Bu şehirde kimse kendi çıkarı menfaati için hiçbir kurumu kuruluşu zan altında bırakamaz.
Gel gör ki bir bakıyorsunuz insanlar kurum kuruluşlar asli görevlerini bırakmış aba altından birilerine sopa gösteriyor. Kamuoyunu meşgul ederek, yanlış yaparak bu şehrin kaderiyle, geleceği ile oynuyor.
Elbette herkes kendi menfaatini düşünebilir. Fakat Kırşehirimizin ve insanlarımızın menfaati bence her şeyin önünde olmalıdır. Ben dahil yerel basında yazan bütün arkadaşlarımız bu şehrin ihtiyaçlarını kısmen veya dolaylı bir şekilde dile getiriyor.
Bu konuları hizmet ehli, şehrimize hizmete talip atanmışımız seçilmişimize duyurmaya çalışıyorlar. Fakat onlar duymuyor gayleye bile almıyorlar. Boş vermişlik ve devletimin zorunlu yapması gereken hizmetlere veyahut çevre illerimizin kendisi adına yaptığı projelere sahip çıkarak, bu projeler üzerinde poz vererek, sanki zati şahaneleri bu hizmetlerde emek sarf etmiş algısı oluşturmaları, inanın kendilerinin egolarını tatminden öteye gitmiyor.
Yazık oluyor bu şehre, yazık oluyor bu şehirde yaşayan insanıma.
Bugün “memleket sevdalısıyım!” diyenler bu memleketin sayesinde bir makam işgal edenler bir bütün olarak, bu şehri savunma sanayinde teşvikli il olması için çaba sarf edilse ilimizin coğrafi yapısı buna çok uygun olması avantajını da kullanarak, bu karar aldırılsa şehrimiz insanımız için kötü mü olur?
Mükemmellik ne demek, mükemmelin mükemmeli olur. Fakat kim yapacak? Elbette ben yapacak değilim tabi. Şehrimizin sanayileşme alt yapı için bir ARGE lazım ve bu konuyu hedefine koyan siyasiler ve atanmışlarımız sivil toplum kuruluşlarımız kısaca şehrimiz ve insanımız inanmışlık lazım. Hedef zor görül bilir, fakat asla erin gençlik göstermeden adım adım hedefe inançlı adımlarla yürümek lazım.
Biz önce Petlas’ın, Organize Sanayi Bölgesi ile birleşmesini, demiryolu yolunu, hava alanı yolunu , Çevre Yolunu, ilimizin denizlerle olan bağlantı yollarını iyileştirerek (Mersin-Samsun) şehrimizi liman görevi görmesinin sağlanması gibi konularda çaba sarf etmemiz, hatta büyük hangarlara sahip alanlar oluşturarak lojistik dağıtım merkezi konumuna gelmeliyiz. Bunu teşvik etmek konusunda çalışma alanlar oluşturmalıyız.
Belki birileri bana “Fazla hayal kuruyorsun!” diyenler olacaktır. Her yapılması gereken işler hayallerle olur. Neden ilimiz ulaşım sorunlarını ve yapılması gereken yatırımları alıp lojistik merkez haline gelmesin? Bunun ne engeli olabilir, yeter ki isteyelim, istediğimiz her yatırımı projelendirip takibi sağlayalım.
Kafamızı kuma gömersek bu şehir asla yatırım alamaz. Bizler il olarak ARGE çalışmalarımızı yapıp hazırlamalıyız. Şehrimizin hayvancılık konusunda önemine binaen kesinlikle Hayvan Organize Sanayimizin oluşumunu sağlamalıyız. Şehrimizde oluşan mezbelelik görüntülere ve gelecekte büyük sıkıntılar oluşumuna çözüm için çalışmalar yapmak mecburiyetindeyiz. Devletimizin teşvik ettiği her oluşumun içerisinde olarak bu şehrin kalkınmasına işsizlik konusuna, çareler olacak her işi bilerek kararlı adımlarla yürümeliyiz, buna mecburuz.
Atalarımızın kanları ile bize emanet ettikleri bu vatan topraklarını biz onların evlatları olarak, onların kanla başardıklarını bizler ekonomide başararak ülkemize insanımıza şehrimize faydalı yatırımlar, yaparak onlara olan vefamızı göstermek mecburiyetindeyiz .
Çalışarak akıl ve bilimle bunu sağlayarak, Ahi Evran Üniversitemizin yapmış olduğu kalkınma amaçlı projeleri sonuna kadar destekleyerek gururdan, kibirden uzaklaşarak sen-ben çekişmeleri yapmadan, liyakate önem vererek “şehrim, insanım kazansın” amacının dışında menfaat düşünmeden, ekmeği ekmekçiden almak, işinin ehli insanlara önem vermek, liyakat ehli insanların arkasından dedikodu yapanlara asla müsaade etmeden, bu şehirde, insanımda ülkemde benim demeliyiz ki kazanalım.
Bu ilin kazancı sayın Valimizle ve seçilmişlerimizle, atanmışlarımızla olur. Bizler şahsımıza değil, şehrimiz için isteyeceğiz. Bu ilin temsil makamında olanlarda yapmak için çaba sarf edecekler.
Haydi o zaman her bir olumsuz düşünceyi bir kenara bırakıp ortaya karışık olalım, içimizde her lezzetten olsun, tatmak isteyen bizi şehrimizi tatsın, tadı damağında kalsın, asırlar geçse de bizi unutmasın ki şehrimiz kazansın insanımız kazansın. Yeter ki “Bu şehirde benim eserim var” diyenlerimizin sayısı çok olsun… Yeter ki bu şehri sevelim
Biz söyledik yazdık, bir umutla, hayalle gerisi size kaldı. Memleketimin adına temsil makamında oturanlar, bakalım Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler…
Unutmak, unutulmak asla bu şehrin kaderi olmamalı…