Sevgiyle, şefkatle uzun uzun dokunmak anlamında kullanıldığı gibi, arzuları doğrultusunda gitmek, hoşnut etmek, taltif etmek olarak da bilinir.

         Mecazi anlamda ise; hafifçe dövmek, yola getirmek...

         Bazen isteyerek veya elimizde olmadan hatalar yaparız. Hata yapanı hemen azarlamak, aşağısımak hiç de hoş bir şey olmasa gerek. Öncelikle hatanın neden yapıldığını iyi araştırmalı. Sonra hata yapanı tatlı bir dille uyarmalıyız.

          "Dikenli dille gönül alınmaz."

          İnsanları güzel sözlerle uyarmamız gerekirken neden azarlarız

         Hani teşbihte hata olmaz bir hayvan düşünün ele avuca sığmıyor, gelene giden tos vurmaya kalkıyor. Bunu sopa ile ıslah etmek ne mümkün?

         Bir ahıra hayvanları tımar etmek için girersiniz, kaşağının ucu keskinse, hayvan size tos vurmaya kalkar. Çünkü canı acımıştır. Eğer elinizdeki kaşağının dişlerini sert bir yere vurarak keskinliğini alırda kaşağı yapmaya giderseniz o hayvan bile kendisini kaşıyacağı için size yaklaşır ve sırtını size sürmeye başlar.

          "Ata kibirli binen, eve yaya gider !!"

          Bineceğiniz at ister yarış atı osun, isterse normal koşulan bir hayvan. Onlarında bir gururu var. Sizi istediğiniz bir hedefe tez yetiştirmek isteyen bir atı aşağılar ve burun kıvırırsanız, bindiğiniz o at sizi istediğiniz yere götürmez. Ya üzerinden atar, ya da sizin hedeflediğiniz yere götürmez.

          İnsanlar hayat arkadaşını daima yüceltmeli, onun ruhunu okşamalı, onu güzel sözlerle taltif etmeli.

          "İnsan sevme hissini israf etmemeli, kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli."

          İnsanları yalan söyleyerek kandırıp, sonradan da gönül almaya çalışmak hoş olan bir şey değildir. Kaş yaparken göz çıkarırsınız. Güven kaybedersiniz.

          İnsan eş ve çocuklarını sevmeli. Onları bir araç gibi kullanmamalı. Onlar yaşamımıza hayat veren kutsal canlılardır.

          "Sevginin ne bir bedene ihtiyacı vardır, ne de bir nedene.

          Sevginin bir yüreğe ihtiyacı vardır, bir de kıymet bilene."

          Sevginin ne demek olduğunu bilmezsek, ne kadar okşayıcı sözler söylesek te fayda elde edemeyiz. Sevgi güzel sözdür, dilinde değil yüreğinde olanlara. Okşamasını gönül almasını bilenlere.

          Tolstoy der ki:

          "Kalbin yetmiyorsa, seveceğin insanı yorma. Cesaretin yoksa, yürüyemeyeceğin yola çıkma.

          Bir insan kalpten sevmeli. Okşamasını bilmeli. En güzel dil tatlı dildir. Somurtarak, insanları küçük görerek bir yere varılmaz.

          "Sadece şefkat iyileştiricidir. Çünkü insanın içindeki tüm hastalıklar, sevginin eksikliğinden kaynaklanır."

          Kibir bele bağlanmış taş gibidir onunla ne yüzülür, ne uçulur. Bunun içindir ki konuşurken okşayarak iş yaptırırken okşayıcı sözler sarf ederek hareket edelim. Kibirlenmek, böbürlenmek, kendini olduğundan fazla göstermek zayıf kişilerin duygusudur.

          Hep okşayıcı sözler söyleyip, duymanız dileği ile saygılarımı sunuyorum. Hoş kalın... Hoşça kalın...