış, tepiş götüren şoförlere göz yumdular. Şoförlere, muavinlere tatmin edici ücret vermediler. Yenilik adı altında dökülen, eski arabaları boyadılar, renk değiştirdiler, koltukların birini sökerek 2+1 yaptırdılar, şehirler arası yola devam ettirdiler.
Tüm bu olumsuz koşullar gelecek olan acı haberlerin sinyalini verdi ama firmalarımız ciddiye almadılar. “Ölen ölür, kalan sağlar bize yeter” dediler. Hal böyle olunca Kırşehir insanı da çareyi diğer firmalara gitmekle buldu.
Kırşehir’in köklü firmalarında durum bu iken Kırşehir’in havasından mıdır, suyundan mıdır, ekmeğinden midir, toprağından mıdır nedir bilemiyoruz ama Kırşehir’e sonradan gelerek hizmet vermeye başlayan firmalarda da durum iç açıcı değil. Bu firmalar da “yeni testinin suyu soğuk olur” misali hizmete başladıkları ilk günlerde kaliteli, konforlu otobüsleri getirdiler, ama müşteri tuttuktan sonra eski otobüsleri devreye soktular.
Bundan 4-5 ay önce ablamla, yeğenimin Kırşehir’den Adana’ya giderken Adana yolunda yanan otobüste canlarını zor kurtardıklarını biliyorum. Yani bu firmalar da dökülüyor.
Oysa Kırşehir insanı kaliteli hizmet, konforlu ve güvenilir otobüs ve gideceği şehre rahat, kazasız, belasız ve sağ olarak gitmekten başka bir şey istemektedir.
“Efendim kaza bu olur Allah’ın taktiri böyleymiş, vadesi yetmiş” demekle de iş olmuyor. Yaratan kuluna tedbir senden, taktir benden” diyor. Firmalar tedbirini almak zorundalar.
Bu nedenle ilimizin köklü firmaları başta olmak üzere Kırşehir’de faaliyet gösteren diğer otobüs firmalarının kendilerine çeki düzen vermeleri, Kırşehir’e, Kırşehir insanına değer vererek yeni, konforlu otobüslerle, kaliteli personellerle, tecrübeli şoförlerle, muavinlerle hizmet vermeleri, çağın gerektirdiği modernizasyona ayak uydurmaları, çalıştırdıkları personellere belirli kriter koymaları, şoförlerin en az on yıl otobüs kullanmış ve en az lise mezunu olmalarına, muavinlerin de aynı şekilde lise mezunundan aşağı olmaması ve tecrübeli olmasına özen gösterilmelidir.
Yazıhanelerinde çalıştırdıkları personeller bilet verirken tanıdıklarına ön koltuklardan yer verirken, tanımadıklarına arka koltuklardan yer vermemelidirler. Buralarda en az iki yıllık üniversite mezunu halkla ilişkiler konusunda tecrübeli, güler yüzlü, hitap şekli düzgün personelleri çalıştırmaları doğru kriterlerdendir.
Aksi taktirde Allah korusun bu kazalara benzer çok kazalara şahit olur tanıdıklarımızı ve yakınlarımızı kaybederiz.
Sadece bilet satılan yazıhanelerin görünüm olarak konforlu olması ve hizmet adı altında otobüslerde çay, kek, kahve, soğuk içecekler ikram edilmesi yeterli olmamaktadır.
Son olarak otobüs kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve ilgili otobüs firmasına baş sağlığı diliyor, yaralılarımıza Allah şifa versin diyorum.