Abla, ablacığım, bir bak ne olur, bir gör şu tatlığı!..Ayy kıyamam ona ben, nasıl bir duruş o! nasıl bir hal yahu! ..

Yok olmaz, bırakmayın siz de onu..oy yavrum, dur şimdi geliyorum.. Seni bu yağmurda hiç umursamayanlardan olmayacağım, dedi Elif..

Aaa Elif.. kardeşim .nereye demem ile daire kapısının bir anda hızlıca çarpma sesini duymam aynı dakikalar içinde olmuştu..

İnanamıyordum şimdi, bu kız koşarak nereye gitmişti..Ben de en az onun kadar telaşlandım yahu..Bir heyecanla irkildim ve balkona doğru gittim..

Aşağıdan bana doğru bakıp yani sitenin bekçi kulübesinin hemen yanından yukarı doğru Aysel ablacığım, inan, gelince yukarıya her şeyi açıklayacağım, diyor..

Kapı görevlimiz Murat efendi ise tam yüzünü göremediğim minik bir hayvanı korunaklı bir alana alıyordu..Sanki kardeşim Elif ile anlaşmış gibi bir nevi koruyucu aile olmuşlar..

Sağolsun bizim Murat bey abi çok babacan insan..ve bir de etraftaki tüm hayvan canlılara kol kanat geren âdeta kanatsız bir melek..Elif yukarıya eve gelerek kapıyı usulca kapadı ya, acaba ne olmuştu? ..olsun sonunda evde..Pek merak ile şu bir kaç dakikada evin penceresinden dışarda nasıl bir durum gördü de,hiç vakit kaybetmeden koşarak o hayvancağızı korumaya almıştı..Merakla bekleyişimin sonunda.. Aysel ablacığım diye devam etti konuşmaya..biraz ürkmüş biraz kısık ve ağlamaklı bir sesle..ah be ablacığıım, dedi ve ekledi: Kıyamadım, kıyamadım..

Hele de oradaki bir kadınınönce kucağına alıp sonra bırakması, arkasından minik kedicik de hüzünle küçük iki patisini birden yüzüne ağlarcasına kapatınca..of ya içim kıyıldı..

Onu köşedeki kaldırımdan kucağına alıp ve sonra da karnı aç mı tok mu diye düşünmeden yere bırakan üçüncü kişiydi çünkü..

Ben tesadüfen ve ümit ile izliyordum balkonun penceresinden, nereden bileyim ki ablacığım ..

her kucağına alan o minik bebeği bu soğuk havada yağmurda tekrar tekrar aldığı yere geri bırakacak.. O bebek üşüyor diye düşünmek gerekmez mi..?

hayır yani öyle aldım sevdim sadece bırakmak sonra olur mu..?

hangi vicdan alırdı ki bunu, bilemedim..

Bu çok acımasızca bir nevi davranış bence ..

Sence de öyle değil mi ablacığım..Elifçiğim, bak yavrum..!

Şimdi biz bayağı kalabalık bir aileyiz biliyorsun.. Benim de tam bir yıl önce işten eve dönüşte sitenin bahçesinde görüp daha iki aylıkken sahiplendiğim bir yavru kedim var hatırlarsan..

Ablam evet evet ...Dur bir sözüm bitmedi Elifçiğim..

Ondan bir yıl önce de yeğenim mutlu olsun diye düşünerek ailesiyle ortak bir kararla muhabbet kuşları almıştık..

ve onlar kuşları bir süre sonra bize bırakmışlardı onu da biliyorsun ..

Yani ailemiz büyüdü bayağı. Şimdi yavrum iki kuşumuz , bir kedimiz varken bu minik bebek kediyi de alamayız ki..

Seni anlıyorum ama benim için fazla bu Elifçiğim..Ama Aysel ablacığım..

Onun bütün ihtiyaçlarını bu evde değil de kapı görevlimiz Murat abi ile konuştum bekçi kulübesinde karşılayacağım ..sen üzülme ne olur.. böylece sana da hiç yük olmayız..

Hımm nasıl olacak o, dememe bakmadan, hava kararmış ve ben alışveriş için aşağıya yakın markete gitmiştim..

Alışveriş dönüşünde Murat abi önümü keserek “Aysel hanım, merhaba nasılsınız?” Diye sordu.

Teşekkür ederim, iyiyim, Murat bey, hayırdır bir şey mi oldu, dedim..Murat bey: “Şey ..efendim..”

Dur söyleme kız kardeşimin yeni bulduğu kedicik mi yoksa dedim..

ve ekledim görüyorsun değil mi sende..

alma dememe rağmen aldı işte..Ahah..Aysel hanım evet ben de onu diyecektim..

Aslında kardeşiniz çok iyi niyetli, mamasını, suyunu, her bir şeyini karşılıyor sağolsun, çok merhametli hattâ..

Lâkin burası site Aysel hanım, gece olunca kulübede tutamam onu..

ve apartman merdiven boşluğuna da koyamam..bebek olduğundan yalnız kalmak onu korkutur..

çok miyavlar kat sakinleri de rahatsız olurlar..

Ben ne yaparım o zaman...yönetim beni ikaz eder ki..

zaten başka hayvanlardan dolayı daha önce birkaç sorun yaşamıştık siz de biliyorsunuz..

Ben bu anlatımdan sonra şöyle bir iç çektim..içimden “bilmez miyim” dercesine ..

Haklıydı Murat efendi ne diyebilirim ki..Şimdilik o vakit bizim evde misafirimiz olsa bu minik patimiz ..

Belki ilerleyen günlerde ona bir yuva bulabiliriz, diye hem içimden hem dışımdan sesli düşünecek oldum..

Murat bey, siz de bu konuda bana ne olur yardımcı olur musunuz?..

Elbette, dedi, Murat bey, ben de size elimden gelen yardımı sağlamaya çalışırım ..siz hiç merak buyurmayın ..

O gece kucağımda yeni misafirimiz ile eve girdim..çok minikti ve korkmuştu..

Evimizin ilk prensesi çokomel, dişi kedim pek de memnun kalmadı bu duruma ya ..adaptasyon süreci bu geceden başladı..

Ah çokomel, yapma yavrum, o senin küçüğün desem de gülümseyerek..

hırlıyor, değişik sinir tıslamaları yapmaya devam ediyor, arada da patisiyle sen kimsin demek istercesine miniğimize şaplatıyordu..

Hayvan doğal olarak çok huzursuz oldu ve olmaya da devam ediyordu..

yavruyu takibe alıyor hattâ hiç rahat vermiyor, mama ve suyunu bile paylaşmakta çok sorun yaşatıyordu..

Neyse sabah oldu..İlk günü atlattık sayılır..

Elif, canım, ekmek al fırından ..ve sonra da markete uğra..

bir kaç eksik gedik var..hee bir de bu yaramaz yeni yakışıklı minik erkeğimizi de al yanına, dedim gülerek..

belki güzel bir yuva talibi çıkar..

Ben de internet aracılığı ile fotoğrafını da ilave ederek ilana koyayım..

Tamam ablam dedi, bizim kız ve çıktı alışverişe kedicik ile..

çok ümitliyimdir ben, umarım ki ..bu tatlı yavrumuzu cici fotoğrafından sonra bir isteyen olacaktır..

Tabi biraz zaman alabilir bu durum..İçimden olsun diye geçirdim ..

o zaman zarfında bizde ona bir hayvansever olarak kol kanat gereceğiz..

İkinci, üçüncü, dördüncü gün derken bir gün de ben puset ile yolun aşağısındaki büyük bir markete girdim..Tam kasadayım..

Arkamdan sevimli iki genç..ne güzel,ne tatlı bir minik yavru..pek de yakışıklı, demez mi..

ve devam ederek ablacığım erkek yavru sanırım..?Acaba erkek mi dediler bir ağızdan ..

Ben, ay bize mi diyorsunuz, diyerek pek bir ilgiden memnun hal ile evet, dedim onlara doğru dönüp..

Gençler sevdiniz mi ,beğendiniz mi?..Sevilmez mi çok tatlı ablacım maşallah..

sokaktan mı buldunuz dediler iki genç bir ağızdan..

evet yavrum dedim..ve ekledim isterseniz size seve seve verebilirim..

Çünkü benim bir kedim daha var..Genç çocuklar hafifçe tebessüm ederek..

yok almayalım ablacığım bizde böyle bir kediyi sokaktan üzülerek aldık ve evdeki kedimizin yanına sahiplendiririz diye getirdik..

fakat gidici, kalıcı oldu, sonra kıyamadık da tekrar sokağa bırakmaya ve şimdi iki kedimiz var..

Hımm..öyle mi dedim şaşkın şaşkın bakışlar ile..

Ah evet, dediler ve selamlayarak beni oradan ayrıldılar..Benim bir an gülümseyen yüzüm düşmüş, kaşlarım yana doğru gerilmişti..

Aradan üç hafta geçti, ne internet yayınlarından ne de el tanıtımlardan bir olumlu cevap vardı..

Gerçi artık evimize minik patimiz de alışmıştı, tabi biz de ona..

Çokomel kızım da ilk günden daha az yabancılar olmuştu sanki onu..

Elif sıkıla sıkıla Aysel ablacığım biliyorum bana kızgınsın dedi birden..

evin yükünü artırdım bir de şimdi bir yavruya daha bakacağız..Elif’in söylediklerini duymuştum ama dalmış ve düşünüyordum ben de o anda..

Ben aslında çok sevgi doluyum diye içimden geçirdim..

bir değil iki patili kalp dostum artık yolumu gözleyecek ve boynuma atlayacak..

evet, neyse Allah büyük dedim içimden..

ve Elifçiğim kızmadım, kızmadım, onun da rızkı Allah’dan gelecek, Evel Allah diyerek..

..hadi isim bulma zamanı şimdi minik oğlumuza..

Ne olmalıydı hafif siyahlıkları ama çoğunlukla beyaz tüyleri vardı..

Şimdi ismini tüylerine göre mi vermeliydik bilemedim..

Birden Aysel ablacığım, dedi Elif..

Buyur canım Elifçiğim, dedim..şeyyy...

Ablam aslında ben onu ilk bulduğumda içimden ona Karbeyaz ismini vermiştim..Ne nasıl karbeyaz mı?

ama çok da bembeyaz değil ya ..hadi neyse..olsun be ablacım dedim..

Tamam canım benim madem onu sen buldun senin dediğin olsun bundan sonra adı Karbeyaz oğlan..

Birden canım ablam,merhametli Aysel ablacım benim, diye söylenerek boynuma sarıldı Elifçiğim..

O günü yani onu nasıl sahiplendiğimizi ilk günkü gibi hatırlıyorum hâlâ ..

Dalmışım ..Aradan beş yıl geçmiş..İyi ki de, iyi ki de diyordum, yine içimden sessiz sessiz ta ki..

Doktor Cevat beyin “Aysel hanım müjde, sizin sol memenizdeki kanser hücreleri tamamıyla yok olmuş”..

Nasıl yani..? benim gözlerim dolarken, ailemdeki sevdiklerimin de yüzleri gülümsedi..

Olamazdı bu, nasıl oldu Cevat hocam nasıl nasıl..

Doktor Cevat hocam devam etti ilaçların faydası ve sabırla sürece katlanman elbette..

İnan bende şaşkınım bir mucize oldu sanırım..

Cevat beye yaklaşıp hocam benim iki güzel kedim var ve ben onlarla yaşıyorum..

Acaba kedilerimin bana her gün rutin bir şekilde mırmırları ve o içten sevgilerimi beni iyileştirdi..

Çünkü ben bir çok yerel ve yabancı yazıda okuduğuma göre hayvanların insanlara manevi katkıları varmış..

Ne diyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemedim, mutluluktan şaşırdım..çokheyecanlıyım..içim içime sığmıyor..

Artık kansersiz, ilaçsız bir ikinci hayata adım atmıştım..

Bu bana o güzel Mevlam tarafından merhametimin bir hediyesiydi belki de ..

Bu ve buna benzer bir çok manevi ve maddi mucize oluyor aslında hayvan sahiplenen bir çok kişi de..

Biz bunları her gün görüyor ,okuyor, yazıyor ve yaşıyoruz..

ve bütün mucizelere rağmen hayvan sevmemek,

yaratılanı yaradandan ötürü saygısızca muamele etmek kimin haddinedir sorarım sizlere..

çok şükür bin şükür ki bu güzel melekler hayatımda ve bir çok güzel insanın da hayatlarındalar..

İyi ki varsınız..Dünya siz hayvan dostlarımız olmadan çekilmez olurdu adetâ.. nasıl yaşanırdı ki..

Hayatın içinden bir ELİF, bir AYSEL ..bir de bir çift pati..Saygılar..