Kader: Hak Teala'nın, ezelden ebede kadar olmuş veya olacak her şeyin, her şeyini ve her halini, zamanını ve mekanını, sıfatlarını ve özelliklerini ezeli ilmiyle bilip, ona göre takdir etmesidir.
Tüm olayların daha önce ve değişmeyecek şekilde düzenlendiğine inanılmış olan ezeli takdiri ifade eder.
Her yaşanılan olaydan sonra hemen kader deriz. Öğrenci dersine çalışmaz sınıfta kalır, kadere bahane geliriz. Ehliyeti olmayan birisine araba kullandırır kaza yaptırırız kadere bakın deriz. Kumar masasında kaybederiz kader deriz.
Bilmediğimiz bir işi yapmaya kalkarız, beceremediğimizi söylemeden hemen kader işte deriz.
"Kader satılmıyor ki iyisini alalım."
Töre kurallarına aykırı olan ve utanç verici işler yaparız. Hemen birileri kader işte diye saçma sapan konuşarak cevahir yumurtlar. Herkes bir yaşam seçer ve seçtiği yaşamın bedelini öder.
"Emek verdiğin insanlar; bir gün seni harcadığın da, işte o zaman değişirsin."
İnsanların iyi olması yönünde çaba sarf edersin, işlerini yoluna koyarsın, yolunu kaybetmiş insan tekrar aynı hatayı yapar. Hep bir ağızdan kader canım dersiniz KADERİN ÖTESİNDE YANLIŞ İŞLER YAPMIŞTIR.
İnanılmayacak şekilde harcama yaparak çocuklarınızı evlendirirsiniz, kız olsun, erkek olsun yanlış yapar. Birbirlerini başkalarıyla aldatırlar, aileler arasında bir düşmanlık hasıl olur, bazıları bu olayın gelişimine kader der.
Bu kaderin ötesinde toplumdaki töreyi çiğnemektir. Bazıları da bu aldatma işlerine gönül ilişkisi der. Evli insanlar arasında gönül ilişkisi olmaz. Eğer olursa sonu beklemediğimiz şekilde acı ile biter. Olay kader olmaktan çıkar. Gönül ilişkisinden de çıkar.
Yapılan bu kadar hatalardan sonra eski bir şarkı hatırlanır.
"Kader, kader derler de bu nasıl kader?"
Bazen araçların kasasına yazarsın. "Kaderimse çekerim.!"
"Şerefi olmayan insan, perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya kiralıktır, ya da satılık."
Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinizden, gönül bari yıkmayın. Başkalarının yuvalarının dağılmasına sebep olmayın. Eşleri eşsiz, çocukları anasız ve babasız bırakmayın. Buna kader denmez.
"Kötü kimselerle sıkı dostluklar kuranlar,
iyilerden şüphelenmeye başlarlar."
Bir kız çocuğu daha kundağa konduğu zaman etrafında bulunan kişiler "Kaderi güzel olsun!" derler.
Zaman, bütün hayallerimize ağzımızın payını verdi. Kaderin iyi tarafını da kötü tarafını da sonuna kadar gördük. Dert kimseye uğramasın diye devamlı evimde misafir ettim. Gördüklerimi görmezden geldim, boyun kestim. Kimsenin kaderi ile oynamak istemedim.
"Bir kimsenin edep sahibi olması
Altın sahibi olmasından daha hayırlıdır."
Bir gün öfke kontrolünüz bozulur, sabır edeceğiniz yerde belinizdeki silahı kullanırsanız bilin ki sonunuz kimsenin istemediği kodes olur. Sonra da Kader Mahkumu diye anılırsınız.
Kişilik sahibi insanların dostu az, seyircisi ve düşmanı çok olur. Kişiliğimizden asla ödün vermemeliyiz. Kendimizi biraz gevşettiğimiz zaman kaderin önüne geçilmeyeceğini o zaman görürüz. Çünkü o hatayı kendimiz işledik.
"Kadının kaderidir her şeye yetişip, kendine geç kalması.
Kadın eşinin peşinde koşar, çocuklarının peşinde koşar, yakınlarının peşinde koşar. Ancak onlara yaptıklarının karşılığını bir türlü göremez.
"Ölmek felaket değildir, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek felakettir."
Gün gelir aç kalır, açıkta kalır düçar kalırsınız. Bir şarkı dinlersiniz.
"Bana kaderimin oyunu mu bu? " diye. Kader elle tutulan gözle görülen bir şey değildir. Kader inanmaktır. Tabii ki hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanırız. Temeli bozuk insana; tonlarca demir atsan da harç tutmaz.
Sözün özü;
Sadece kadere kusur bulmayalım. Kendi yaptıklarımızı, hatalarımızı görelim. Cahil insan gülün güzelliğini görmez, gider dikenine sarılır.
"İyi birine benziyor düşüncesi değil miydi hepimizi yakan?"
Şu dünyada sevgiye dair ne varsa hepsi sizlerle olsun canım arkadaşlarım, sevgili dostlar...
"Kalemin yazdığını silersiniz de, kaderin yazdığını asla!!! "