Cumhuriyet tarihinden bugüne Kırşehir onlarca milletvekili seçti, kimisi hayatta, kimisi rahmeti rahmana kavuştu, kimisinin ismi hala sohbetlerde günlük toplantılarda konuşulurken, kimisinin kim olduğu hatırlanmıyor bile… Ne acı değil mi onca yıl bu ili temsil et, daha sonra gelen nesil seni tanımasın! Hatta bu şehirde hiç bir tane kan bağın olan insan olmasın. Benim yaşım elliyi çoktan geçti, sadece KIRŞEHİR’i ilgilendiren devlet nezdinde çıkarılmış bir kanun okumadım, okuyan varsa hatırlayan varsa lütfen gazetemiz yazı işlerine bir bildiri versin.

Cumhuriyet tarihinden bugüne Kırşehir onlarca milletvekili seçti, kimisi hayatta, kimisi rahmeti rahmana kavuştu, kimisinin ismi hala sohbetlerde günlük toplantılarda konuşulurken, kimisinin kim olduğu hatırlanmıyor bile…
Ne acı değil mi onca yıl bu ili temsil et, daha sonra gelen nesil seni tanımasın! Hatta bu şehirde hiç bir tane kan bağın olan insan olmasın.
Benim yaşım elliyi çoktan geçti, sadece KIRŞEHİR’i ilgilendiren devlet nezdinde çıkarılmış bir kanun okumadım, okuyan varsa hatırlayan varsa lütfen gazetemiz yazı işlerine bir bildiri versin. İl iken, ilçe yapılması ve 1957 yılında tekrar il olması hariç biz de bilelim ne olduğunu…
Ağzımız açtığımızda herkesten çok severiz Kırşehir’i ve insanımızı!.
Gel gör ki iş icraata dönünce hiç kimseyi bulamayız karşımızda. Sadece kullanılacağın zaman senin kapın çalınır, senin çok büyük insan olduğun hatırlanır, buna da ahde vefasızlık denir.
Benim dilimde, bizler vefasız olduk, ya karşımızda bizim seçtiklerimiz çok mu vefalı? Onlar bu il sayesinde aldıkları maaşla o kadar güzel yaşıyorlar ki ne yapsın senin cenazeni, düğününü hastalığını!
Sen onlara seneler sonra bir gün lazım olacaksın, o zaman gelmeden kısa bir süre camilerde vakit namazlarında büyük etkinliklerde, bir de aday olacağın partinin ileri gelenleri ile belirli günlerde bir araya gelince her şey tamamdır nasıl olsa!
Gerisi boş laf ve kuru gürültüden başka bir şey değil! Çünkü senin önüne getiriliyor ve aday gösteriliyor! Seçmen olarak bizim bir tercih ve seçeneğin yok ki!
Büyük ağlar ne söylerse o olacak, sana sadece sandıkta açık oy vermen düşecek!
Birilerine göre öyle olabilir her şey nasılsa. Fakat bana göre asla böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değil.
Benim kafamda oluşturduğum milletvekili profili nasıl derseniz kısaca özetleyeyim.
Bir kere milletvekili her şeyden önce toplum psikolojisini çok iyi bilecek, şehri için akıl almayacak, devlet destekli projeler geliştirecek, genel başkanının kapısının adeta kilidi olacak, kapısından ayrılmayacak, onunla hem hal olup, şehri adına yapılabilecek her yatırımı anlatacak, yapılabilecek yatırımları ilmek, ilmek işleyip icraata dökülmesi için çaba sarf ederken şehrindeki atanmışı, seçilmişleri, sivil inisiyatifi harekete geçirip adeta bir harekat planı oluşturup, üst akıl olup, onları yönlendirecek.
Esnaf ti niyetine sahip olup aklına koyduğunu çekinmeden, konuşacak, yatırımların çıkartılması gereken kanunların yapılması için şehrini insanını harekata hazır bir askeri birlik gibi tutacak ve seçildiği il için ihtiyaç olan mağduriyete sebep olan kanunların hazırlanmasını sağlayabilecek, “Ben bu şehrin hizmetkarı, bu şehrin insanlarının ağbisi, babasıyım” diyecek, partili-partisiz herkesi kucaklayacak, kapısı ve gönlü açık olacak, kimseye önyargı ile bakmayacak, partizanlık yapmayacak.
Arkasında iş için dolaşan insanların umudu olup, adeta devlet hizmet birimlerinde bakanlıkların içerisinde bir eleman olacak, kısaca devletinin her kademesini her kurumunu tanıyacak, onlarla beraber şehrinin beklentilerine çözüm arayacak.
“Ben bu şehrin ve insanının her sorununa varım” diyecek, gerçek mağdurların, mağduriyetine yüzeysel değil, kalbi bedeni ile yürüyecek, bir değil on binlere derman olacak, düzenlemelere, yatırımlara akıl olacak, danışmanları akil insanlardan akademik kariyerli proje üreten, uygulanması için kamuoyu oluşturabilecek kabiliyet te, seçildiği ilin kalkınması için sunulan dosyaları üç gün sonra çöpe atıp sorulduğunda “bulamadım, tekrar verebilir misiniz!” demeyecek.
İhanet içinde değil, kendine hısım akrabasına partilisine hizmet etmek için seçilmiş gibi görmeyecek, yapmadığı, yapamadığı bir iş, bir görev için “ben yaptım” havasına girip göz boyamayacak, yapılması gereken ufacık ta olsa bir iş için bilgi isteyip ardından ne oldu demeden insanların karşına geçip sırıtmayacak, insanların zor anında yanında olacak.
Zaten milletvekilliği ile kazandığı ve ölünceye kadar faydalanacağı imkanların fazlasını isteyip yalancı, ihaleci rant peşinde koşmadan seçildiği ili iyi tanıyıp, onun ihtiyaçlarını çok iyi bilen yatırımcının yanında olan, ilin menfaatini kendisinin ve üç beş yalamanın üzerinde tutan, toplumun memnuniyetinden memnun olan taşıdığı vasıflarla İNSANI KÂMİL olan herkesin halini bilip anlayan KIRŞEHİR’İN kültürüne, sanayicisine, esnafına, çiftçisine, insanına, devlet imkanları, özel sektöre yaptığı yatırımlar ile adını bu şehrin aklına kazıyacak.
Ben böyle milletvekili görmek istiyorum. Yoksa günü kurtaran, cek-caklarla milleti uyutan, halka tepeden bakan, görevi bittikten sonra unutulan, kimsenin hatırlamadığı, iyilikle, hayır dua ile anılmayan milletvekili istemiyorum. Tabi ben ve benim gibi düşünen Kırşehirliler de…
Ama milletvekilliği döneminde yan gelip yatan, Kırşehir’in beklentilerini karşılamayan, Kırşehir’e bir tek çivi çakmayan, Kırşehirlilerin sorununu çözüp, onların hayır duasını alamayan ve bu nedenle Kırşehir’e, hemşehrilerinin yüzüne bakamayan nice milletvekili var. Tabi bunları burada tek tek yazıp rencide etmek istemem. Ama araştıran bunları bulur.
Sadece hayatını garanti altına alan, her ay binlerce lira maaşla mutlu olacağını düşünüp milletvekili olmak isteyen varsa devam etsinler! Çünkü ben bunlara diyecek bir şey bulamıyorum.
“AKIL, AHLÂK İLE ÇALIŞIP BİZİ GEÇEN BİZDENDİR” sözüne uyanlarla çalışmak dileği ile her şeyimiz Kırşehir adına iyi olsun diyorum…